Yönetmen ve Belgeselci Gül Büyükbeşe’den katliamın onuncu yılında 10 Ekim notları!

Yönetmen ve Belgeselci Gül Büyükbeşe 10 Ekim Gar Katliamı’nı ve o günden bu güne Türkiye’deki değişimi Yeni Ankara’ya anlattı.

10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı’nda 109 kişinin ölümüne sebep olan bombalı intihar saldırısının yani Gar Katliamı’nın dün onuncu yılıydı.

Patlama günü orada olan Yönetmen ve Belgeselci Gül Büyükbeşe o günü ve o gün sonrasındaki Türkiye’ye Yeni Ankara’ya anlattı.

Büyükbeşe, “O gün hayatımızın en kederli günüydü, burası kesin. Gördüğümüz cehennemin ta kendisiydi. Halaya duranların arasında patlayan ilk bomba, yürüyüşe geçmek üzere toplanan kortejin ortasında patlayan ikincisi, insanların yüzlerindeki o ifade, şaşkınlık ve korku, alandaki yanık et kokusu, meydana hızla girip yaralıların ve ölülerin üzerine gaz sıkan polis, bir türlü gelmeyen ambulanslar, pankartlarla üzeri örtülen ölüler, yine pankartlarla karga tulumba en yakın hastaneye taşınan yaralılar, olan bitene inanamayışımız, sağ kaldığımız için duyduğumuz utanç, biriken öfke, katliam meydanına dönüşmüş hastane bahçeleri, ölülerimizin poşetlere konulduğu adli tıp kurumu. O gün başkentin tam ortasında tanıklık ettiklerimizi anımsamak, aktarmak güç.” ifadelerine yer verdi.

“ZAMAN İÇİNDE ÖRNEK BİR DAYANIŞMA ÖRÜLDÜ”

10 Ekim sonrasında hayatını kaybedenlerin yakınları ve vatandaşlar tarafından dayanışma ağı oluşturulduğunun altını çizen Büyükbeşe, “O günden sonra büyük bir kederin içine yuvarlandık. Günlerin ve ayların ağır ve kederli akışından sonra kendimize ilk sorduğumuz soru bütün bunların başımıza neden geldiği oldu. Ama o sırada aileler, yaralılar, o gün alanda olanlar birbirini buldu ve zaman içinde örnek bir dayanışma örüldü. Bizi dik ve bir arada tutan da bu dayanışma oldu. Bir yandan adalet mücadelesi verildi, bir yandan da yaşananlar unutulmasın, belleklerde taze kalsın diye çaba gösterildi. Böylece filmler, kitaplar, resimler, fotoğraflar, şarkılar, ölenlerin isimlerinin üzerine işlendiği örgüler ve bu örgülerle giydirilen kendi sivil anıtlarımız, anıt ağaçlar çıktı ortaya.” ifadelerini kullandı.

“BARIŞI SAVUNMANIN EN ÖNEMLİ ŞEYLERDEN BİRİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

2015 yılında ülkedeki bazı sorunların devam ettiğini vurgulayan Büyükbeşe, “Mücadele ettik etmesine ama aradan on yıl geçtikten sonra bugün şunu hâlâ iddia edebiliriz, 10 Ekim çağrı metninden alıntıladığım eylem gerekçeleri bugün de en yakıcı sorunlar olarak orta yerde duruyor. Yani aynı başlıklar hala en önemli mücadele başlıklarımız. Ayrıca yanı sıra bugün şunu da söyleyebiliriz, 10 Ekim iktidarın yönetme pratikleri hakkında bir kerteriz noktası oldu. Üzerimizdeki baskının dozunun giderek artacağını 11 Ekim 2015 günü tahmin edebilmemiz gerekiyordu. Geldiğimiz şu günde de barışı savunmanın en önemli şeylerden biri olduğunu düşünüyorum, başka hiçbir şey için değilse bile Gar Katliamı ile cisimleşen şiddeti bir kez daha yaşamamak için. Kendimiz için hayal ettiğimiz özgürlüğün ve hakların tamamını bize benzemeyen ‘öteki’ için de talep etmek barışı savunmanın temel anahtarı olsa gerek” sözlerini kaydetti.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber