Gümüş piyasasında tarihi dönüm noktası!
Gümüş, ons başına 53 dolara yaklaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı ve küresel emtia piyasalarında dikkatleri üzerine çekti. Bu yükseliş, 1980 yılındaki zirveyi geride bırakarak değerli metalin tarihinde yeni bir sayfa açtı.
Gümüşteki bu çarpıcı rallinin temelinde iki ana neden bulunuyor. Birincisi, Londra piyasasında yaşanan tarihi açığa satışların yarattığı devasa ivmedir. Açığa satış baskısının ardından gelen güçlü alımlar, fiyatları hızla yukarı çekti. İkincisi ise, küresel ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin artmasıyla yatırımcıların geleneksel güvenli liman varlıklara yönelik talebinin keskin bir şekilde yükselmesidir.
Bu faktörlerin birleşimiyle, Londra’da spot gümüş fiyatları yüzde 1 oranında artarak 52,8983 dolara kadar çıktı. Bu rakam, değerli metalin en son Ocak 1980’de Chicago Ticaret Kurulu’nda (o dönem yürürlükte olan bir sözleşme üzerinden) gördüğü zirvenin üzerine çıkıldığı anlamına geliyor.
ALTIN DA REKOR KIRDI: DEĞERLİ METALLER YÜKSELİŞTE
Gümüşteki bu tarihi hareket, sadece tek bir metalle sınırlı kalmadı. Gümüş rallisiyle eş zamanlı olarak, altın fiyatları da yatırımcı iştahının bir göstergesi olarak yeni bir rekor seviyeye ulaştı. Altının art arda sekiz haftalık kazanç serisini sürdürmesi, hem gümüşün hem de altının genel piyasa beklentilerinden ayrışarak güçlü bir değer deposu olarak görüldüğünü kanıtladı.
LİKİDİTE SORUNU SINIRLARI AŞINDIRDI: KÜLÇELER UÇAKLA TAŞINDI
Piyasa hareketliliği, Londra ve New York arasındaki fiyat dengesizliğini de gözler önüne serdi. Londra’daki likidite eksikliğine ilişkin endişeler, küresel gümüş arayışını tetikledi ve Londra'daki gösterge fiyatlarının New York'a kıyasla benzeri görülmemiş seviyelere çıkmasına neden oldu.
Bu büyük fiyat farkı, yatırımcıları sıra dışı bir eyleme yöneltti. Londra’daki daha yüksek fiyatlardan yararlanmak isteyen bazı ticari oyuncular, büyük miktarlardaki gümüş külçelerini kar amaçlı olarak Atlantik ötesi uçuşlarla New York'a taşımak zorunda kaldı. Bu durum, piyasa mekanizmalarının ve arbitraj fırsatlarının küresel ticaret akışlarını nasıl etkilediğini gösteren çarpıcı bir detay olarak kayıtlara geçti.