Türkiye’de sessiz çığlık: Türkiye’de kadınların yarısı şiddeti anlatamıyor

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile TÜBİTAK iş birliğinde yürütülen araştırma, Türkiye genelinde 18 binden fazla kadınla yapılan görüşmelerle şiddetin boyutlarını gözler önüne serdi. Araştırma sonuçlarına göre kadınların yüzde 47.7’si yaşadığı şiddeti kimseyle paylaşmıyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının öncülüğünde, TÜBİTAK 1007 Programı kapsamında Marmara Üniversitesi ve TÜİK tarafından yürütülen araştırma, kadına yönelik şiddetin mevcut durumunu, risk faktörlerini, etkilerini ve çözüm yollarını belirlemeyi hedefledi. Türkiye genelinde 22 bin 110 hanede, 15-59 yaş arası 18 bin 275 kadınla yüz yüze, bilgisayar destekli görüşmeler yapıldı. Araştırma, İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 1. Düzey ve kent-kır ayrımına göre düzenlendi. Şiddet türleri, sadece eş veya eski eşten değil; aile, sosyal çevre ve yabancılar gibi farklı kaynaklardan gelen etkilerle incelendi. İlk kez dijital şiddet ve son 12 ay içindeki ısrarlı takip de araştırmaya eklendi.

YAŞAM BOYU ŞİDDET DENEYİMLERİ

Araştırma, kadınların yaşamlarının herhangi bir döneminde maruz kaldığı şiddeti detaylı bir şekilde belgeledi. Verilere göre, kadınların yüzde 28.2’si psikolojik, yüzde 18.3’ü ekonomik, yüzde 12.8’i fiziksel şiddete maruz kaldı. Fiziksel şiddet, 35-44 yaş grubunda yüzde 14.7 ile en yüksek oranda görüldü; 45-59 yaş grubu yüzde 14.3, 25-34 yaş grubu yüzde 11.9 ile izledi. Boşanmış kadınlarda psikolojik şiddet yüzde 62.1, ekonomik şiddet yüzde 42.5, fiziksel şiddet yüzde 41.5 oranında tespit edildi. Evli kadınlarda bu oranlar sırasıyla yüzde 26.4, yüzde 19.9 ve yüzde 11.6 oldu. Hiç evlenmeyen kadınlarda ise psikolojik şiddet yüzde 25.7, dijital şiddet yüzde 14.2, ısrarlı takip yüzde 13.4 olarak kaydedildi. Eğitim seviyesine göre ekonomik şiddet, okul bitirmeyenlerde yüzde 31.8 iken yükseköğretim mezunlarında yüzde 8.9’a düştü. Bölgesel olarak, fiziksel şiddet Kuzeydoğu Anadolu’da yüzde 25.9 ile en yüksek, Ortadoğu Anadolu’da yüzde 8.8 ile en düşük seviyede görüldü.

SON 12 AYIN ŞİDDET GERÇEĞİ

Verilere göre, son 12 ayda kadınların yüzde 11.6’sı psikolojik, yüzde 3.7’si dijital, yüzde 3.2’si ekonomik, yüzde 3.1’i ısrarlı takip, yüzde 2.6’sı fiziksel, yüzde 0.9’u cinsel şiddete maruz kaldı. Yoğun kentlerde psikolojik şiddet yüzde 12.2, dijital şiddet yüzde 4.2 oranında öne çıktı. Kırda ise ekonomik şiddet yüzde 3.7, fiziksel şiddet yüzde 2.6 olarak kaydedildi. Yaş gruplarına göre 15-24 yaş arası kadınlar tüm şiddet türlerinde en yüksek oranlara sahip; dijital şiddet bu grupta yüzde 7.3 ile zirve yaptı. Medeni duruma göre, boşanmış kadınlarda fiziksel şiddet yüzde 5.2, ısrarlı takip yüzde 7.3; hiç evlenmeyenlerde ısrarlı takip yüzde 5.7; evlilerde psikolojik şiddet yüzde 10.2 ile en düşük oldu. Eğitim seviyesine göre ekonomik şiddet, okul bitirmeyenlerde yüzde 5.3, yükseköğretim mezunlarında yüzde 1.5 olarak belirlendi.

ŞİDDETİN KAYNAKLARI VE NEDENLERİ

Araştırma, dijital şiddetin yüzde 62.3’ü, ısrarlı takibin yüzde 39.6’sı yabancı birilerinden geldi; eş/eski eş/eski birlikte olunan kişi dijital şiddette yüzde 15.7, ısrarlı takipte yüzde 32.1 oranında yer aldı. Eş veya birlikte olunan kişinin fiziksel/cinsel şiddeti için kadınlar, yüzde 21.7 ile erkeğin öfke kontrol sorununu en yaygın neden olarak belirtti. Erkeğin yetiştirilme tarzı yüzde 13.3, maddi sıkıntı yüzde 13.0 ile diğer önemli nedenlerdi. Öfke kontrolü, 25-34 yaş grubunda yüzde 28.3 ile öne çıkarken, maddi sıkıntı 45-59 yaş grubunda yüzde 15.1 oranında belirtildi. Kıskançlık, 15-24 yaş grubunda yüzde 14.1 ile daha yaygınken, yaş ilerledikçe azaldı.

ŞİDDETİN PAYLAŞIMI VE SESSİZLİK

Araştırmalara göre, eş veya birlikte olunan kişinin şiddetine maruz kalan kadınların yüzde 31.8’i bu durumu kendi ailesinden bir kadınla, yüzde 10.2’si kadın arkadaş ya da tanıdıkla, yüzde 4.4’ü eşinin ailesinden bir kadınla paylaştı. Ancak yüzde 47.7’si en son şiddet deneyimini kimseye anlatmadı, bu da kadınların sıkça sessiz kalmayı tercih ettiğini gösteriyor.

VERİLERLE MÜCADELEYE DESTEK

18 Kasım 2024-31 Ocak 2025 tarihleri arasında tamamlanan bu araştırma, kadına yönelik şiddetin çok boyutlu yapısını ortaya koyarak, farkındalık ve önleme stratejileri için veri temelli bir zemin sunuyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, TÜBİTAK ve TÜİK’in iş birliğiyle hazırlanan bulgular, kadınların sesini güçlendirmek için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Detaylı sonuçlar ilgili kurumların resmi kaynaklarında erişilebilir.

VERİLER ÇÖZÜM İÇİN YETERLİ Mİ?

Araştırma, kadına yönelik şiddetin çok boyutlu yapısını ortaya koyarak önemli bir farkındalık yaratıyor, ancak bazı eksiklikler dikkat çekiyor. 60 yaş üstü kadınların kapsam dışı bırakılması, yaşlı kadınların deneyimlerini görünmez kılıyor. Ayrıca, dijital şiddet ve ısrarlı takip gibi yeni alanların ölçüm kriterlerinin belirsizliği, verilerin yorumlanmasını zorlaştırıyor. Kadınların yüzde 47.7’sinin şiddeti paylaşmaması, kurumsal destek mekanizmalarının erişilebilirlik ve güven sorunlarına işaret ediyor. Bu veriler, politika geliştirme için güçlü bir temel sunsa da, daha kapsayıcı örneklemler ve net ölçüm yöntemleriyle desteklenmediği sürece, çözüm odaklı adımlarda sınırlı kalabilir. Yine de çalışma, kadınların sesini duyurmak için kritik bir adım olarak öne çıkıyor.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber