Türk edebiyatının çizgi dışı sesi: Can Yücel kimdir, nereli, kaç yaşında?
Modern Türk şiirinin asi sesi Can Yücel (1926-1999), 7 yıl Milli Eğitim Bakanlığı yapan Hasan Âli Yücel’in oğludur. Cambridge'de okuyan, BBC spikerliği yapan Yücel hakkında merak edilen her şey. İşte detaylar...
Can Yücel, 21 Ağustos 1926’da İstanbul’da, önemli bir eğitimci ve siyasetçi olan babası Hasan Âli Yücel’in gölgesinde değil, kendi asi ve samimi çizgisiyle doğdu. Ankara ve Cambridge Üniversitelerinde Latince ve Yunanca eğitimi alarak sağlam bir klasik kültür temeli edindi. Eğitimi sonrasında çeşitli elçiliklerde çevirmenlik yaptı, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik görevini yürüttü ve askerliğini Kore’de tamamladı. Türkiye’ye döndüğünde ise bir süre Bodrum ve Marmaris’te turist rehberi olarak çalışarak, çok yönlü ve sıra dışı bir kariyer yolculuğu izledi.
ŞİİR VE SİYASETTEKİ MUHALİF KİMLİĞİ
Can Yücel’in sanatı, 1945'ten itibaren çeşitli edebiyat dergilerinde yayımladığı eserlerle şekillendi. Ancak 1965 sonrası dönemde şiirine eklediği taşlama, toplumsal duyarlılık ve siyasi eleştiri, onu Türk edebiyatında farklı bir yere taşıdı. Kullandığı kaba ama samimi dil ve kendine has buluşlarıyla tanındı. Şair, sadece sözleriyle değil, siyasi eylemleriyle de muhalif kimliğini korudu; 1996’da Emek Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı ve 1999 seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nden milletvekili adayı oldu.
ÇEVİRİLERİ NEDENİYLE GELEN HAPİS CEZALARI
Yücel’in hayatı, siyasi duruşu nedeniyle sık sık yargılandı ve kesintiye uğradı. 12 Mart 1971 döneminde, devrimci liderler Che Guevara ve Mao’dan yaptığı çeviriler gerekçe gösterilerek 15 yıl hapse mahkûm edildi, ancak 1974 genel affıyla serbest kaldı. 12 Eylül 1980 sonrasında ise "müstehcen" olduğu iddiasıyla Rengahenk adlı kitabı toplatılarak yeniden hedef haline geldi. Şairin bu zorlu dönemlerde bile kalemini susturmaması, Bir Siyasinin Şiirleri gibi eserlerini ortaya çıkarmasını sağladı.
SHAKESPEARE'İ HALKIN DİLİNE ÇEVİREN USTA
Can Yücel, sadece kendi şiirleriyle değil, çevirmenlikteki özgün yaklaşımıyla da iz bıraktı. Lorca ve Brecht gibi önemli isimlerin yanında, Shakespeare çevirileriyle Türk edebiyatına büyük katkı sağladı. O, eserleri kelime kelime çevirmek yerine, halkın anlayacağı, yerel ve zengin bir dille yeniden yorumlamayı tercih etti. Shakespeare'in meşhur dizesi "to be or not to be" ifadesini "bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin" şeklinde çevirmesi, bu özgür ve yaratıcı çeviri anlayışının simgesi haline geldi.
DATÇA’DA BAŞLAYAN VE TARTIŞILAN İSTİRAHAT
Hayatının son yıllarını eşi Güler Yücel ile birlikte çok sevdiği Eski Datça’da geçiren Can Yücel, 12 Ağustos 1999’da, 72 yaşında İzmir’de vefat etti. Çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlandı ve vasiyeti üzerine Datça’ya defnedildi. Ancak, mezarının 1999 Gölcük depreminin yaşandığı talihsiz bir günde toprağa verilmesi ve sonrasında mezarının tahrip edilmesi, Datça Belediyesi’nin "şarap" gerekçesiyle anma törenlerini iptal etmesi gibi tartışmalar, şairin ölümünden sonra da mirasının gündemde kalmasına neden oldu.