Meclis kapısında kıyamet koptu: "20 bin kişiye 40 bin liralık 'jest', 6.5 milyona sefalet!"

Birleşik Kamu-İş, kamu emekçileri ile emeklilere ayrılması gereken bütçeye yönelik hak arayışını duyurmak için Ankara’da TBMM önünde ses yükseltti.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, kamu emekçileri ile emeklilere ayrılması gereken bütçenin “ayrıcalıklı kesimlere peşkeş çekilmesine” izin verilmeyeceğini vurgulamak için bugün TBMM’nin Dikmen Kapısı önünde bir araya geldi.

“MASA OLDUBİTTİYE GETİRİLDİ”

Konfederasyon adına basın açıklamasını okuyan Genel Başkan Orhan Yıldırım, “Türkiye’nin üçüncü büyük memur konfederasyonu olarak oturduğumuz toplu sözleşme masasının bir oldubitti mekanizması olduğunu duyurmuş, o masa ve sonrasında hükümetin noteri gibi çalışan heyetin belirlediği utanç verici zam oranlarının da bunun ispatı olduğunu vurgulamıştık. O süreçte ve sonrasında, maddi ve özlük haklarımız için mücadele etmeye devam edeceğimizi ilan etmiştik. Öyle de yaptık; Meclis’te grubu bulunan tüm partilere sadece basit kanun değişiklikleriyle kamu emekçilerini bir nebze rahatlatabileceklerini, toplu sözleşme masasında verilmeyen hakların bazılarının bu yolla sağlanabileceğini içeren dosyalar, kanun teklifleri sunduk. Fakat görüyoruz ki biz milyonlarca kamu emekçisi, kamu emeklisi ve onların aileleri için çabalarken hükümet adeta tabloyu daha da kötüleştirmek için adım atmaktan geri durmamaktadır.” ifadelerine yer verdi.

“ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERE JEST, EMEKÇİYE SEFALET”

Kamu emekçilerinin ekonomik koşullarının giderek ağırlaştığı bir dönemde, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda gündeme gelen ek zam düzenlemesine sert tepki gösteren Yıldırım, “2026 yılı Bütçe Kanunu Teklifinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, 1 Aralık 2025 tarihinde 20 bini geçmeyecek sayıda üst düzey kamu görevlilerinin ücretlerine 10 bin lira ile 40 bin lira arasında ek zam yapılmasını önermiştir. Yani bu teklif, çoğu zaten liyakatsiz bir şekilde makam sahibi yapılan, birçoğu partizanca davrandığı için koltuğunu koruyan, daha önemlisi hali hazırda kamudaki en yüksek maaşı ve ücreti alan üst düzey yöneticilere bir jest yapılmasını; milyonlarca kamu emekçisinin de buna seyirci kalmasını önermektedir. Kamuda maaş ve ücretler açlık sınırındayken, kamu emekçisinin en temel ödeneklerinde bile sorun çıkarken, kamuda gelir adaletsizliği almış başını giderken bu teklifi yapmak, emek düşmanlığında önde gitmektir.” diye konuştu.

“6,5 MİLYON EMEKÇİNİN GERÇEK SORUNLARI YİNE GÖRMEZDEN GELİNDİ”

Yıldırım, yapılan düzenlemenin milyonlarca kamu emekçisi ve emeklinin gerçek sorunlarını görmezden geldiğini söyleyerek, şunları kaydetti:

“Bu teklif uzun süredir ağır ekonomik koşullar altında ezilen 4 milyon kamu emekçisi ve 2,5 milyon kamudan emekli olmak üzere toplam 6,5 milyonun yaşam gerçeğini değiştirmemektedir. Aksine, ücret adaletsizliğini daha görünür hale getirerek mevcut mağduriyeti derinleştirmektedir. TÜİK’in masallarından kafasını kaldıranlar görecektir ki: ülkede basılan en büyük banknota ancak bir kilo meyve alınabiliyor. Gıda enflasyonu öyle bir boyuta geldi ki çocuklar beslenemiyor, hanelere bırakın eti; sebze-meyve bile taneyle giriyor. En temel hak olan barınma, zaten düşük olan ücretlerimizden aslan payını kapıyor. Merkez Bankası’ndan iktidarın şatafatla sunduğu Orta Vadeli Programı’na kadar hiçbir yerdeki enflasyon oranı tutmuyorken hükümet, kendi yol açtığı bu enflasyonun bedelini biz emekçilere ödetmeye çalışıyor.”

“EK ZAM TEKLİFİ SEFALETİ DERİNLEŞTİRİR”

Hükümetin gündemindeki ek zam teklifinin mevcut tabloyu daha da ağırlaştıracağı uyarısında bulunan Yıldırım, “Kamu emekçilerine sefaletin reva görüldüğü bu acı tabloyu daha da ağırlaştıracak olan söz konusu teklif konusunda uyarıyoruz. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, kamu emekçilerinin ve emeklilerinin yaşadığı bu adaletsizliğin derhal giderilmesi için Hükümeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisini acilen göreve çağırıyoruz: Kamu emekçileri ve emeklilerine yalnızca enflasyon farkı değil, alım gücünü koruyacak insanca yaşanabilir ücret artışı sağlanmalıdır. Kadro ve unvan ayrımı gözetmeksizin tüm kamu çalışanları arasındaki ücret uçurumu giderilmeli; en düşük memur ve emekli aylığı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. TİS masasında gasp edilen maddi ve özlük haklarımıza ulaşmamızın yolunu açacak olan kanun tekliflerimiz derhal gündeme alınmalı; matematik ve vicdanla değerlendirilmelidir.” dedi.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber