Kuzey Kıbrıs'tan Türkiye'ye uzanan kayıp kaset skandalı

Akın'ın haberlerine göre, öldürülen kumarhane patronu Halil Falyalı'nın elinde, üst düzey Türk siyasetçileri ve bürokratları hedef alan yaklaşık 45 adet şantaj kaseti bulunuyordu. Bu kasetlerden 40'ı Türkiye'ye teslim edilirken, 5 tanesinin akıbeti hâlâ bilinmiyor.

KAYIP KASETLER VE CEMİL ÖNAL'IN İDDİALARI

Falyalı'nın finans işlerini yürüten Cemil Önal, Hollanda'da tutuklu bulunduğu sırada Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi'ne (OCCR) ve tahliyesinin ardından Ayşemden Akın'a verdiği röportajlarda, Falyalı'nın elindeki kasetlerin içeriği hakkında çarpıcı iddialarda bulundu. Önal, bu kasetlerde yargı mensupları, kamu görevlileri ve siyasetçilere ait konuşmaların yer aldığını belirtti. Ayrıca, ABD ve Hollanda istihbaratına verdiği belgelerle koruma altına alındığını ifade etti

EKREM SERİM VE KAYIP KASETLERİN TESLİMİ

İddialara göre, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, MİT Başkanı Hakan Fidan'ın talimatıyla Kıbrıs'a gönderilerek kasetleri teslim almakla görevlendirildi. Serim, 40 kaseti Ankara'ya ulaştırdı ancak 5 kasetin kendisinde kaldığı öne sürüldü. Bu durum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iletildiğinde, Serim'in görevden alındığı ve babası Maksut Serim'in de görevinden uzaklaştırıldığı iddia edildi

SİYASİ TEPKİLER VE GÜNDEMDEKİ TARTIŞMALAR

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Kıbrıs kadar büyük bir turp var" diyerek, bu kasetlerin içeriğinin Türkiye için ciddi bir beka sorunu oluşturduğunu belirtti. Gelecek Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ ise, "Bu iddialar umarım doğru değildir. Eğer doğruysa, Türkiye Cumhuriyeti devleti ciddi bir beka sorunu ile karşı karşıyadır" ifadelerini kullandı

Ayşemden Akın'ın ortaya koyduğu bu iddialar, Türkiye'de siyasi ve istihbari çevrelerde büyük bir tartışma başlattı. Kayıp 5 kasetin içeriği ve bu kasetlerin kimlerin elinde olduğu konusunda belirsizlik sürerken, kamuoyu bu konuda yetkililerden açıklama bekliyor.

İLETİŞİM BAŞKANLIĞI KONUYLA İLGİLİ AÇIKLAMA YAYINLADI

Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de konuyla ilgili kısa bir açıklama yayınladı:

"Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği görev değişimi ile ilgili manipülatif haberler kurgulandığı tespit edilmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın isimlerinin de geçtiği haberlerdeki sözde diyalog ve iddiaların tamamı hayal ürünüdür.

Asılsız iddialara itibar etmeyiniz."

Daha sonra Fahrettin Altun da bu açıklamaya istinaden uzun bir metin yayınladı:

"Tüm uyarılarımıza ve dezenformasyonlarını açık gerçeklerle çürütmemize rağmen bazı CHP’li siyasetçilerin, hakikatle bağdaşmayan, mesnetsiz ve çirkin iddiaları ısrarla dillendirmeleri siyasi tükenmişliklerinin ve çaresizliklerinin açık bir göstergesidir. Bu şahıslar, iftiraları ayyuka çıkmasına rağmen kamuoyundan özür dilemek yerine yalan bataklığına daha da çekilmektedirler.

Bu sorumsuz tavır, doğrudan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde vatanımız için büyük bir özveriyle çalışan bakanlarımızı ve ülkemizin kıymetli isimlerini hedef almakta; kamuoyunu yalan ve iftiralarla yönlendirme gayesi taşımaktadır.

Aziz milletimiz, bu kirli algı operasyonlarının da sistematik dezenformasyon girişimlerinin de farkındadır. Bu millet; kimin samimiyetle hizmet ettiğini, kimin iftira ve karalama siyasetinde boğulduğunu çok iyi bilmektedir.

Biz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonu doğrultusunda, ifsada değil inşaya, yıkıma değil yapıya odaklanan anlayışla yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Hiçbir karalama kampanyası bizi yolumuzdan alıkoyamayacaktır.

Bu iftiraları dillendirenleri kamuoyunu yanıltmaktan vazgeçmeye ve açık bir şekilde kamuoyundan özür dilemeye davet ediyoruz."