Gazeteci Orhan Uğuroğlu, Öcalan'a Umut Hakkı'nın şifresini açtı! Öcalan Devlet Başkanı mı olacak?

Terör örgütü PKK’nın çekilme açıklaması, yeni bir dönemin kapısını mı aralıyor? Gazeteci Orhan Uğuroğlu, Yeni Ankara’ya yaptığı değerlendirmede, “Amerika’nın planı hâlâ devrede; hatta Öcalan’ın bir gün Suriye’nin başına geçmesi bile mümkün.” dedi.

Türkiye, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te TBMM grup toplantısında yaptığı “PKK lağvedilsin, Öcalan konuşsun” çağrısıyla başlayan “Terörsüz Türkiye” sürecini konuşmaya devam ediyor.

Bahçeli’nin bu çıkışı, terör örgütünün adım adım somutlaşan kararlarıyla karşılık buldu. 5-7 Mayıs tarihlerinde düzenlenen 12. Kongre’de PKK, silah bırakma ve örgütsel fesih kararı aldı. 26 Ekim’de ise KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, Kandil’de düzenlediği basın toplantısıyla Türkiye sınırları içindeki tüm güçlerin Medya Savunma Alanları’na tamamen çekildiğini iddia etti.

Ancak bu gelişmeler, 2023’te dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Kastamonu’da yaptığı “86 terörist kaldı, 29 Ekim 2023’te dağlarda tek PKK’lı kalmayacak.” açıklamasını hatırlattı. O dönemde güvenlik birimleri Soylu’yu yalanlamış, örgütün faaliyetlerinin hâlâ sürdüğünü bildirmişti.

Gazeteci Orhan Uğuroğlu, bugün yeniden benzer ifadelerin kullanıldığını belirterek süreci şu sözlerle değerlendirdi:

“O dönemde Soylu’nun o ifadesini ciddiye almıyorum. O açıklamalar doğru analizler değildi. Elbette hepimiz terörsüz bir Türkiye isteriz ama önemli olan bu sözlerin sahada karşılığı olup olmadığıdır.”

“AMERİKA’NIN SURİYE PLANI HÂLÂ DEVREDE”

Uğuroğlu, terörle mücadelenin sadece sınır içi operasyonlarla bitmeyeceğini, asıl belirleyici unsurun Suriye’nin kuzeyinde yaşandığını vurgulayarak, “PKK’nın uzantıları hâlâ sınır ötesinde. PYD var, SDG var, Amerika’nın açık desteğiyle bir Kürt yapılanması inşa ediliyor. Bu yapının ileride devletleşme sürecine dönüşmesi planı hâlâ masada. Benim daha önce yazdığım gibi, PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın bir gün bu yapının başına geçmesi, hatta Suriye Devlet Başkanı olması bile mümkün olabilir. Çünkü Amerika bu planı yıllardır işliyor.” dedi.

Uğuroğlu’na göre bu süreç Türkiye’nin kararlılığıyla dengelenebilir, aksi takdirde “çekilme” açıklamaları sadece bir algı operasyonuna dönüşür.

“AK PARTİ DÖNEMİNDE TERÖR YENİDEN CANLANDI”

40 yılı aşkın süredir süren terörle mücadelenin Türkiye’ye ekonomik ve insani olarak ağır bedeller ödettiğini hatırlatan Uğuroğlu, “Bu ülke teröre trilyonlarca dolar harcadı. O parayla fabrikalar kurulur, gençlere istihdam sağlanırdı. Ama maalesef sorun bitmedi. 2000’lerin başında terör neredeyse sona ermişti, AK Parti döneminde yeniden canlandırıldı.” sözleriyle eleştirisini dile getirdi.

“YÜCE DİVANLIK SUÇLAR VAR”

Uğuroğlu, bu noktada sürecin arka planına dair dikkat çeken bir detaya da değinerek, “Ben bu konuda ‘İmralı Mektupları’nı okudum. Öcalan orada diyor ki: ‘Devlet Bahçeli, MHP’yi bu işe katmadan, CHP’yi dahil etmeden çözüm süreci yürümez.’ Bugün olan da bu.” ifadelerini dile getirdi.

Uğuroğlu, terörün yalnızca güvenlik meselesi değil, devlet içindeki yapılanmalarla da doğrudan bağlantılı olduğunu şu sözlerle belirtti:

“Ama asıl mesele şu; bu durum Türkiye’de yargıya, demokrasiye ve dış politikaya zarar veriyor. Bu ülkede Yüce Divanlık suçlar var. 15 Temmuz da dahil olmak üzere, devlet içinde paralel yapılar kuruldu. Bunlar hesap vermeden Türkiye düzelmez."

“AYRIMCILIK YOK, TERÖR VAR”

Geçtiğimiz günlerde Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un Diyarbakır’da Kürtçe yaptığı konuşma, siyaset arenasında geniş yankı bulmuştu. Konuşmanın TBMM’nin resmi hesaplarından paylaşılması bir ilk olarak kayda geçti.

Uğuroğlu, bu tür adımları doğal ama sınırları belirli jestler olarak değerlendirerek şunları söyledi:

“Bunlar sembolik jestlerdir. Kürtçe konuşmanın bir sakıncası yok. İster İngilizce konuşulsun, ister Fransızca, ister Lazca… İnsanlar kendi anadilinde konuşabilir. Ama devletin resmi dili Türkçedir. Amerika’da İngilizce, Fransa’da Fransızca, Almanya’da Almancadır. Devlet kurumlarında herkes resmi dilde konuşur. Mahkemede gerekiyorsa tercüman çağrılır. Bu gayet doğaldır. Kürt vatandaşlarımız da bu ülkenin eşit bireyleridir. İki Kürt Cumhurbaşkanımız oldu, yüzlerce bakan, siyasetçi, iş insanı çıktı. Ayrımcılık yoktu, terör vardı.”

“ÖZGÜR MEDYA BU FARKI ANLATMAK ZORUNDA”

Gazeteci Uğuroğlu, barışın sağlanması için “kimlik” ile “terör” arasındaki ayrımın doğru biçimde aktarılması gerektiğini vurguladı:

“Öcalan’ın ve onun yarattığı terörün bedelini hepimiz ödedik. Kürtlerin özgürlük mücadelesi yok; Amerika’nın desteğiyle yürütülen bir ajan terörü var. Bizim bu farkı doğru anlatmamız gerekiyor. Ve bunu anlatacak özgür medyaya ihtiyaç var. Kürtlerin özgürlük mücadelesi diye anlatılan şeyin arkasında Amerika’nın çıkarları var. Bunu doğru anlatacak, halkı manipülasyondan koruyacak özgür bir medya şart.”

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber