Yetkili konfederasyonlara Birleşik Kamu-İş'ten tepki! "Yedi kez kaybedildi, sekizinci kez susulmayacak!"

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım, öncesinde Yeni Ankara'ya açıklamada bulundu. Görüşmelere konfederasyon olarak bu yıl ilk defa katılacaklarını açıklayan Yıldırım, düşük zam oranını kabul ettirmemek için görüşmelere katılacaklarının altını çizdi.

"HÜKÜMETİN ZAM ORANLARINA KARŞI YETERİNCE MÜCADELE EDİLMEDİ"

Yedi dönemdir yapılan görüşmelere katılan konfederasyonların, teklif edilen düşük zam oranlarını kabul ettiklerini söyleyen Yıldırım, şöyle konuştu:

"Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak on yedi yıl sonra, yani 2025'te masadayız. 'Masadayız' derken, 4688 sayılı Sendikalar Yasası'nda iki yılda bir yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde, Türkiye’de en çok üyeye sahip ilk üç büyük konfederasyon, o toplu sözleşme masasında Çalışma Bakanlığı ile görüşüyor. Kamu çalışanlarının talepleriyle ilgili, ağustosun birinde başlayan ve ağustosun sonunda biten toplu sözleşme sürecini yürütüyorlar."

"KAZANAN HEP ÇALIŞMA BAKANI YA DA HÜKÜMET OLMUŞ"

Daha önce üçüncü en büyük konfederasyon olan KESK'in üye sayısının üyesinin azaldığını ve kendilerinin üye sayısının arttığını, bu nedenle bu seneki görüşmelere katılacaklarını belirten Yıldırım, şu şekilde konuştu:

"Önceki toplantılara baktığımız zaman, memurlar ve memur emeklileri kaybetmiş durumda. Yedi kere masaya oturulmuş ama kazanan hep Çalışma Bakanı ya da hükümet olmuş. Burada tabii ki kusurun büyüğü, masadaki başta yetkili konfederasyon olmak üzere tüm konfederasyonlardadır. Çünkü hükümetin teklif ettiği zam oranlarına karşı yeterince mücadele, alanda kavga, tartışma ya da üyeleri organize eden bir çalışma içine girememişler. Cılız birtakım açıklamalar yapılmış ama bu da teklifin değişmesine yetmemiş. Sonra da herkes susmuş, çekilmiş. Bu, yedi dönemdir böyle gelişmiş."

"BU DÖNEM MEMURLAR YOKSULLUKTAN KURTARILMALI"

Yıldırım, bu yılki görüşmelerin yedi dönemden farklı olması gerektiğini söyleyerek, "Şimdi bu dönem, sekizinci dönem, biz bunun aynısını tekrar etmesini istemiyoruz. Bu dönem memurun yoksulluktan kurtarılması yılı olmalı. Memurun geçmiş yıllardan bu yana oluşan kayıplarının karşılanması gerekiyor. Hani diyoruz ya yoksulluk sınırı diye. Bu yıl Birleşik Kamu-İş’in AR-GE birimi, şu an itibarıyla haziran ayı yoksulluk sınırını 83 bin küsur lira olarak hesapladı. Aralık ayına kadar bu rakam tabii ki fark gösterebilir. Şu an için net bir şey diyemiyoruz" ifadelerini kullandı.

"MÜCADELE EDECEĞİMİZİN SÖZÜNÜ VERİYORUZ"

8'inci Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri'ne katılarak yüksek zam oranı için mücadele edeceklerini bildiren Yıldırım, "2026 ve 2027’de kamu çalışanlarının ve emekli kamu çalışanlarının mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik çok ciddi bir duruş sergileyeceğimizi, orada mücadele edeceğimizin sözünü veriyoruz herkese. Biz o masadayken, yetkili konfederasyon asla şunu yapamaz: Hükümetin verdiği düşük zam oranını 'tamam, biz imzalıyoruz' diyemez. Dedirtmeyiz bunu. Dolayısıyla herkes o masaya oturduysa, o masaya oturmanın sorumluluğunu yerine getirecek. Bizim üyemiz 200 bin, Kamu-Sen’in 500 bin, Memur-Sen’in 1 milyon. Bir milyon 700 bin üyeye sahip üç konfederasyon masada olacak. Bunlar eğer sesini, sözünü dinletemiyorsa, bıraksınlar o masayı. Masada oturmanın bir anlamı yok ki o zaman" açıklamasında bulundu.

"MÜCADELE EDEMEDİLER DEDİRTMEYECEĞİZ"

Konfederasyon olarak sorumlulukları doğrultusunda hareket edeceklerini ifade eden Yıldırım, "Bu kadar insan bize umut bağlamış. Bu kadar umudu boşa çıkarıp 'Ya Allah kahretsin, gene hiçbir şey alamadılar. Doğru düzgün kavga bile, mücadele bile etmediler' dedirtmeyeceğiz. Biz, Çalışma Bakanının da bir yerden sonra bu zamana kadar memurların ve emeklilerin haklarını yediğini kabul edip ona yönelik bir düzenleme içine gireceği kanaatindeyiz. Umutluyuz bu anlamda, yoksa masaya oturmanın gereği yok" diye konuştu.

"BİR OYUN OYNANIRSA BOZARIZ"

Yıldırım, 8'inci Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri'nin önceki dönem görüşmelerinden farklı olacağını vurgulayarak, "Geçmişteki oyunun aynısını, senaryonun aynısını bu sekizinci toplu sözleşmede de yapacaklarsa biz o senaryoyu oynatmayız. O oyun farklılaşır, o senaryo farklılaşmak zorunda kalır. Sonuç da farklılaşmak zorunda kalır" dedi.