Prof. Öztürk uyarıyor: Sürdürülebilir kalkınmanın tek yolu bu 5 kritik adımdan geçiyor!

Prof. Dr. Fahrettin Öztürk'ün son yazısı, Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşması için atılması gereken stratejik adımları net bir şekilde ortaya koydu. Öztürk'e göre anahtar kelime katma değerli üretim.

Küresel rekabetin değişen kurallarını merkeze alan Öztürk, ucuz işgücü yerine yeniliğe dayalı, nitelikli ve özgün üretimin önemini vurguluyor. Türkiye'nin geleceği, tam da bu eksendeki topyekün bir dönüşüme bağlı.

DÖNÜŞÜMÜN TEMELLERİ İNSAN KAYNAĞI VE AR-GE

Öztürk'e göre, bu stratejik dönüşümün merkezinde nitelikli insan kaynağı yatıyor. Mevcut ezbere dayalı eğitim sisteminin bireyin merakını ve yenilikçilik kapasitesini körelttiği belirtilirken, gençlerin sadece sınav geçmeyi değil, üretmeyi ve denemeyi hedeflemesi gerektiği ifade ediliyor. Katma değer üreten ülkelerdeki gibi, Türkiye'nin de eğitim anlayışını girişimci ruhu destekleyen bir yapıya kavuşturması şart.

Ancak eğitim tek başına yeterli değil. Öztürk, Ar-Ge’nin ekonomik değere dönüşmesi gerektiğini vurguluyor. Bu, üniversite, özel sektör ve kamu arasında güçlü bir iş birliği arayüzü kurulmasını gerektiriyor. Laboratuvarda kalan fikirlerin ekonomiye kazandırılması için risk sermayesi fonları ve teknoloji transfer ofisleri gibi mekanizmaların hayati rol oynadığı belirtiliyor.

DEVLETİN ROLÜ OLDUKÇA ÖNEMLİ

Devletin rolü, sadece teşvik dağıtmakla sınırlı kalamaz. Öztürk'e göre devlet, stratejik sektörleri belirleyerek uzun vadeli ve istikrarlı bir destek mekanizması kurmalıdır. Özellikle kamu alımlarının kaldıraç olarak kullanılması, yerli ve yenilikçi ürünlerin tercih edilmesiyle hem iç talep oluşturulacağı hem de şirketlerin küresel rekabete hazırlanacağı ifade ediliyor.

Türkiye ekonomisinin belkemiği olan KOBİ’lerin teknolojik dönüşümü ise kritik bir diğer alan. Düşük teknolojiyle çalışan KOBİ’lerin genel verimlilik artışını sınırladığına dikkat çekilerek, dijitalleşme, otomasyon ve yapay zeka süreçlerine entegrasyonun toplam üretim kapasitesini artıracağı belirtiliyor. Bu yatırımların finansman ve bilgi birikimi açısından KOBİ'ler için erişilebilir kılınması bir zorunluluk.

TÜM DÖNÜŞÜMLERİN TEMEL AMACI NE?

Yazının dikkat çekici bir diğer boyutu da sürdürülebilirlik ve yeşil mutabakat standartları. Öztürk, küresel ticarette katma değerin artık sadece teknolojik üstünlükle değil, aynı zamanda çevreye duyarlılıkla ölçüldüğünü vurguluyor. Karbon ayak izi yüksek üretim modellerinin gümrük duvarlarına çarpacağı uyarısı yapılarak, Türkiye'nin sanayi stratejisini enerjiyi verimli kullanan ve doğaya saygılı üretim tekniklerini benimseyerek yeniden kurgulaması gerektiği belirtiliyor.

Katma değerin sadece teknolojiden değil, tasarım ve markalaşmadan da geldiği ifade ediliyor. Türkiye'nin sadece üreten değil tasarlayan, hikaye yazan ve bunu dünyaya pazarlayan markalara ihtiyacı var. Moda, endüstriyel tasarım ve oyun geliştirme gibi yaratıcı sektörler bu alanda büyük bir potansiyel taşıyor. Tüm bu dönüşümlerin temel harcı ise girişimcilik kültürü. Başarısızlığın sürecin doğal bir parçası sayıldığı, risk almanın desteklendiği bir toplum yapısının yenilik için şart olduğu belirtilerek, bürokratik engellerin azaltılması ve gençlere ilham verecek rol modellerin artırılması gerektiği ifade ediliyor.

STRATEJİK BİR ZORUNLULUK

Öztürk, yüksek katma değerli üretimi Türkiye için ekonomik bir tercihten öte stratejik bir zorunluluk olarak nitelendiriyor. Genç nüfusu, üretim gücü ve coğrafi avantajlarıyla Türkiye'nin bu dönüşümü gerçekleştirecek güce sahip olduğunu belirtiyor. Asıl meselenin, bu potansiyeli ortak bir vizyonla harekete geçirmek ve kararlılıkla sürdürmek olduğu vurgulanarak, atılacak doğru adımların Türkiye'yi geleceğin dünyasında oyun kurucu ülkeler arasına taşıyacağı öngörüsüyle yazı sonlanıyor.

Yazının tamamına ulaşmak için buraya tıklayın.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber