Trafik magandalarına ağır ceza geliyor: “Düzenleme caydırıcı ama hukuki açıdan eksik”

Avukat Nihat Emre Karakan, TBMM gündemindeki Karayolları Trafik Kanunu değişikliğini Yeni Ankara'ya değerlendirdi. Karakan açıklamasında, “Cezaların artırılması trafik güvenliği açısından önemli bir adım ancak eğitimsel önlemler de şart.” ifadelerine yer verdi.

TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan, trafik cezalarının artırılmasına yönelik düzenlemeleri içeren Karayolları Trafik Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, hem idari para cezalarının hem de idari yaptırım kararlarının ciddi biçimde artırılmasını öngörüyor.

Avukat Nihat Emre Karakan, teklifin içeriğine ilişkin Yeni Ankara'ya yaptığı değerlendirmede, kamuoyunda "trafik magandalığı" olarak bilinen eylemlerin ilk kez bu kapsamda açıkça düzenlendiğini belirtti. Karakan, “Trafikte saldırı amacıyla başka bir aracı ısrarla takip eden veya bu amaçla araçtan inen sürücülere 180 bin lira idari para cezası uygulanacak. Bu kişilerin sürücü belgeleri 60 gün süreyle geri alınacak, araçlar ise 30 gün trafikten men edilecek” dedi.

"HENÜZ SUÇ TANIMINDA DEĞİL"

Karakan, düzenlemenin ceza hukuku açısından "kabahat" niteliğinde olduğunu vurgulayarak, “Bu tür eylemler henüz Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak tanımlanmış değil. Dolayısıyla kabahat kapsamında değerlendirilecek ve idari para cezası yaptırımıyla karşılaşılacak” ifadelerini kullandı.

Yeni teklifin ayrıntılarına da değinen Karakan, saldırı amacıyla başka bir aracı takip eden ve bu süreçte kasten çarpma gibi davranışlarda bulunan sürücülerin, artık Türk Ceza Kanunu kapsamında mala zarar verme suçu ile de yargılanabileceğine dikkat çekti. Karakan, “Ayrıca araçtan inip karşı tarafa hakaret, tehdit veya kasten yaralama eyleminde bulunan sürücüler, hem idari para cezası hem de adli soruşturma kapsamında hapis veya adli para cezalarıyla karşı karşıya kalacaklar” dedi.

CEZAYA İTİRAZ İÇİN SÜRE 15 GÜN

Vatandaşların cezaların haksız olduğunu düşündüklerinde başvurabilecekleri yasal yolları da açıklayan Karakan, “İdari para cezasına itiraz etmek isteyenler, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde cezanın yazıldığı yerin Sulh Ceza Hâkimliğine başvurmalı. Ancak karar trafikten men gibi bir yaptırım içeriyorsa, dava İdare Mahkemesi’nde açılmalıdır” bilgisini verdi.

Karakan, itiraz dilekçelerinde yer alması gereken unsurlara da dikkat çekerek şunları kaydetti:

"Cezanın hangi eylem nedeniyle kesildiği, hangi yasa maddesine dayandığı, tutanakta yer alan bilgiler, yetkili personel tarafından düzenlenip düzenlenmediği, hatta itiraz süresi gibi unsurlar büyük önem taşıyor. Bu noktada Emniyet, Jandarma, Ulaştırma Bakanlığı veya Karayolları Genel Müdürlüğü personelinin yetkili olup olmadığı dahi belirleyici.”

"İTİRAZDA SOMUT DELİLİN ÖNEMİ VAR"

Avukat Karakan, usule uygun olmayan tutanakların hak arama özgürlüğünü ihlal edebileceğini belirterek, bu tür durumların usule ilişkin itiraz sebepleri arasında değerlendirilebileceğini söyledi. Ayrıca, idari yaptırımlara karşı yapılacak itirazlarda maddi delillerin önemine değinen Karakan, “Kişi, belirtilen tarihte orada olmadığını, aracının farklı bir yerde bulunduğunu veya iddia edilen davranışı gerçekleştirmediğini somut delillerle ispat ederse, bu durum itirazın kabulü açısından çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

Karakan, yargıtay kararlarına da atıfta bulunan Karakan, kolluk kuvvetlerinin düzenlediği idari para cezası tutanaklarının resmî evrak niteliğinde olduğunu, aksi ispat edilinceye kadar geçerli sayıldığını hatırlattı. Karakan, "Ancak itiraz eden kişi, tutanakta yer alan bilgilerin maddi gerçeğe uymadığını kanıtlayabilirse, bu durum davanın seyrini değiştirebilir” dedi. Karakan, Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 2021/29334 Esas, 2021/17355 Karar sayılı kararına atıf yaparak, “Sadece tutanaklar değil, taraflarca sunulan delillerin de mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerektiği açıkça hükme bağlanmıştır” bilgisini paylaştı.

“Vatandaşlarda ciddi rahatsızlık ve güvensizlik yaratan eylemlerin caydırıcı yaptırımlarla karşılanması, olumlu bir gelişme. Ancak bu yapısal sorunun çözümü yalnızca cezalandırma değil, eğitsel ve toplumsal bilinçlendirme adımlarıyla da desteklenmelidir. diyen Karakan son olarak, idari para cezası belirleme sürecine ilişkin eksikliklere de dikkat çekti. Yeni düzenlemelerde ceza tutarına doğrudan yer verilmesinin eleştirildiğini belirtti. Karakan, Fiilin haksızlık içeriği, failin kusuru ve ekonomik durumu gibi ölçütlerin dikkate alınmaması, hukuk tekniği açısından eksiklik oluşturuyor” dedi.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber