Eski Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’dan LGS eleştirisi: “Bu sınav eşitliği değil, eşitsizliği ölçüyor”

Kaya, sınavın öğrencilerin bilgi ve birikimini değil, sınav pratiği ve stratejiye hâkimiyetini ölçtüğünü savunarak, mevcut sistemin eğitimdeki eşitsizlikleri daha da derinleştirdiğini vurguladı.

"TÜRKÇE TESTİ TUZAKLARLA DOLU, MÜFREDATTAN KOPUK"

Kaya, özellikle Türkçe testinde soruların müfredatla örtüşmediğini, devlet okullarında eğitim gören öğrencilerin büyük zorluk yaşadığını dile getirdi. "Türkçe soruları görünürde kazanımlara uygun gibi gözükse de, gerçekçi değil. Uzun, dikkat dağıtan paragraflar, grafik ve sözel mantık soruları öğrencilerin okulda görmediği içeriklerdi. Bu durum, öğrencileri özel ders ve kurslara yöneltiyor; kamu okullarındaki çocuklar sistem dışına itiliyor.” dedi.

"FEN BİLİMLERİ, BİLİM DEĞİL HIZ ÖLÇTÜ"

Fen Bilimleri testine de değinen Kaya, soruların bilimsel düşünceyi değil, okuma ve yorumlama hızını ölçtüğünü savundu. Teknik dilin yoğun kullanımı, görsellerin karmaşıklığı ve uzun metinlerin öğrencileri zamanla yarışa soktuğunu belirten Kaya, “Fen gibi uygulamalı bir ders, teorik karmaşaya indirgenmiş durumda” ifadelerini kullandı.

"DEVLET OKULU ÖĞRENCİSİ DEZAVANTAJLI, ADALET YOK"

LGS’nin ölçme-değerlendirme işlevinden uzaklaştığını belirten Kaya, sınav sisteminin fırsat eşitliğini ortadan kaldırdığını söyledi. “Sınav soruları ders kitaplarıyla örtüşmüyor, devlet okullarında okuyan öğrenciler dezavantajlı hale geliyor. Bu tablo, bölgesel eşitsizlikleri büyütüyor, özel derse ulaşamayan öğrenciler sistemin dışına itiliyor.” dedi.

Yıldırım Kaya, eğitimde adaletin yeniden tesisi için sınav sisteminin gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. “Öğrenciler sınavla değil, bilimsel yönlendirme ve bireysel becerileriyle liselere yerleştirilmeli. Eğer sınav sistemi devam edecekse, ya sınavlar ders kitaplarına uygun hale getirilmeli ya da ders kitapları bilimsel temelde yeniden yazılmalıdır.” şeklinde konuştu.

"GÖZYAŞI DEĞİL, BAŞARI KONUŞULSUN"

Kaya, açıklamasını şöyle tamamladı: “Eğer bir sınav, öğrencinin zekâsını değil, erişim imkanlarını ölçüyorsa, orada adaletten söz edemeyiz. Biz çocuklarımızın gözyaşını değil, başarılarını konuşmak istiyoruz. Laik, bilimsel ve kamusal eğitim için adil, şeffaf ve kapsayıcı bir sistem inşa etmek zorundayız.”