Avukat Hakan Erdem: “Anayasa hedefte!”

Avukat Hakan Erdem, “Terörsüz Türkiye” sürecine ve planlanan anayasa değişikliklerine sert sözlerle tepki gösterdi. “İlk dört maddeye dokunmuyoruz” söyleminin gerçeği yansıtmadığını belirten Erdem, Yeni Ankara'ya yaptığı açıklamada, “Ulus devlet kimliği işlevsiz hale getirilmeye çalışılıyor” dedi.

“Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” olarak yeniden adlandırılan ‘Terörsüz Türkiye’ süreci, Ankara kulislerinden sokaktaki vatandaşa kadar geniş bir yelpazede tartışılmaya devam ediyor. Sürecin hem siyasi hem de hukuki boyutlarını Türk Milliyetçisi Avukatlar Grubu Başkanı Avukat Hakan Erdem, Yeni Ankara'ya değerlendirdi. Avukat Erdem, mevcut komisyonun nihai hedefinin göründüğünden çok daha derin bir amacı olduğunu savunuyor. Meselenin yalnızca terörle mücadele olmadığını vurgulayan Erdem, "Devletin kuruluş felsefesi, ulus kimliği ve anayasanın koruma altındaki maddeleri de hedefte" dedi.

Ankara, Türkiye ve dünya gündemini Yeni Ankara'dan takip etmek artık WhatsApp'ta da mümkün. Haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesi için tıklayın.

"KOMİSYONUN SİYASİ HEDEFLERİ VAR"

Avukat Hakan Erdem, komisyonun tüm tarafları “Terörsüz Türkiye” sürecinin bir anayasa komisyonu olmadığını ifade etse de asıl hedefin yeni anayasa olduğunu düşündüğünü belirtti. Erdem’e göre süreç yalnızca terör meselesini değil, anayasa değişiklikleri üzerinden devletin kuruluş felsefesini ilgilendiren siyasi hedefleri de içeriyor.

"BU MECLİS KURUCU MECLİS DEĞİLDİR"

Anayasanın alelade bir kanun metni olmadığını hatırlatan Erdem, “Sıfırdan anayasa yapacak olan meclis, kurucu meclis olmalıdır. Ülkede ne savaş oldu ne ordu teslim oldu ne de işgal yaşandı. Bu meclis kurucu meclis değildir. Anayasanın bazı maddeleri değişebilir ama ‘yeni anayasa yapıyoruz, devletin kuruluş kodlarını değiştiriyoruz’ diyemezsiniz.” ifadelerini kullandı.

HEDEFTE 42. VE 66. MADDELER VAR

Anayasanın ilk dört maddesinin doğrudan değiştirilmek yerine işlevsiz hale getirilmeye çalışıldığını savunan Erdem, “66. madde Türk vatandaşlığını tanımlar, 42. madde ise ana dilde eğitim ve laik-sosyal devlet anlayışını korur. Bu maddelerde yapılacak değişiklik, ilk dört maddeyi ölü kanun haline getirecektir.” diye konuştu.

ULUS DEVLET KİMLİĞİNE VURGU

Erdem, ulus devlet esasına göre kurulmuş bir devleti, “üstte ümmet kimliği, altta etnik çeşitlilik” anlayışıyla dönüştürmeye yönelik girişimlerin anayasa aykırı olduğunu belirtti. Erdem, “Türk üst kimliğini dışlayan eşit vatandaşlık anlayışı, aslında kuruluş felsefesini ortadan kaldırma çabasıdır.” dedi.

2010 REFERANDUMUNDAN 15 TEMMUZ’A

Sürecin temelinde 'siyasi hesapların yattığını' vurgulayan Erdem, “2010 referandumuyla HSYK yapısı değiştirildi, yargı yürütmenin vesayeti altına alındı. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ tasfiye edildi ama bu kriz fırsata çevrilerek rejim değiştirildi. Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle yasama organının yetkileri yürütmeye devredildi. Yasama artık ülkenin çözüm noktası değil.” diyerek bugün gelinen noktanın aslında bir sürecin parçası olduğuna değindi.

TERÖRİSTLE BARIŞ OLMAZ

“Dağdan insin siyaset yapsın” anlayışını eleştiren Erdem, “Bir devlet kendi varlığını korumak için teröristle anlaşmaz. Eve dönüş yasası önceden de vardı fakat hakikaten pişman olan ve örgütten kurutulmak isteyen insanlar bundan faydalanırdı. Yaptıklarından pişmanlık duymayan teröristler bu yasayla dönebilirler mi? Bu durum diğer terör örgütlerinin iştahını kabartır. PKK, uluslararası bir terör örgütüdür. Kuruluş amaçları doğrultusunda kazanım elde ettiklerini söylüyorlarsa, bu zaten sürecin niyetini ortaya koyar.” dedi.

UMUT HAKKI TARTIŞMASI

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın umut hakkından faydalanmasının hukuken imkânsız olduğunu belirten Erdem, “Bu hak adi suçlular içindir. Ülkenin kurucu değerlerine silahlı başkaldırıda bulunmuş, halkını hedef almış kişilere uygulanamaz. Üstelik Öcalan bundan pişmanlık duyduğunu da ifade etmiyor. Örneğin, ABD’de 11 Eylül saldırısını yapan teröristler sağ olarak ele geçirilmiş olsaydı, teröristler yaptıklarından pişmanlık duymadıklarını ifade ettikleri halde umut hakkı tanınır mıydı? Dünyada bunun örneği yoktur.” dedi.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber