Tiyatroya adanmış bir ömür: Müşfik Kenter
Müşfik Kenter, 13 sene önce bugün; 15 Ağustos 2012’de yaşamını yitiren, Türk tiyatrosunun ve sinemasının en önemli isimlerinden biri olarak kabul edilen, aynı zamanda seslendirme sanatçısı olarak da büyük bir etki bırakmış usta bir sanatçıdır.
9 Eylül 1932’de İstanbul’da doğan ve 15 Ağustos 2012’de hayatını kaybeden Kenter, ablası Yıldız Kenter ile birlikte Türk tiyatrosuna damga vuran Kent Oyuncuları'nın kurucularından biri olmuştur. Tiyatro, sinema ve seslendirme alanındaki çalışmalarıyla geniş bir kitleye hitap etmiş, sanata adanmış bir yaşam sürmüştür.
MÜŞFİK KENTER’İN HAYATINDAN İZ DÜŞÜMLER
Tam adıyla Müşfik Galip Kenter, diplomat Ahmet Naci Kenter ile İngiliz asıllı Olga Cynthia (Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını aldıktan sonra Nadide Kenter adını kullanmıştır) çiftinin en küçük çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Ailesinin Ankara’ya taşınmasıyla eğitimine Çankaya İltekin İlkokulunda başladı, ardından Cebeci Kurtuluş Ortaokuluna devam etti. Ancak Atatürk Lisesinde birinci sınıfta öğrenimini yarıda bırakarak tiyatroyla tanıştı. 1947 yılında, ablası Yıldız Kenter’in yönlendirmesiyle Ankara Devlet Tiyatrosunun çocuk bölümünde tiyatroya adım attı.
1950 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümüne giren Kenter, 1955’te buradan yüksek dereceyle mezun oldu ve Devlet Tiyatrolarına katıldı. Tiyatro kariyerine “Oğuz Ata” oyunuyla başlayan Kenter, kendini sanata adamış bir isim olarak kısa sürede dikkat çekti. Ankaragücü ve Gençlerbirliği’nde lisanslı basketbol oynarken bu tutkudan bile tiyatro için vazgeçti.
TİYATRO SAHNESİNDE DEVLEŞTİ
Müşfik Kenter, 1959’da Devlet Tiyatrolarından ayrılarak İstanbul’a taşındı ve ablası Yıldız Kenter ile birlikte Muhsin Ertuğrul yönetimindeki Küçük Sahne’de çalışmaya başladı. Şükran Güngör ve Kamuran Yüce ile bir araya gelerek 1960-1961 sezonunda Site Tiyatrosunu kurdular. Bu topluluk, 1962’de Kent Oyuncuları adını aldı. 1968 yılında, Kenter kardeşler ve Şükran Güngör, büyük fedakârlıklarla İstanbul Harbiye’de Kenter Tiyatrosunun binasını inşa ettiler. Bu süreçte tüm birikimlerini ortaya koydular, Anadolu’da turneler düzenlediler ve bir koltuk satma kampanyasıyla destek topladılar. Kenter Tiyatrosu, Türk tiyatrosunda bir ekol haline geldi ve birçok sanatçının yetişmesine katkı sağladı.
Müşfik Kenter, tiyatro sahnesinde William Shakespeare, Anton Çehov, Bertolt Brecht, Eugene Ionesco, Harold Pinter ve Arthur Miller gibi dünyaca ünlü yazarların eserlerini başarıyla sahneledi. “Hamlet”, “Cyrano de Bergerac”, “Sustalı Mack” gibi ikonik rolleriyle tiyatro edebiyatının en önemli karakterlerini canlandırdı. Özellikle Murathan Mungan’ın Orhan Veli şiirlerinden uyarladığı Bir Garip Orhan Veli adlı tek kişilik oyunu, 30 yıldan fazla süre sahnelenerek Türkiye’de bir oyuncunun aynı rolde en uzun süre performans sergilediği eserlerden biri oldu.
Kenter, sadece oyuncu olarak değil, aynı zamanda eğitmen olarak da Türk tiyatrosuna katkıda bulundu. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarından emekli olduktan sonra Haliç Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü Başkanlığı ve Bakırköy Belediyesi Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmenliği görevlerini üstlendi. Akademi Kenter bünyesinde yeni nesil sanatçıların yetişmesine olanak sağladı.
SİNEMA VE TELEVİZYON KARİYERİ
Müşfik Kenter, tiyatronun yanı sıra sinema ve televizyonda da unutulmaz işlere imza attı. Sinema kariyerine 1961 yapımı Sessiz Harp filmiyle başlayan Kenter, Sevmek Zamanı (1965) filminde melankolik ve tutkulu bir karakter olan Boyacı Halil rolüyle büyük beğeni topladı. Diğer önemli filmleri arasında Dişi Kurt (1963), Murtaza (1965), Bozuk Düzen (1966), O Kadın (1966), Üç Arkadaş (1971) ve Seni Kalbime Gömdüm (1982) yer alıyor. 1966’da Bozuk Düzen filmindeki Hakkı rolüyle 3. Antalya Film Festivali’nde “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödülünü kazandı.
Televizyon dizilerinde de aktif olan Kenter, Avrupa Yakası, Yasemince, Süper Baba, Kurtuluş, Zümrüt, Şapkadan Babam Çıktı gibi yapımlarda rol aldı. Ayrıca Alf dizisindeki uzaylı karakter Alf’in Türkçe seslendirmesini yaparak geniş kitlelerce tanındı.
Hayatı boyunca birçok prestijli ödül kazanan Müşfik Kenter, akciğer kanseri ve buna bağlı gelişen akciğer enfeksiyonu nedeniyle 7 Ağustos 2012’den itibaren İstanbul Çağlayan Florence Nightingale Hastanesinde tedavi gördü. 15 Ağustos 2012’de, 80 yaşında solunum ve dolaşım yetersizliği sebebiyle hayatını kaybetti. Cenazesi, 17 Ağustos 2012’de Kilyos Aile Mezarlığına defnedildi.