MEB’den 3 maddelik yeni eğitim planı
Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında 2025-2026 döneminde eğitim sistemini baştan şekillendirecek üç önemli değişiklik için düğmeye bastı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) eğitim sisteminde kapsamlı bir değişim için hazırlıklara başladığı öne sürüldü. İddiaya göre yeni dönemde, lise eğitim süresi kısalacak, ders yoğunluğu azaltılacak. Ayrıca LGS’de öğrencilere sosyal sorumluluk projelerinden ek puan verilmesi ve ilkokula başlama yaşının standart hale getirilmesi gündemde.
Sabah gazetesinin haberine göre MEB, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli (TYMM) kapsamında 2025-2026 eğitim öğretim yılıyla birlikte üç kritik başlık üzerinde çalışıyor. Bu başlıkların başında, mevcutta dört yıl olan zorunlu lise eğitiminin yeniden yapılandırılması geliyor. Yeni modele göre, lise eğitimi daha esnek bir yapıya kavuşturulacak; ilk iki ya da üç yıl zorunlu olacak, 11 ve 12’nci sınıflar ise üniversiteye hazırlık dönemi olarak isteğe bağlı hale getirilecek.
Ders yoğunluğunun azaltıldığı, beceri temelli müfredata dayalı bu düzenlemenin öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirilmesini hedeflediği belirtiliyor.
MEB’in üzerinde çalıştığı ikinci başlığın, Liselere Geçiş Sınavı (LGS) puanlama sistemine ilişkin olduğu öne sürülüyor. Yeni modelde, yalnızca sınav sonuçlarının değil, öğrencilerin sosyal sorumluluk projeleri, spor ve sanat faaliyetleri gibi alanlardaki başarılarının da değerlendirmeye dahil edilmesi planlanıyor. Böylece öğrencilerin akademik başarılarının yanı sıra bireysel ve toplumsal gelişimlerinin de ölçülmesi hedefleniyor.
Üçüncü gündem maddesini ise ilkokula başlama yaşı oluşturuyor. Mevcut uygulamada 72 ayını dolduran her çocuğun ilkokula başlaması zorunlu. Ancak 66 aylık çocuklar da velilerinin isteğiyle okula başlayabiliyor, yine velinin talebiyle bu süre 84 aya kadar ertelenebiliyor. Bu durum, birinci sınıfta öğrenciler arasında 18 aya kadar yaş farkı oluşmasına yol açıyor. Uzmanlara göre, yaş farkı nedeniyle küçük yaştaki öğrenciler akran zorbalığına daha açık hale gelirken, öğretmenler de sınıf içi uyum sorunlarıyla karşılaşıyor.
Eğitimciler, “Bu durum, yeni yürümeye başlayan bir çocukla bir buçuk yaşındaki çocuğa aynı eğitimi vermeye çalışmakla eşdeğer” diyerek dikkat çekiyor. Bakanlığın, bu sorunları azaltmak amacıyla okula başlama yaş aralığını daraltan yeni bir sistem üzerinde çalıştığı ifade ediliyor.