Yeni ev sahibi olma modeli: Paylaşımlı mülkiyet nedir, nasıl işler?
Tek başına ev almakta zorlananlar için yeni bir kapı aralanıyor: Paylaşımlı mülkiyet. Bankalardan özel kredi imkânıyla gelen bu modelin avantajları neler, hangi hukuki riskleri barındırıyor? İşte tüm detaylar...
Türkiye'de durmaksızın artan konut fiyatları, ev sahibi olmak isteyenleri alternatif çözümlere yönlendiriyor. Bu süreçte, dünyada da popülerleşen ve birden fazla kişinin tek bir mülke ortak olmasını sağlayan "paylaşımlı mülkiyet" modeli, ülkemizde de özellikle yatırımcılar için yeni bir fırsat olarak öne çıkıyor. Bankaların da bu modele özel kredi paketleri sunmaya başlamasıyla, sistemin avantajları ve potansiyel riskleri daha çok merak ediliyor.
PAYLAŞIMLI MÜLKİYET NEDİR VE SİSTEM NASIL İŞLER?
Paylaşımlı mülkiyet, en basit tanımıyla bir konutun mülkiyet hakkının birden fazla kişi arasında paylaştırılmasıdır. Bu model genellikle her ortağın pay oranının tapuda net olarak belirtildiği "paylı mülkiyet" şeklinde uygulanır. Artan ilgiyle birlikte bankalar ve finans kuruluşları, en az iki, en fazla beş kişiden oluşan alıcı gruplarına özel olarak tasarlanmış konut kredisi paketleri sunarak bu süreci finansal olarak desteklemektedir.
YATIRIMCI İÇİN NE GİBİ AVANTAJLAR SUNUYOR?
Bu model, özellikle yatırımcılar için önemli faydalar barındırır. Yatırımcılar, bir konutun toplam maliyetini tek başına karşılamak yerine, bütçeleri oranında mülke ortak olurlar. Bu sayede hem mülkün kira gelirinden hem de gelecekteki değer artışından kendi payları oranında kazanç elde ederler. Bu durum, daha düşük bir sermaye ile gayrimenkul piyasasına girme imkânı tanır.
BU MODEL EN ÇOK HANGİ ŞEHİRLERDE YAYGINLAŞIYOR?
Paylaşımlı mülkiyet modeli, şu an için en çok tatil bölgelerinde rağbet görüyor. Özellikle konut fiyatlarının çok yüksek olduğu sahil şeridinde bu yönteme ilgi artmış durumda. Modelin en sık uygulandığı şehirler arasında Muğla (Bodrum, Fethiye), İzmir (Çeşme, Urla), Antalya (Kaş, Kalkan, Alanya) ve Aydın (Kuşadası, Didim) öne çıkıyor.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN RİSKLER VE HUKUKİ DETAYLAR
Modelin avantajları olsa da dikkatle yönetilmesi gereken riskleri de bulunuyor. En büyük zorluklardan biri, ortaklardan birinin hissesini satmak istemesi durumunda ortaya çıkabilir. Diğer ortakların yasal "ön alım (şüfa) hakkı" bulunsa da bu durum, satış sürecini yavaşlatabilir ve ortaklar arasında anlaşmazlıklara yol açabilir. Tatil evlerinde ise kullanım tarihlerinin belirlenmesi, temizlik ve bakım masraflarının paylaşımı gibi operasyonel konularda da sorunlar yaşanabilir.
SORUNLARI AŞMANIN ANAHTARI: DETAYLI VE RESMİ SÖZLEŞMELER
Uzmanlar, bu tür riskleri en aza indirmenin en etkili yolunun, tüm şartların en ince ayrıntısına kadar belirlendiği bir ortaklık sözleşmesi hazırlamak olduğunu vurguluyor. Bu sözleşmede;
Payların nasıl satılacağı ve çıkış stratejisi,
Kullanım takvimi ve kuralları,
Masrafların nasıl paylaşılacağı,
Hasar durumunda izlenecek prosedürler gibi tüm konular net bir şekilde yer almalıdır.
Hukuki güvenceyi artırmak için hazırlanan bu sözleşmenin tapuya şerh edilmesi, yani resmi kayıtlara işletilmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, konutun kısa dönemli kiralanması düşünülüyorsa, ilgili yasa (7464 Sayılı Kanun) gereği izin belgesi alınması ve diğer yasal zorunlulukların yerine getirilmesi şarttır.