Hedef KKTC: Doğu Akdeniz’de yeni gerilim ve enerji oyunu
Gazze savaşıyla bölgesel dengeleri sarsan İsrail, şimdi gözünü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne dikti. Doğu Akdeniz’de enerji paylaşımı yeniden şekillenirken, İsrail-Yunanistan-Rum üçgeni, Türkiye ve KKTC’ye karşı tehlikeli bir ittifakın peşinde...
Doğu Akdeniz'in stratejik kalbi Kıbrıs, yeni bir döneme giriyor; Seçim sonuçları, İsrail tehditleri ve "İki Devletli Çözüm"ün gölgesinde Türkiye'nin kararlı duruşu... Sima Güleser Polat'ın kaleminde KKTC dosyası
KIBRIS’IN 65 YILLIK MÜCADELESİ
1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, Türk-Rum ortaklığına dayanıyordu. Ancak Rumların 1963’te anayasayı tek taraflı ihlal etmesiyle bu ortaklık bozuldu.
1974’te Türkiye’nin gerçekleştirdiği Barış Harekatı, sadece Türkleri değil Rumları da korudu. Bugün Kıbrıs Adası'ndaki barışın temelinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin varlığı yatıyor.
1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi. O günden bu yana ada, varoluş mücadelesini sürdürüyor.
***
KIBRIS MESELESİ ÇÖZÜLMEDEN, GÜNEY KIBRIS AB ÜYESİ OLDU
Annan Planı’ndan Crans-Montana görüşmelerine uzanan süreçte, müzakerelerin sonuçsuz kalmasının temel nedeni, Rum tarafının başından beri süregelen tutarsız ve ihlallerle dolu tutumuydu.
Diğer yandan, AB'ye üye olan GKRY'nin sürecinin altta yatan sorunlara bakılmaksızın hızlı gerçekleşmesi de bugüne kadar AB'nin üyelik sürecindeki skandalı olarak tarihe geçti.
Bu konu ile ilgili olarak, 2013 yılının Mart ayında İngiltere Lordlar Kamarası üyeleri tarafından bir rapor hazırlandı ve Güney Kıbrıs'ın AB'ye kabul edilmesinin "büyük bir hata" olduğu vurgulandı.
Lordlar, raporda "Kıbrıs meselesi çözülmeden Güney Kıbrıs'ın AB'ye alınması, ikili bir sorunun AB'ye taşınmasına sebep olmuştur. Bu büyük bir hatadır, ikili sorunların çözülmesi beklenmeliydi" tavsiyesinde bulunmuştu.
Ama şu an gelinen nokta, gelecekte de, Güney Kıbrıs'a acele verilen üyeliğin Türkiye'nin iyimser yaklaşımında ayak bağı olmaya devam edeceğinin bir göstergesi olmaya devam edecek.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM: GERÇEKÇİ YOL
2020’de Türkiye, “iki devletli çözüm” tezini dünyaya ilan etti.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Egemen eşitlik olmadan masaya oturmayız.” sözleriyle bu tezi kararlılıkla savundu. “Gerçekçi olan iki devletli çözümdür; Rumların samimiyetine güvenmek, geçmişi unutmak olur.” sözleriyle bu konudaki kararlılığını sürdürdü.
İki devletli çözüm; iki halkın kendi egemenliğini ve kaderini tayin etmesini öngörüyor. Bu yaklaşım sadece siyasi değil, aynı zamanda kalıcı barışın sürdürülebilir zeminini oluşturmayı hedefliyor.
KRİTİK SEÇİM VE “HATAY MODELİ” TARTIŞMASI
19 Ekim 2025’te yapılan KKTC seçimleri, adada yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Tufan Erhürman, yüzde 62,7 oyla seçimi kazandı.
Sonuç bazı çevrelerde “federasyona dönüş” olarak yorumlansa da Erhürman,
“Türkiye dostumuzdur, kaderimiz ortaktır.” diyerek Türkiye ile istişare sürecinin süreceğinin sinyalini verdi.
Seçim sonrası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin,
“KKTC Meclisi toplanmalı, Türkiye’ye katılma kararını almalıdır.” çıkışı ise “Hatay modeli yeniden mi gündemde?” sorularını akıllara getirdi.
***
İSRAİL’İN YENİ HEDEFİ: KKTC
KKTC seçimlerinden daha çok konuşulan konu ise İsrail medyasındaki küstah yorumlardı.
Israel Hayom gazetesinde yer alan bir yazıda Shay Gal,
“İsrail, Türk güçlerini Kıbrıs’tan çıkarmalı. Yunanistan’la birlikte adanın kuzeyini özgürleştirme operasyonu planlanmalı.” dedi. Yazıda ayrıca dört hedef sıralandı:
- Türkiye’nin Kıbrıs’a takviye gönderme kapasitesini yok etmek,
- KKTC’deki hava savunma sistemlerini imha etmek,
- Komuta merkezlerini hedef almak,
- Türk askerini adadan çıkarmak.
Tel Aviv yönetiminden resmi bir açıklama gelmese de bu sessizlik, İsrail basınının inşa etmeye çalıştığı algıyı gölgelemiyor.
Türkiye buna asla müsaade etmeyecektir.
***
GAZZE, YUNANİSTAN VE KIBRIS ÜÇGENİ
Gazze’deki savaşla imajı sarsılan İsrail, Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve Güney Kıbrıs’la yeni bir denge kurma arayışında. Bu stratejinin sembolü EuroAsia Interconnector projesi.
İsrail, Kıbrıs (Rum Kesimi) ve Yunanistan’ı birbirine bağlayacak bu dev denizaltı elektrik hattı, Türkiye ve KKTC’yi enerji ağının dışında bırakmayı hedefliyor.
Bir enerji projesinden çok daha fazlası olan bu hat, Doğu Akdeniz’de yeni bir jeopolitik ittifak bloğunun temsili haline geldi.
MEB MUTABAKATI VE ENERJİ SAVAŞLARI
Kıbrıs, yalnızca bir ada değil; Doğu Akdeniz’in enerji damarlarının, stratejik geçiş yollarının ve bölgesel egemenlik hesaplarının tam merkezinde yer alıyor.
ABD Jeolojik Araştırma Kurumu’na göre, Doğu Akdeniz’de yaklaşık 122 trilyon kübik feet doğalgaz potansiyeli bulunuyor. Bu dev enerji pastası, bölgedeki dengeleri yeniden belirliyor.
Rum kesimi, İsrail ve Yunanistan arasında imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmaları, Türkiye ve KKTC’nin haklarını göz ardı eden bir enerji haritası çiziyor.
PEKİ, MEB NEDİR?
Münhasır Ekonomik Bölge, bir devletin denizlerdeki doğal kaynaklar üzerinde; özellikle balıkçılık, petrol ve doğalgaz gibi alanlarda; keşif, işletme ve koruma hakkına sahip olduğu özel alan anlamına gelir.
Bir başka ifadeyle, denizlerin görünmeyen sınırlarını çizen bu anlaşmalar, enerji kadar egemenlik meselesidir.
Türkiye, 2019’da Libya ile imzaladığı MEB mutabakatıyla bu denklemi kökten değiştirdi.
Bu anlaşma, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın “oldubitti” hamlelerine karşı uluslararası hukuk temelinde verilmiş stratejik bir yanıt vermiş oldu.
Şimdi sırada, KKTC ile yapılacak ortak enerji arama ve deniz yetki alanı mutabakatı var.
Bu adım yalnızca enerji güvenliği değil, Kıbrıs Türk halkının denizlerdeki egemenlik hakkının tescili anlamına da geliyor.
***
TÜRKİYE SAHADA VE MASADA
Yunan basını seçim sonrası, “Ankara’nın gölgesi zayıflıyor” manşetleri attı. Oysa Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan net konuştu: “Kıbrıs Türkü canımızdan parça. KKTC’nin refahı için yanındayız.”
İsrail’in agresif söylemleri, Yunanistan’ın sessiz sevinci ve Rum medyasının umutlu manşetleri… Hepsi Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kararlılığını test etme girişimi.
Ama tablo açık:
Bugün masada da sahada da Türkiye var.
Ve, bu kez de Kıbrıs Türkü yalnız değil.