Ümit Dikbayır'dan dikkat çeken öneri: Bu ülkenin çıkış yolu Yavaş ve İmamoğlu İttifakı
Bağımsız Milletvekili Ümit Dikbayır, Türkiye’nin siyasi tıkanmışlığının çözümünü Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun güç birliğinde gördüğünü belirterek, “Yavaş Cumhurbaşkanı, İmamoğlu Başbakan olmalı” dedi.
Bağımsız Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik baskının arttığına dikkat çekerek "Hayal edin; Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı, Ekrem İmamoğlu ise Başbakan. Bu yapı, Türkiye’yi liyakatle, adaletle ve ortak akılla yönetebilir" dedi.
Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, TBMM'deki makamında Yeni Ankara muhabirine şu açıklamalarda bulundu:
“YAVAŞ CUMHURBAŞKANI, İMAMOĞLU BAŞBAKAN OLMALI”
Bugünkü siyasi tabloya baktığımızda, Sayın Ekrem İmamoğlu’na yönelik siyasi baskının artmakta olduğunu görüyoruz. Bana göre bu süreci aşmanın tek ve en akılcı yolu, güçlü bir demokratik birliktelikten geçmektedir. Bugün Türkiye’de Ekrem İmamoğlu’nun ardından, hatta onunla birlikte düşünüldüğünde en güçlü siyasi figür Sayın Mansur Yavaş’tır. Yapılan tüm anketlerde de halkın teveccühü bu yöndedir. Hayal edin: Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı, Ekrem İmamoğlu ise Başbakan. Bu yapı, Türkiye’yi liyakatle, adaletle ve ortak akılla yönetebilir. Bu şekilde mevcut iktidarın yaratmış olduğu tıkanmış siyasi yapı aşılır. Zaten geçmiş dönemde güçlendirilmiş parlamenter sistemin alt yapısı hazırlanmıştı. Sayın Mansur Yavaş da bu konuda net mesajlar veriyor: “En kısa sürede parlamenter sisteme geçilmesi gerektiğini” ifade ediyor. Böyle bir senaryoda Sayın Yavaş Cumhurbaşkanı olur, parlamenter sisteme geçiş sağlanır ve ardından Sayın İmamoğlu, Başbakanlık görevini üstlenebilir. Bu, hem halkın beklentilerine hem de siyasal dengeye uygun düşer. Ben bu düşüncemi yeni dile getirmiyorum. Aylardır söylüyorum: Türkiye’nin en sağlıklı çıkış yolu budur.
“YAVAŞ’IN BELEDİYECİLİĞİ TÜM TÜRKİYE’DE KONUŞULUYOR”
Ankara’nın altyapı sorunları, trafik yükü ve yıllardır çözülmeyen kentsel dönüşüm problemleri mevcut. Her yağmurda yaşanan su taşkınları da bu kronikleşmiş sorunların bir parçası. Ancak öte yandan, Yavaş’ın Edirne’den Kars’a kadar konuşulan bir sosyal belediyecilik anlayışı var. Halkçı, adil ve şeffaf bir yönetim sergiliyor. 2019-2024 dönemine baktığımızda, Yavaş ilk seçildiği dönemden daha yüksek bir oy oranıyla tekrar göreve gelmiştir. Bu, Ankaralının memnuniyetinin açık bir göstergesidir. Elbette daha fazla hizmet mümkün olabilirdi. Ancak belediyenin devasa borç yükünü ciddi oranda azaltmış, buna rağmen afetlerde, depremlerde ve yangınlarda örnek bir dayanışma sergilemiştir. Üstelik merkezi yönetimin baskısı altında belediyelere kaynak aktarımında zorluklar yaşanmıştır.
“YAVAŞ YARDIM ELİ UZATTIĞI İNSANA ETNİK KÖKEN SORMAZ”
Mansur Yavaş’ın adaletli, dürüst ve hakkaniyetli yönetim anlayışına inancım tamdır. Kendisine “etnik köken üzerinden oy verilmez” yönünde yapılan eleştirileri de reddediyorum. Yavaş hiçbir yurttaşa yardım eli uzatırken kimliğini sormaz. Kürt, Türk, Alevi, Sünni fark etmeksizin herkese eşit davranır. Terör örgütleriyle yurttaşlarımızı bir tutmak en hafif ifadeyle büyük bir yanlıştır. Bugün merkezi iktidarın “belediyelerin suyunu çıkarın” gibi söylemleri, halka zarar vermekten başka bir işe yaramaz. Belediyelerin geçmiş borçlarının önemli bir kısmı AK Partili dönemlerden kalmıştır. Örneğin, sadece Ankapark skandalı bile 810 milyon dolarlık bir maliyeti işaret etmektedir.
“TÜRKİYE’DE SİYASETİN DİLİ DEĞİŞEBİLİR”
Mansur Yavaş’ın özellikle milliyetçi ve muhafazakâr tabandan da destek alabilme kapasitesi, onu geniş kitleler nezdinde kapsayıcı bir aday haline getiriyor. CHP’ye oy vermeyen ama Yavaş’a güvenen bir kitle mevcut. Bu da Türkiye’nin yeni dönemde ihtiyacı olan birlik ve uzlaşı için önemli bir fırsattır. Bu birliktelik hayata geçirilebilirse, Türkiye’de siyasetin dili değişir, halk rahat bir nefes alır. Umuyorum ki bu siyasi akıl galip gelir ve halkın özlediği adaletli yönetim anlayışı hayata geçirilir.