Ankara'da tarihe geçen suikast girişiminin yıl dönümü! Turgut Özal'a silahlı saldırı

18 Haziran 1988'de dönemin Başbakanı Turgut Özal, Anavatan Partisi kongresinde silahlı saldırıya uğradı. Olaydan sağ kurtulan Özal, kürsüden yaptığı açıklamada "Allah'ın verdiği ömrü, onun isteğinden başka alacak yoktur" sözleriyle dikkat çekti.

Türkiye siyasi tarihine damga vuran olaylardan biri, 18 Haziran 1988'de Ankara Atatürk Spor Salonu'nda yaşandı. Anavatan Partisi'nin olağan genel kongresi sırasında konuşma yapmak için kürsüye çıkan Başbakan Turgut Özal’a, saat 12.18’de Kartal Demirağ adlı bir saldırgan tarafından iki el ateş edildi. Kurşunlardan biri mikrofon ayağına çarparak sekmiş, Özal’ın sağ el başparmağını yaralamıştı. Suikast girişimi sırasında salon büyük bir panik yaşarken yaralı halde kürsüde kalan Özal, "Allah'ın verdiği ömrü, onun isteğinden başka alacak yoktur" diyerek sükûnet çağrısında bulunmuştu.

KARTAL DEMİRAĞ OLAY YERİNDEN KAÇTI MI?

Saldırgan Kartal Demirağ, olayın hemen ardından kaçmaya çalışmış ancak Özal’ın korumalarından birinin ateşiyle yaralanarak etkisiz hale getirilmişti. Yargı sürecinde önce idam cezasına çarptırılan Demirağ’ın cezası daha sonra 20 yıl hapisle değiştirildi ancak bu cezanın yalnızca 4 yılını çeken Demirağ, 1992 yılında Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal tarafından affedilerek serbest bırakıldı.

SUİKAST HAKKINDA BAZI İDDİALAR

Saldırıya dair yıllar içinde ortaya çıkan bilgiler ve iddialar, suikastın yalnızca bireysel bir eylem olmadığını öne sürüyor. Olay sırasında salonda ikinci bir silahlı kişinin olduğu, ancak kargaşadan faydalanarak kaçtığı iddia edildi. Emekli askeri savcı ve dönemin ANAP milletvekili Faik Tarımcıoğlu bu kişiyi gördüğünü söylemişti. Ayrıca saldırıda kullanılan silahın sadece iki el ateş edebilecek şekilde modifiye edildiği, bu durumun ise Demirağ’ın susturulmak istenmesine yönelik bir planı işaret edebileceği değerlendirildi.

Turgut Özal’ın kardeşi Korkut Özal’a göre ise, suikastın ardındaki güçleri araştıran Özal bir noktaya kadar ilerledi, fakat ulaştığı sonuçların ardından, “Madem öyle, kalsın” diyerek daha fazla üzerine gitmedi.

O dönem TBMM Araştırma Komisyonu’nda görev alan Uğur Tönük, Demirağ’ın Afyon Dazkırı’da sol hareketlere karşı kurulan kontrgerilla yapılanması içinde yer aldığını saptadıklarını açıkladı. Tönük, soruşturma sırasında baskıya uğradığını, kendisine MİT görevlisi izlenimi veren kişilerce “Bu soruşturmayı kesin” mesajı verildiğini öne sürdü. Aynı zamanda dönemin MGK Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu’nun, araştırmaların derinleştirilmesini engellediği iddiaları kamuoyunda uzun süre tartışma yarattı.

Demirağ ise serbest kaldıktan sonra verdiği ifadelerde, dönemin Emlakbank skandalıyla adı anılan iş insanı Kemal Horzum ve bazı çevrelerin, Özal’a karşı husumet beslediğini öne sürdü. Horzum’un adının suikastla birlikte anılması, olayın arka planında çok daha derin ilişkilerin bulunabileceği şüphesini doğurdu.

KARTAL DEMİRAĞ KİMDİR?

Kartal Demirağ, Afyonkarahisar'ın Dazkırı ilçesinde doğdu. Gençlik yıllarında Alparslan Türkeş’in yönlendirmesiyle ülkücü kamplarda eğitim aldı. Daha önce Dazkırı Kaymakamı’na düzenlediği silahlı saldırıyla sabıkalıydı. Suikastın ardından bir dönem daha cezaevine giren Demirağ, son olarak sahtecilik suçundan tutuklanarak Denizli’de cezaevine konuldu.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber