Ankara Gazeteciler Cemiyetinde başkanlık yapan Metin Toker kimdir?

23 yıl önce bugün; 18 Temmuz 2002’de yaşamını yitiren Metin Toker, Türk gazeteci, yazar ve siyasetçi olarak tanınan önemli bir isimdir. Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün damadı olması nedeniyle “Millî Damat” lakabıyla da anılmıştır.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinde dersliklerden birine Metin Toker’in adı verilmiştir.

Metin Toker, gazetecilik kariyerinde özellikle Akis dergisiyle yaptığı yenilikçi çalışmalar ve siyasete dair yazdığı yazılarla dikkat çekmiştir. Ayrıca, yazarlık ve kısa süreli siyasi kariyeriyle de Türk basın ve siyaset tarihinde iz bırakmıştır.

METİN TOKER’İN HAYATINA DAİR

Metin Toker, 1924 yılında İstanbul’da doğdu. Eğitimine Galatasaray Lisesinde başladı ve 1942 yılında buradan mezun oldu. Ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Filolojisi Bölümünde öğrenim gördü ve 1948 yılında bu bölümü bitirdi. Eğitimine devam etmek için Fransa’ya giderek Paris Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde okudu ve 1953 yılında mezun oldu.

Toker’in eğitim süreci, onun entelektüel birikimini ve uluslararası bakış açısını şekillendirdi. Fransızca ve İngilizceye hâkimiyeti, gazetecilik kariyerinde hem yerel hem de uluslararası meseleleri derinlemesine ele almasına zemin hazırladı.

METİN TOKER’İN GAZETECİLİK KARİYERİ

Metin Toker, gazetecilik kariyerine henüz öğrenci olduğu yıllarda, 1943’te Cumhuriyet gazetesinde başladı. Nadir Nadi’nin desteğiyle gazetenin yazı işlerinde çalıştı ve bu dönemde gazetecilik mesleğine olan tutkusunu keşfetti. 1950-1953 yılları arasında Paris’te öğrenim görürken, Cumhuriyet, Zafer ve Yeni İstanbul gazetelerinin Batı Avrupa muhabirliğini yaptı. Bu görev, onun uluslararası gazetecilik deneyimini zenginleştirdi.

Türkiye’ye döndükten sonra, 1954 yılında Akis dergisini kurdu. Time dergisinden esinlenen Akis, Türk basınında haber dergiciliği alanında çığır açtı. Siyasi içerikli yazılarıyla dikkat çeken dergi, özellikle Demokrat Parti (DP) hükümetine yönelik sert eleştirileriyle bilindi. Toker’in yazıları, dönemin siyasi atmosferinde yankı uyandırdı ve Akis, birçok genç gazeteci için adeta bir okul haline geldi. Dergi, 1954-1968 yılları arasında yayın hayatını sürdürdü.

Toker, Akis dergisindeki yazıları nedeniyle sık sık yargılandı. 1957 yılında, Demokrat Parti hükümetinin devlet bakanlarından Mükerrem Sarol’a hakaret ettiği gerekçesiyle 7 ay 23 gün hapis cezasına çarptırıldı. Bu dönemde iki kızı da Toker hapisteyken doğdu. Ancak, Toker gazetecilikten vazgeçmedi ve mesleğine olan bağlılığını sürdürdü. 1957 seçimlerinde CHP tarafından milletvekilliği teklif edilse de, “Gazeteci kalmak istiyorum” diyerek bu öneriyi reddetti ve kontenjanı Bülent Ecevit’e bıraktı. Bu karar, Ecevit’in siyasi kariyerinin başlangıcında önemli bir rol oynadı.

Akis dergisini 1967’de kapattıktan sonra Toker, Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde “Not Defterinden” adlı köşesinde yazılar yazdı. Milliyet’teki köşesi, özellikle siyasi kulis yazılarıyla büyük ilgi gördü. Toker, 59 yıllık meslek hayatı boyunca gazeteciliğe olan tutkusunu hiç kaybetmedi ve son yazısını bile hastanede, yoğun bakımda yazdırarak meslek aşkını gösterdi.

Metin Toker, gazetecilik kariyerinin yanı sıra kısa bir süre siyasetle de ilgilendi. 1977-1980 yılları arasında, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından kontenjan senatörü olarak Cumhuriyet Senatosuna seçildi. Ancak siyasete pek ısınamadı ve 1980’li yılların başında politikayı bırakarak yeniden gazeteciliğe döndü.

“MİLLİ DAMAT” LAKABINI NASIL ALDI?

Metin Toker, 9 Şubat 1955’te İsmet İnönü’nün kızı Özden İnönü ile evlendi. Bu evlilik, Toker’in politik arenada daha fazla tanınmasını sağladı ve ona “Millî Damat” lakabını kazandırdı. Özden İnönü ile evliliğinden üç çocuğu oldu: Gülsün Bilgehan, Nurperi Özlen ve Güçlü Toker. Gülsün Bilgehan, daha sonra CHP’den milletvekilliği yaptı. Toker’in kayınpederi İsmet İnönü ile olan ilişkisi, onun siyasi yazılarında da etkili oldu. Başlangıçta İsmet Paşa’ya muhalif yazılar yazarken, evliliğinden sonra politik çizgisi sola kaydı.

Metin Toker, 9 yıl boyunca mücadele ettiği prostat kanseri nedeniyle, 18 Temmuz 2002 tarihinde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesinde vefat etti. Yaklaşık bir ay yoğun bakımda kaldı ve son günlerinde bile yazısını dikte ettirerek mesleğine olan bağlılığını gösterdi. Cenazesi Ankara’daki Cebeci Asri Mezarlığına defnedildi.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber