Türkiye, ithalata bağımlı olmadan şap aşısını üretiyor ve ihraç ediyor
Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Şap Enstitüsü, Afrika menşeli SAT-1 tipi şap hastalığına karşı ürettiği 15 milyon doz aşıyı sahaya sürdü. Türkiye, ithalata ihtiyaç duymadan kendi aşısını üretiyor ve aynı zamanda ihracat da gerçekleştiriyor.
Türkiye’nin birçok ilinde hayvan pazarlarının kapanmasına yol açan SAT-1 salgını, Şap Enstitüsü tarafından üretilen aşıların sahada uygulanmasıyla kontrol altına alındı. Aşılama oranının yüzde 85-90 seviyelerine ulaşmasıyla birlikte hayvan pazarları yeniden açıldı. Şap Enstitüsü Müdürü Ertan Ağtürk, “Mihraklarda büyük oranda düşüş oldu. Ürettiğimiz aşının hemen hemen tamamı sahaya ulaştı ve uygulanıyor.” dedi.
AŞI ÜRETİM SÜRECİ DETAYLARI
Ağtürk, aşı üretim sürecini ayrıntılı olarak anlattı. Önce sahadan alınan virüs izole ediliyor, ardından tohum virüsü hazırlanıyor ve virüs kültür laboratuvarında inaktif aşıya dönüştürülüyor. İnaktif aşı, canlı virüs içermediği için güvenli bir şekilde hayvanlara uygulanabiliyor. Ayrıca sahada olası anafilaktik reaksiyonlar geçmişte yapılan çalışmalar sayesinde büyük oranda azaltıldı. Üretilen aşının koruma süresi 7-8 ay olarak belirtildi.
TÜRKİYE, AŞIDA İTHALATA BAĞIMLI DEĞİL
Ağtürk, Türkiye’nin kendi aşısını üretmesinin salgına hızlı müdahale imkanı sağladığını vurguladı: “Aşıyı ithal etseydik sahaya bu kadar çabuk müdahale edemezdik. Ürettiğimiz aşıyı hemen sahaya sürüyor ve salgını kontrol altına alıyoruz.” Türkiye, Azerbaycan’a geçen yıl 10 milyon doz civarında aşı ihracatı gerçekleştirdi, önümüzdeki dönemde Gürcistan’a da ihracat yapılacak.
ŞAPLA MÜCADELEDE AŞI TEK ÇARE
Müdür Ağtürk, sosyal medyada yanlış bilgilerin yayıldığını hatırlatarak, şapın viral bir hastalık olduğunu ve antibiyotik ya da ilaçlarla tedavi edilemeyeceğini belirtti. “Şapla mücadelede tek etkili yöntem aşıdır. Çiftçilerimiz hayvanları karantina süresine uyarak ve hasta hayvanları sürüden ayırarak bu mücadeleye katkı sağlamalı.” uyarısında bulundu.
ENSTİTÜNÜN İNSAN GÜCÜ VE KAPASİTESİ
Şap Enstitüsünde sadece şap aşısı üretildiğini ve personelin yüksek nitelikli olduğunu belirten Ağtürk, bir personelin yetişmesinin yaklaşık 3-5 yıl sürdüğünü söyledi. Müdür, enstitünün yüksek üretim kapasitesi sayesinde hem Türkiye’yi koruduğunu hem de COVID-19 aşı üretiminde de katkı sağladığını ifade etti.