18. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen” ödülünü kazanan Zeki Demirkubuz kimdir?

61 yıl önce bugün; 25 Temmuz 1964’te doğan Zeki Demirkubuz, Türk sinemasının en önemli ve özgün yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen senarist, yapımcı ve oyuncudur.

Demirkubuz, 1 Ekim 1964’te Isparta’da dünyaya gelmiştir. Filmlerinde insan psikolojisi, ahlaki ikilemler, yalnızlık, aşk, tutku, yenilgi ve varoluşsal temaları derinlemesine işleyen minimalist bir sinema anlayışına sahiptir. Dostoyevski’nin eserlerinden, özellikle Suç ve Ceza’dan derinden etkilenmiş ve bu etki, sinema dilinde beyaz perdeye sıkça yansımıştır.

Zeki Demirkubuz, 1980 askeri darbesi sırasında, 17 yaşındayken solcu bir siyasi örgüte üye olduğu gerekçesiyle tutuklandı ve üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu dönemde işkence gördü ve hapishane yıllarında edebiyata ilgi duymaya başladı. Fyodor Dostoyevski’nin Suç ve Ceza adlı eseri, onun düşünce dünyasında ve sanatsal anlayışında kalıcı bir iz bıraktı.

SİNEMA KARİYERİNDEN ÖNE ÇIKANLAR

Zeki Demirkubuz, sinema kariyerine 1986’da usta yönetmen Zeki Ökten’in yanında asistanlık yaparak başladı. 1994 yılında ilk uzun metrajlı filmi C Blok’u çekene kadar çeşitli yönetmenlerin asistanlığını yaptı. C Blok ile bağımsız bir yönetmen olarak dikkat çekti ve Türk sinemasında kendine özgü bir yer edindi. Filmlerinde senaryo yazımı, yönetmenlik, yapımcılık ve kimi zaman oyunculuk gibi birçok rolü üstlenerek sinema üretiminde tam kontrol sağlamayı tercih eden bir sanatçı oldu.

Demirkubuz’un sineması, minimalist bir yaklaşımla, doğal ışık kullanımı, derin karakter analizleri ve insan doğasının karanlık yönlerine odaklanan hikâyeleriyle tanınır. Filmlerinde genellikle ezilen, kaybeden ve şehir yaşamında sıkışmış bireylerin hikayelerini anlatır. Teknik gösterişten uzak, sade ama çarpıcı bir sinema dili kullanır. Dostoyevski’nin ahlaki ve varoluşsal temalarından ilham alarak aşk, tutku, fedakârlık, absürtlük ve ölüm gibi konuları işler.

Zeki Demirkubuz’un filmografisi, Türk sinemasında derin izler bırakmış ve uluslararası alanda da büyük yankı uyandırmıştır. İşte öne çıkan filmleri:

C Blok (1994): Zeki Demirkubuz’un ilk uzun metrajlı filmi. Evliliği dağılmakta olan bir kadının apartman sakini tarafından izlenmesiyle ortaya çıkan psikolojik gerilimi konu alıyor. Film, SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) tarafından En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödülleriyle taçlandırıldı.

Masumiyet (1997): Demirkubuz’u uluslararası arenada tanıtan film. Venedik Film Festivali’nde gösterildi ve büyük beğeni topladı. Hapisten yeni çıkan Yusuf’un, Uğur ve Bekir’le tanışmasıyla başlayan trajik bir hikâyeyi anlatır. Film, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Halk Jürisi Avni Tolunay Ödülünü kazandı.

Üçüncü Sayfa (1999): Türkiye’deki festivallerin yanı sıra Locarno ve Rotterdam Film Festivalleri’nde gösterildi. Para çalmakla suçlanan İsa’nın hikâyesi üzerinden suç, vicdan ve insan ilişkilerini işler. Antalya Altın Portakal’da Behlül Dal Jüri Özel Ödülünü kazandı.

KARANLIK ÜZERİNE ÖYKÜLER ÜÇLEMESİ

Bu üçlemede Yazgı, İtiraf ve Bekleme Odası filmleri yer aldı.

Yazgı (2001): Albert Camus’nün Yabancı eserinden uyarlanan bu film, hayatın anlamsızlığına inanan bir muhasebecinin hikâyesini anlatır. Cannes Film Festivali’nin Un Certain Regard bölümünde gösterildi ve Antalya Altın Portakal’da En İyi Yönetmen Ödülünü kazandı.

İtiraf (2001): Evlilik ve sadakatsizlik üzerine yoğun bir psikolojik dram. Cannes Film Festivali’nde Un Certain Regard bölümünde yer aldı.

Bekleme Odası (2003): Demirkubuz’un başrolünde yer aldığı bu film, üçlemenin son halkasıdır. Antalya Altın Portakal’da Behlül Dal Jüri Özel Ödülü ve İstanbul Film Festivali’nde En İyi Türk Yönetmen Ödülünü kazandı.

Kader (2006): Masumiyet’in başlangıç hikayesini anlatan bu film, trajik bir aşk hikayesini işler. 2006 Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film Ödülünü kazandı ve uluslararası festivallerde büyük başarı elde etti.

Zeki Demirkubuz’un son filmi Hayat (2023), Türkiye’nin 2024 Oscar aday adayı olarak seçilmiştir. Film, genç bir kadının nişanlanma sürecinde yaşadığı çatışmaları ve İstanbul’a kaçış hikâyesini anlatır. Başrollerinde Miray Daner ve Burak Dakak yer almaktadır.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber