“Eskimiş eşyalarız yeri hiç değişmeyen, yalnızlığı çağrıştırıp yılgınlığı biçimleyen” diyen şair Şükrü Erbaş kimdir?
Şükrü Erbaş, 7 Eylül 1953’te Yozgat’ta doğan Türk şair ve yazardır. Erbaş, “hüzün gömleğini” dizelerinde en iyi taşıyan şairlerden biridir.
“Sonsuzluk kirpiğimizde serçe kuşu. Bir kanadı hayal bir kanadı hatıra. Konup konup kalkıyor çaresizliğimize” dizelerinin de sahibi olan Şükrü Erbaş, ilk ve orta öğrenimini doğduğu şehir Yozgat’ta tamamladı.
ANKARA’DA GEÇEN YILLAR
1972 yılında Toprak Mahsulleri Ofisi'nde memur olarak çalışmaya başlayan Erbaş, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Öğretmenliği Bölümünden 1978 yılında mezun olduktan sonra uzun yıllar Türkçe öğretmenliği yaptı. Emekliye ayrıldıktan sonra ise tüm enerjisini edebiyata yöneltti.
EDEBİ ÜSLUBUNUN TEZAHÜRLERİ
Şükrü Erbaş, şiirlerinde insanlık durumlarını, yalnızlığı, aşkı, ölümü, toplumsal adaletsizlikleri, doğayı ve varoluşsal sorgulamaları sade ama yoğun bir dille işleyerek “dert edindi”. Duygusal samimiyeti ve içtenliğiyle geniş bir okur kitlesine ulaşmayı başardı. Dili ne gösterişlidir ne de yapay; aksine, günlük konuşmanın akışkanlığından beslenen, ama derin felsefi ve duygusal katmanlar dokusu da taşıyan bir şiir anlayışına sahiptir. Bu yönleriyle modern Türk şiirinde hem bireysel hem de toplumsal duyarlılığı harmanlayabilen nadir şairlerden biri oldu.
EDEBİ YOLCULUĞUNUN DURAKLARI
Edebi yolculuğuna 1984’te yayımlanan Yolculuklar adlı ilk şiir kitabıyla başlayan ve ilk adımını atan Erbaş, ardından Kuş Uçar Kanat Ağlar (1987), Kimliksiz (1991), Yaralı Zamansız (2008), Yaşadıkça (2016) ve Dicle Üstüne Şiirler (2020) gibi kitaplarla şiir dünyasını zenginleştirdi. 2004 ve 2014 yıllarında yayımlanan Bütün Şiirleri derlemeleri ise onun şiir evrenine toplu bir bakış sunarak Türk edebiyatında önemli bir yer edindi. Şiir dışında deneme türünde de üretken olan yazar, Çıplaklık ve Örtü (1999), Bir Gün Anlarsın (2005) ve İnsan Benden Gibidir (2012) gibi kitaplarıyla düşünce dünyasını okurlarına açtı. Bu denemelerde hayata, insana, topluma ve edebiyata dair naif ama keskin gözlemlerini aktarır; okuyucuyu hem düşündürür hem de duygusal olarak sarsmaktan geri durmaz. Hüznü ve sevinci aynı eksende hemhâl eder.
ŞÜKRÜ ERBAŞ’IN ALDIĞI ÖDÜLLER
Şükrü Erbaş’ın edebi başarıları çeşitli ödüllerle de taçlandı: 1988’de Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülünü Kuş Uçar Kanat Ağlar ile, 1994’te Orhan Murat Arıburnu Şiir Ödülünü Kimliksiz ile, 2005’te Behçet Necatigil Şiir Ödülünü Bütün Şiirleri ile ve 2017’de Erdal Öz Edebiyat Ödülünü alarak Türk şiirindeki yerini perçinledi. Günümüzde hâlâ aktif olarak yazan, okurlarıyla buluşan ve şiir akşamlarında sesini duyuran Erbaş, sade ama etkileyici üslubuyla genç şairlere de ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Erbaş’ın şiiri, yalnızca bir edebiyat metni değil, aynı zamanda insanın kendisiyle ve dünyayla barışmasına zemin hazırlayan sessiz bir “vaveyla” davetidir.
ŞİİR KÖŞESİ
“Senin Korkularını Benim İnceliğimi” adlı uzun mensur şiirinden küçük bir kısım:
Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi
Ne kapanan kapılar
Ne yıldız kayması gecede, ne güz
Ne ceplerde tren tarifesi
Ne de turna katarı gökte
İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini
Birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine
Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken
Duvarlara dalıp dalıp gitmesi
Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık…