Uzman Psikolojik Danışman Merve Kömüş anlattı: Doğru üniversite için ideal tercih nasıl yapılmalı?

Uzman Psikolojik Danışman Merve Kömüş, tercihlerin sadece bölüm değil, aslında bir meslek seçmek anlamına geldiğini belirterek, “Tercih yaparken sadece yüksek puanlı bölümlere yönelmek yerine, ilgi duyduğunuz meslekleri belirleyip, tercihlerinizi bu doğrultuda sıralamalısınız.” dedi.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı sonuçlarının açıklanmasının ardından üniversite tercih heyecanı başladı. Tercih yaparken nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda önemli tavsiyelerde bulunan Uzman Psikolojik Danışman Merve Kömüş, Yeni Ankara’ya özel açıklamalarda bulundu.

“MESLEK SEÇİYORSUNUZ”

Tercih yaparken öğrencilerin önceliğinin meslek seçimine karar vermesi olduğunu söyleyen Kömüş, “Şu anda tercih dediğimiz konu aslında bir meslek seçmek anlamına geliyor. Bu nedenle tercih yaparken, öncelikle hangi mesleği istediğimize karar verip, buna göre bir sıralama yapmamız gerekiyor. Günümüzde yüksek puan alındığında, genellikle yüksek puanlı bölümleri tercih etme yönünde bir eğilim var. Ancak bu yaklaşımın temelinde meslek seçimi olmalı. Bu yüzden en çok istediğimiz meslekleri belirleyip, bölümleri gruplar hâlinde sıralamak en sağlıklı yöntemdir. Örneğin, bir aday en çok psikoloji istiyorsa önce psikoloji bölümlerini yazmalı, ardından hukuk ya da öğretmenlik gibi diğer istediği alanlara yer vermelidir.” dedi.

“SADECE OKUMUŞ OLMAK İÇİN BÖLÜM SEÇMEK YANLIŞ”

Kömüş, tercih döneminde sadece bölüm seçmenin yeterli olmadığını, aynı zamanda mesleğin hangi şehirde ve hangi üniversitede okunacağının da önceden planlanması gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şu şekilde devam ettirdi:

“Ardından da bu mesleğin hangi şehirde, hangi üniversitede okunabileceği üzerine düşünülmelidir. Tercih sürecinde maddi faktörler de devreye giriyor. Öğrenci şehir dışında mı okuyacak, yurtta mı kalacak, özel üniversite mi tercih edilecek; bunların önceden belirlenmesi gerekiyor. Bu planlamadan sonra, istenilen mesleklere göre bir tercih sıralaması yapmak en doğru yaklaşım olacaktır. Üniversite yalnızca 'okumuş olmak için' okunmaz; bir meslek 'iyiymiş' diye de seçilmez. Meslek, severek ve isteyerek tercih edilmelidir. Elbette bu yaşlarda gençler bunu çok fazla düşünemeyebiliyor. 'Yeter ki bir bölüme gireyim, yeter ki sınava bir daha hazırlanmayayım' ya da 'ailemden uzaklaşayım, başka şehre gideyim' gibi düşünceler baskın olabiliyor. Ancak kişi bunun gerçek etkisini yıllar sonra, mesleği icra etmeye başladığında anlıyor. Bu yüzden üniversiteye gitmek için acele edilmemeli, gerekirse bir yıl daha hazırlanıp mezuna kalınabilir.”

“TERCİH SÜRECİ SON GÜNE BIRAKILMAMALI”

Tercih sürecinin son güne bırakılmaması gerektiğine dikkat çeken Kömüş, gidilecek üniversite ve bölüm için detaylı bir araştırma yapılmasının şart olduğunu ifade etti. Kömüş, “Gidilecek üniversitenin ve şehrin önceden araştırılması çok önemlidir. Bazı üniversiteler bazı bölümleriyle öne çıkar; bu noktada detaylı bir araştırma sürecine girilmesi gerekir. Hangi üniversitenin hangi bölümde güçlü olduğu incelenmeli, mümkünse üniversitelerin tanıtım günlerine katılınmalıdır. Devletten burs ya da başka destekler alınıp alınamayacağının önceden araştırılması çok önemlidir. O mesleği icra eden kişilerle görüşmek, o bölümü okuyan öğrencilerle sohbet etmek, tanıtım günlerine katılmak ve yoğun bir araştırma süreci yürütmek tercihleri sağlıklı kılacaktır. Ayrıca, tercih listesi oluşturulurken kişinin sıralamasına yakın bölümleri yazması, son sıralara ise daha düşük puanlı ama yine ilgi duyduğu bölümleri eklemesi yerleşme ihtimalini artıracaktır. Bu, riski azaltmak açısından önemlidir. Bu araştırmalar sonucunda kişi, kendisine en uygun olan seçeneği zaten belirleyecektir. Ancak bu süreç kesinlikle son güne bırakılmamalıdır.” diye aktardı.

“AİLELER TERCİH SÜRECİNDE ÇOCUKLARINA REHBERLİK ETMELİ”

Üniversite tercih sürecinde ailelerin çocuklarına yönlendirme yapmak yerine rehberlik etmesi gerektiğini vurgulayan Kömüş, “Tercih sürecinde ailelerin çocuklarıyla doğru ve sağlıklı bir iletişim kurmaları çok önemli. Aslında, bugüne kadar hangi mesleği yapabileceği, neye ilgi ve yeteneği olduğu gibi konuların önceden belirlenmiş olması gerekir. Çünkü meslek seçimi, bireyin ilgi ve yeteneklerine dayanmalıdır ve bu bilgiler küçük yaşlardan itibaren gözlemlenip yönlendirilmelidir. Ancak son güne kadar bu konular konuşulmadıysa, artık ailece bir araya gelip çocuğun hangi mesleği yapabileceğini, hangi alanlara ilgi ve yetenek duyduğunu birlikte değerlendirmek gerekir. Ancak, tercih sürecinde aileler genellikle sürece fazlasıyla müdahil oluyor ve çocuklarını kendi istedikleri mesleklere yönlendirmeye çalışıyor. Bu çok yanlış bir tutum. Çünkü mezuniyetin ardından kişi, seçtiği meslekle baş başa kalıyor. Bu nedenle, çocuğun istek ve eğilimlerinin mutlaka ön planda tutulması gerekiyor. Ailelerin burada yönlendirme değil, rehberlik rolünü üstlenmesi son derece önemli.” şeklinde konuştu.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber