Online alışveriş dolandırıcılığına dikkat! Tüketici Hakları Derneğinden kritik kasım indirimleri uyarısı
Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Ergün Kılıç, kasım indirimlerinin bir satış politikası olduğunu belirterek, “Tüketici açısından devletin de bu konuda önlem alması ve denetimleri artırması gerekiyor. Denetimler, sadece denetlemek için değil, sonuç odaklı yapılırsa etkili olur.” dedi.
Kasım indirimleri yoğun ilgi görmeye devam ederken, Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Ergün Kılıç, kampanyaların arka planına dair Yeni Ankara’ya önemli uyarılarda bulundu.
“KASIM İNDİRİMI AVANTAJ DEĞİL, SATIŞ TAKTİĞİ”
Kılıç, kasım indirimlerinin bir satış politikası olduğunu vurgulayarak, “Öncelikle Kasım indiriminin bir satış politikası olduğunu biliyoruz. Bunun dar gelirlilere sunulan bir ayrıcalık değil, sadece kendi satışlarının farkındalığını oluşturmak üzere organize edildiğini ve reklamlarla da desteklendiğini söyleyebiliriz. Bir satış organizasyonu söz konusu. Benim cebimdeki parada bir değişiklik varsa, tüketici bunu kendine soracak ve buna göre alışveriş yapma kararı verecek. Bir şeyin ucuz olması, eğer benim cebimde para yoksa, bir anlam ifade etmez. Bugüne kadar gelen şikayetlerde, satış öncesi fiyatlarla ilgili bakanlık tarafından belirlenmiş bir usul yok.” ifadelerini kullandı.
ETİKETTEKİ RAKAM GERÇEK Mİ?
Satış öncesi fiyatlarla ilgili bakanlık tarafından belirlenmiş standartların olmadığına işaret eden Kılıç, şunları kaydetti:
“Bakanlık diyor ki, 10 gün veya 30 gün gibi süreler içerisinde satışlardan indirim yapılmalı; peki ben bunu tüketici olarak nasıl bilebilirim? Eğer etikete yazdığı rakam, sizin ifadenizdeki gibi yükseltilip indirilmişse, ben bunu indirim olarak kabul ediyorum; zaten yüzde 70 indirimin yüzde 80 indirimle yapılması mümkün değildir. Yani burada bir sorun var; yanlış bir durum söz konusu, bu nedenle devlet otoritesinin konuyla ilgili bir düzenleme yapması gerekiyor. İndirime gidecek firmaların öncelikle, bunun denetlenmesinden sorumlu olan bakanlık mı yoksa belediye mi olduğunu bilmesi lazım; her ikisinin de yetkisi var ve oraya başvuruda bulunacaklar. Ben elimde şu kadar mal var, bunu satışa sunacağım ve mevcut fiyat üzerinden şu fiyata indireceğim şeklinde bir yöntem geliştirilmesi gerekiyor.”
Kılıç, online alışverişlerde artan dolandırıcılık ve taklit sitelere karşı tüketicileri uyararak, “Dünyanın birçok ülkesinde böyle bir uygulama mevcut; eğer böyle olursa, tüketici de indirimlerin gerçek olup olmadığı konusunda tereddüt etmez. Örneğin; online satışlarda tüketici görerek ve bilerek alışveriş yapmıyor; sadece görseller üzerinden alışveriş yapıyor ve satıcıyla doğrudan karşı karşıya değil. İnternetten, televizyondan veya radyodan yapılan alışverişlere biz online veya mesafeli satış diyoruz. Tabii burada hilelerin çok olduğunu biliyoruz; özellikle birçok firmanın taklit siteleri kuruluyor ve bu uzantılar üzerinden tüketiciler aldatılıyor, dolandırıcılığa kadar varan durumlar söz konusu olabiliyor. Öncelikle bu durumun incelenmesi gerekiyor; tüketici, bir firmanın online alışverişini yapmadan önce internette araştırma yaparsa kendisini korumuş olur.” şeklinde konuştu.
“DENETİMLER FORMALİTE İÇİN DEĞİL, SONUÇ ODAKLI OLMALI”
Denetimlerin yalnızca formalite için değil, sonuç odaklı şekilde yürütülmesi gerektiğine vurgu yapan Kılıç, “Tüketici açısından devletin de bu konuda önlem alması ve denetimleri artırması gerekiyor. Mutlaka denetimleri artırıyordur, fakat bu yeterli mi, yeterli olduğunu söylemek zor. Biz uyarılarda bulunuyoruz ve diyoruz ki, bunu yeterli hale getirin. Çünkü her tüketici internetten alışveriş yaparken bu işin ne olduğunu, nasıl yapılacağını yeterince bilmiyor olabilir. Kamu olarak görevimiz, hem tüketiciyi hem de paydaşları bilgilendirmek ve bilinçlendirmektir; alınabilecek önlemler varsa Ticaret Bakanlığı tarafından uygulanmalıdır. Denetimler, sadece denetlemek için değil, sonuç odaklı yapılırsa etkili olur.” diye aktardı.
Kılıç, alışveriş yaparken tüketicilerin haklarını bilmelerinin önemine de değinerek, şu ifadelere yer verdi:
“Ucuzluk, kişinin cebine bağlıdır; cebimde para yoksa, 3 lira da olsa bir malın değeri yoktur. Bu nedenle tüketiciler, alışveriş yaparken dikkat etmeli: ‘Bunu aldığımda bir problemle karşılaşırsam haklarımı kullanabiliyor muyum? Ne gibi bir sonuç alacağım?’ Tüketici hakemliklerine başvuru usullerini bilmeleri gerekir. Örneğin, vatandaşlar Tüketici Hakları Derneğine gelerek haklarını arayabilir. Bu sayede kendilerini ticari kapitalizmin olumsuz etkilerinden korumuş ve sonuç odaklı bir alışveriş yapmış olurlar.”