CHP'nin son yıllardaki en karmaşık sürecini mercek altına alınıyor
CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda 8 Ekim 2023 kongresinden bu yana süren hukuk ve iç siyaset krizi devam ediyor. İl kongresi hâlâ yapılamadı. 24 Ekim’de verilecek karar, partide yeni bir dönemin kapısını aralayabilir veya tarihe geçecek bir siyasi kriz başlatabilir. Peki CHP nasıl bu noktaya geldi?
Sima Güleser Polat yazdı...
8 Ekim günü, İstanbul İl Başkanlığı kongresi yapıldı. Kongrede Özgür Çelik il başkanı seçildi.
Bu kongre, sonraki tüm gelişmelerin merkezine yerleşecek bir dönüm noktasına dönüştü. Kongreye ilişkin itirazlar ve iptal talepleri, aylar sürecek bir hukuki tartışmanın başlangıcı oldu.
Cumhuriyet Halk Partisi, tarihinde belki de en tartışmalı dönemlerinden birine adım atmış oldu.
Bir kongreyle başlayan tartışma, partinin iç dengelerini sarsan bir hukuk savaşına döndü. CHP için artık mesele yalnızca bir il başkanlığı seçimi değil, siyasi meşruiyet sınavıydı.
8 Ekim kongresi sonrasında iptal iddialarını, İl Başkanı Özgür Çelik'in Haziran 2024'te DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış'ın yerine kayyum atanmasına karşı protestolara katılması tetikledi.
Bunun hemen ardından yargı harekete geçti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı seçimlerde hile ve usulsüzlük yapıldığına ilişkin soruşturma başlattı.
CHP'li bazı delegelerin ve üyelerin, kongrede usulsüzlükler yapıldığı, delegelere menfaat sağlandığı iddiasıyla mahkemeye başvurmasıyla iptal talepleri bir yıl boyunca siyasi gündemin merkezinde kaldı.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik hakkında, ayrıca İmamoğlu'nun Çağlayan Adliyesi'nde ifadeye çağrıldığı 31 Ocak'ta, adliye önünde yaşanan olaylarla ilgili "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet" etmekten 3 Mart günü soruşturma başlatıldı.
Bu süreçte CHP içerisinde bir kesim de, soruşturmanın "anayasaya ve kanuna tamamen aykırı" olduğunu söyleyerek Çelik'i savundu.
Tüm bunlar yaşanırken, Parti, 2024’te Özgür Özel’in genel başkanlığı altında “değişim” sloganıyla yoluna devam etti. Ancak bu dönüşüm ve değişim kararı, İstanbul İl Teşkilatı içindeki parti içindeki seslerin susmasına yetmedi. Dengeler sarsıldı.
MAHKEMENİN TARİHİ KARARI
2 Eylül 2025'te, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, tarihi bir karar verdi ve 8 Ekim 2023’te yapılan İstanbul İl Kongresi’nin iptaline hükmetti.
Özgür Çelik ve yönetimi görevden alındı.
Bu karar, Türk siyasi tarihinde bir ilki getirdi. CHP İl Başkanlığı'na mahkeme kararıyla kayyum atandı.
Kararın gerekçesinde, “kongrede usulsüzlük iddialarının yaklaşık ispat derecesinde ortaya konduğu” belirtildi.
Geçici kayyum heyeti, Gürsel Tekin, Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap'tan oluştu.
Ancak heyette ilk çatlak kayyum heyetindeki Hasan Babacan'ın, “partinin birliğine zarar vermemek” gerekçesiyle görevden çekilmesiyle başladı.
Gürsel Tekin ise “çağrı heyeti olarak görevimizin başındayız” diyerek devam etti.
CHP, belki de tarihinde ilk kez hem kendi içinden hem de dışarıdan gelen baskılarla aynı anda mücadele etmek zorunda kaldı.
CHP Genel Merkezi karara sert tepki gösterdi.
“O mahkemenin verdiği hiçbir kararı tanımıyoruz, il başkanımız görevinin başındadır.”
Parti hukuk bürosu da karara itiraz etti. “Asliye hukuk mahkemesinin bu konuda yetkisiz olduğunu” savundu.
Ancak hukuken karar yürürlükteydi. Bu ikili durum, siyasetin tam kalbinde "hukuki paradoks" yarattı. CHP bir yol ayrımına girdi.
YSK VE MAHKEME ARASINDA SIKIŞAN SÜREÇ
CHP, İstanbul’daki kongre sürecinin devamı için Yüksek Seçim Kurulu’na başvurdu.
8 Eylül 2025’te YSK, ilçe kongrelerinin devamına karar verdi, ancak “kayyum başvurusunu reddetti.”
YSK, 9 Eylül’de ikinci bir karar daha aldı ve İstanbul Olağanüstü İl Kongresi’nin yapılmasına izin verdi.
Ancak bir şartı vardı;
Mahkemece atanan kayyum heyeti, kongrede oy kullanamayacaktı.
22 EYLÜL KURULTAYI: "GÜVENSİZLİKTEN GÜVENE"
22 Eylül 2025'te CHP Olağanüstü Kurultay'a gitti.
Özgür Özel, kendisine "güvensizlik" oyu verdirerek tekrar güven tazeledi.
Özel bu talebini de “Buradan güvenoyu verdiğiniz takdirde seçim maddesine geçilmeden evlerimize gideceğiz. Bunun için hepinizden güvensizlik yönünde oy kullanarak seçimin önünü açmanızı talep edeceğim” sözleriyle gerekçelendirdi.
Özel'in güvensizlik oylaması, partinin iç hukuk krizine karşı geliştirdiği bir "siyasi manevra" olarak kayıtlara geçti. Parti içi dengeler yeniden şekillendi. Özgür Özel, aynı delegelerin güvensizlik oyuyla ayrılıp güvenoyu ile dönerek bir ilke imza attı.
Oy çokluğuyla alınan bu kararla Özgür Özel ve yönetimi görevden düşürülürken, Özel’in yönetim listesini çarşaf yerine blok listeyle oylatma talebi de yine oyçokluğuyla kurultaydan geçti.
Önemli ilklere sahne olan kurultayda Özel, aynı delegenin güvensizlik oyuyla ayrıldığı Genel Başkanlık görevine sandık tercihiyle geri döndü.
Özel, 917 oyun kullanıldığı kurultayda 835 geçerli oyun tamamını alarak yeniden seçildi. Son ana kadar olası bir hukuki sıkıntıya karşı önlem olarak kurultayda oy kullanmayacağı duyurulan Özel’in kendisi ve yönetim listesi için oy kullanması da dikkat çekti.
Parti kaynakları bu son dakika sürprizinin gerekçesini “Son kurultayda seçilen doğal delegelerin hiçbiri oy kullanmadı. Ama doğal delegelik hakkını kurultaydan değil milletvekili seçildikleri genel seçimlerden alanların oy kullanmasında sorun olmayacağına karar verildi” diye açıkladı.
SON HAMLELER
24 Eylül'de İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, kongreyi durdurma kararı aldı. Aynı gün YSK bu karara rağmen "Kongre yapılabilir" dedi.
Böylece Türkiye hukuk tarihinde ender rastlanan bir durum ortaya çıktı. Mahkeme "dur" dedi, YSK ise "devam et"
Eylül sonunda, CHP’nin açtığı itirazlar ve karşı davalar birleştirildi.
Ankara ve İstanbul’daki farklı dosyalar, “hukuki ve fiili irtibat” gerekçesiyle aynı mahkeme çatısında toplandı.
Artık mesele sadece bir kongre ya da il başkanlığı değildi. Sorular çoğaldı.
Bir mahkemenin, bir siyasi partinin il başkanını görevden alma yetkisi var mıydı, yoksa seçim kurulları ve YSK'nın bu konuda yetkisi ne kadardı?
Yetki tartışmaları sürerken; YSK, “bizim yetkimiz seçimle ilgilidir” açıklamasını yaptı. Mahkeme ise davayı tüzel kişilik davasıdır" açıklaması yaptı.
24 EKİM'E AZ KALMIŞKEN...
Bugün gelinen noktada, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda hem mahkeme kararları hem YSK kararları yürürlükte.
CHP'nin İstanbul İl Kongresi hala yapılmadı. Kayyum kararı ise istinafta.
CHP ise tüm bu süreçleri “demokratik direnç” çerçevesinde ele alıyor.
Şimdi herkesin aklında şu sorular var...
Mahkemeden mutlak butlan kararı çıkacak mı, çıkmayacak mı?
24 Ekim'de verilecek karar, CHP'de yeni bir sayfa mı açacak, yoksa Türk siyasetinde yıllarca konuşulacak bir krizin başlangıcı mı olacak?