Serap Baysal: "Hayvancılığa elveda, sermayeye merhaba"
Yeniçağ TV'de, YeniAnkara.com.tr Yazarı Erol Tosun'un moderatörlüğündeki "Dinamik Bakış" programının bu haftaki konuğu Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Serap Baysal oldu.
Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Serap Baysal, Yeniçağ TV’de Erol Tosun’un “Dinamik Bakış” programında gündemdeki maden yasası tasarısını sert sözlerle ele aldı. Türkiye’nin en eski memur sendikalarından birinin ilk kadın genel başkanı olan Baysal, orman yangınlarının arttığı ve zeytinliklerin maden adı altında talan edildiği günümüzde, sendikanın ekoloji, emek ve kadın hakları mücadelesinin öncüsü olduğunu vurguladı.
“SÜPER İZİNLİ TORBA YASASI: DOĞA VE HALK HAKLARI GÖZ ARDI EDİLİYOR”
Baysal, “'Süper İzinli Torba Yasası', tamamen yağma ve sömürüye dayalı, sermaye odaklı şirketlerin karını artırmayı amaçlayan, halkın ve üreticinin söz hakkını yok sayan bir süper talan yasasıdır.” diyerek, AKP’li milletvekillerinin sermayenin çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini iddia etti. “Bu yasa, yaşam alanlarımızı sınırsızca sermayeye devrediyor, köylüyü, emekçiyi, kadını çocuğu ve geleceğimizi hedef alıyor.” diyen Baysal, yasanın ekolojik kırım anlamına geldiğini ve özellikle zeytinlikler ile meraların sermayeye açılması sonucu köylerin boşalacağını anlattı.
Milas İkizköy örneğine değinen Baysal, “Orada 20’den fazla köy boşaltılacak, 33 bin insan evlerinden uzaklaşacak. Kanun çıkmadan kamyonlar çalışmaya başladı bile.” diyerek yasa yürürlüğe girmeden yaşanan tahribata dikkat çekti. Ayrıca siyanürle altın arama faaliyetlerinin toprağı ve su kaynaklarını kirlettiğini belirtti.
BAYSAL: YASA, HEM DOĞAYA HEM DE KIRSAL EMEKÇİYE YÖNELİK AĞIR BİR SALDIRIDIR
Baysal, yasanın sadece ekolojik değil aynı zamanda sınıfsal bir saldırı olduğunu vurguladı: “Mülksüzleştirme ve sömürü düzenini derinleştiren bir yasa bu. Kırsaldaki geçim kaynaklarımız elden gidiyor, hayvancılık ve tarım bitiyor, köylüler işsiz kalıp şehre göç etmek zorunda kalacak.” Ayrıca ormanların madencilik için kolay hedef haline geldiğini, ÇED raporlarının kaldırılmasıyla maden arama izinlerinin hızlandırıldığını anlattı.
Orman yangınlarında gerekli tedbirlerin alınmadığını belirten Baysal, yangın söndürme uçaklarının bakımsızlığı ve elektrik altyapısındaki özelleştirmelerin ihmale yol açtığını ifade etti. “Devletin bazı kurumları kesinlikle özelleşmemeli, ormanlarımız ve doğamız korunmalı.” çağrısı yaptı.
BAYSAL’DAN ÇAĞRI: BİRLEŞİK MÜCADELEYLE YASAYA KARŞI DİRENMELİYİZ
Yasanın geri çekilmesi için geniş bir toplumsal mücadele çağrısında bulunan Baysal, “Sendikalar, çevre örgütleri, meslek odaları, muhalif siyasi partilerle birleşik cephe oluşturmalıyız. Sadece meclis önünde değil, köylerde, ormanlık alanlarda barikatlar kurarak direnmeli, birleşerek kazanmalıyız.” dedi.
Tarım platformu sözcüsü olarak da görev yapan Baysal, ekolojik ve sınıfsal mücadelenin birleşmesi gerektiğini belirterek, “Maden, enerji ve tarım politikaları mülkiyet rejimi ve sınıf ilişkileri ekseninde ele alınmalı. Direniş hattını genişletmeli ve ortak hareket etmeliyiz.” çağrısı yaptı.