Kadınların "Rollercoaster" hayatı: Mutluluk ve yorgunluk bir arada
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Zeynep Burcu Uğur’un araştırmalarına göre, kadınlar genel olarak erkeklerden daha mutlu olsa da, özellikle çalışan kadınlar iş ve evdeki ağır yük nedeniyle daha fazla yoruluyor ve mutlulukları dalgalanıyor.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Zeynep Burcu Uğur’un araştırmalarına göre, kadınlar erkeklere kıyasla yaşam memnuniyeti ve mutluluk skorlarında daha yüksek değerlere sahip. Ancak kadınların duygusal dünyası daha dalgalı; mutluluk ve mutsuzluklarını erkeklere göre daha yoğun yaşıyorlar. Özellikle çalışan kadınların iş ve evde üstlendiği ağır sorumluluklar, mutluluklarını olumsuz etkiliyor. Uğur, ev işlerinin eşit paylaşılması ve çocuk bakım hizmetlerinin iyileştirilmesi gerektiğini vurguluyor.
KADINLAR ERKEKLERDEN DAHA MUTLU
Kadınların genel olarak erkeklerden daha mutlu olduğunu belirten Uğur, bu konuda İstanbul Kadın Araştırmaları Dergisi’nde yayımlanmış bir makalesi olduğunu söyledi. Kadınların yaşam memnuniyeti ve mutluluk skorlarının erkeklerden daha yüksek olduğunu ifade eden Uğur, “Kadınlar duygusal anlamda hayatı daha yoğun yaşıyor. Bu nedenle mutlulukları ve mutsuzlukları da erkeklere göre daha dalgalı. Erkeklerin duygusal grafiği daha sabit, kadınlar ise hem pozitif hem negatif duyguları daha derin deneyimliyor” dedi.
KADINLARIN HAYATI “ROLLERCOASTER” GİBİ
Kadınların duygu durumları iniş çıkışlarla dolu; çok mutlu oldukları kadar, zaman zaman mutsuzluk da yaşıyorlar. Doç. Dr. Zeynep Burcu Uğur’a göre, kadınlar dünya genelinde erkeklerden daha yüksek yaşam memnuniyeti ve mutluluk skorları alıyor, ancak depresyon oranları da onlardan daha yüksek. Uğur, “Kadınların hayatı bir rollercoaster gibi, duygusal iniş çıkışları erkeklere kıyasla çok daha fazla” ifadelerini kullandı. Uğur, erkeklerin duygularının ise daha sabit, daha durağan bir grafik çizgi çizdiğini söyledi.
ÇALIŞAN KADINLARIN YÜKÜ AĞIR
Ev hanımı kadınlara kıyasla çalışan kadınların daha mutsuz çıktığını belirten Uğur, bu durumun iş hayatından değil, aile hayatındaki yüklerden kaynaklandığını vurguladı. “Çalışan kadınlar iş hayatından memnun ancak evdeki sorumluluklar yıpratıcı. ‘İkinci mesai’ diye adlandırılan durum, kadının hem işte hem evde çalışmasını ifade ediyor. İş bölümü yapılmadığında, kadınlar ciddi anlamda yoruluyor” diye anlattı.
Uğur, kadınların ev ve iş yükünün hafifletilmesi için ev işlerinin eşler arasında paylaşılması gerektiğini savundu. Uğur, “Kadınların bu konuda daha talepkâr olması önemli. Aksi takdirde hem iş hem aile yükü, kadınları mutsuzluğa itiyor” dedi.
ÖNERİLER VE DEVLETİN ROLÜ
Uğur, kadınların iş yükünün azaltılması için ev işlerinin eşler arasında paylaşılması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, çocuk bakım hizmetlerinin ucuzlatılması ve erişiminin kolaylaştırılması gerektiğini belirterek, “Devlet, çalışan kadınların çocuk bakım ihtiyaçlarını karşılamak için uygun ve denetimli bir piyasa oluşturabilir” diyor. Kadınların iş hayatına devam ederken çocuklarına nitelikli zaman ayırabilmesi, hem kadınların hem çocukların sağlığı için büyük önem taşıyor.
Türkiye’de çocuk bakım maliyetlerinin yüksek olduğunu ve devlet desteğiyle bu maliyetlerin azaltılmasının aile kurumunu güçlendireceğini ifade eden Uğur, “Kadınların çalışma isteği yüksek, ancak sosyal destekler yetersiz. Bu desteklerin artırılması gerekiyor” şeklinde konuştu.