TMMOB'dan sembolik yürüyüş! "İnsanca ücret" talebini Madenci Anıtı'na taşıdılar
TMMOB üyeleri Ankara’daki Madenci Anıtı önünde toplandı. Üyeler, mesleki sorunlara dikkat çekerek, emeğe, haklara ve geleceğe sahip çıkmak için birlik ve dayanışma çağrısı yaptı.
Ekonomik, toplumsal ve siyasal krizlerin meslek alanlarına ve meslektaşlara etkilerini gündeme taşımak amacıyla Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) üyeleri, 18 Ekim 2025 tarihinde Ankara’da bir araya geldi. Meslektaşlar, MMO Eğitim ve Kültür Merkezinden Madenci Anıtı’na yürüyerek bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
"SORUNLAR TÜM TOPLUMUN ORTAK GELECEĞİNİ İLGİLENDİRİYOR"
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, anıtın önünde yaptığı açıklamada birliklerinin 71 yıllık tarihine dikkat çekerek, meslektaşların emeğinin ve toplum yararının korunması için mücadele ettiklerini vurguladı. Koramaz, mesleki sorunların yalnızca mühendis, mimar ve şehir plancılarının değil, tüm toplumun ortak geleceğini ilgilendirdiğini belirtti.
"BİLİMSEL BİLGİ VE TEKNİĞİN YERİNİ KAR VE RANT POLİTİKALARI ALMAKTADIR"
Koramaz, ülkenin ekonomik kriz, yoksulluk ve işsizlik gibi sorunlarla karşı karşıya olduğunu, sağlık, eğitim, barınma ve beslenme gibi temel haklara erişimin giderek zorlaştığını söyledi. Bu olumsuz koşulların meslek alanlarını da derinden etkilediğini belirten Koramaz, mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığının kamusal niteliğinin göz ardı edildiğini vurgulayarak "bilimsel bilgi ve tekniğin yerini kar ve rant politikaları almaktadır" dedi.
"BİRÇOK MESLEKTAŞIMIZ GELECEĞİNİ YURT DIŞINDA ARAMAKTADIR"
Koramaz, meslektaşların iş güvencesi, ücret, fazla mesai, sigorta ve sosyal haklar gibi temel sorunlarla karşı karşıya olduğunu dile getirerek, "İş bulabilen üyelerimizin ezici bir çoğunluğu meslek alanları dışında çalışmak zorunda kalmakta, görece iyi eğitim alan köklü üniversitelerden mezun olan genç meslektaşlarımızın önemli bir kısmı ile deneyimli birçok meslektaşımız geleceğini yurt dışında aramaktadır." ifadelerine yer verdi. Koramaz ayrıca, kamuda düşük ve eşitsiz ücret, liyakatsiz atamalar ve özlük hakkı kayıpları gibi sorunların yaygın olduğunu belirtti.
"İNSANCA YAŞANACAK BİR ASGARİ ÜCRET" TALEBİ
TMMOB, bu olumsuz tabloya karşı kamu yatırımlarının artırılması, mesleki yetkinliğe uygun istihdam ve insanca yaşamaya yeterli ücret taleplerini dile getirdi. Koramaz, özel sektörde çalışan meslektaşların toplu sözleşme ve fazla mesai haklarına kavuşması gerektiğini vurguladı. Kamu çalışanlarının teknik sorumluluklarının tanınması, eşit işe eşit ücret ve emeklilik haklarının iyileştirilmesi de talepler arasında yer aldı.
Ayrıca, üniversite eğitiminin planlı ekonomik kalkınma ve istihdam politikalarına göre yapılandırılması, üretim, sanayi, enerji ve altyapı yatırımlarının kamusal ve çevre dostu anlayışla ele alınması gerektiği ifade edildi.
ANKARA'DAKİ MADENCİ ANITI'NIN ÖNEMİ
TMMOB'un Ankara'daki Madenci Anıtı'na yürümesi ve burada açıklama yapmasının altında önemli mesajlar yatıyor.
1992’de Ankara’nın en merkezi yerlerinden Atatürk Bulvarı üstünde Olgunlar Sokak’ta yapılan “Madenci” heykelinin eser sahibi Metin Yurdanur.
Heykelinin yaratıcısı Yurdanur, eserin öyküsünü daha önce bianet'e şu sözlerle aktarıyor:
“Aralık 1991'de Zonguldak'tan 100 bin maden işçisi sendikal hakları için Ankara'ya yürüyüşe geçti. Onların önleri Karabük'te devlet güçleri tarafından kesildi.
“Bu insanlar Ankara'ya sokulmadılar. Aralık ayında Karabük'ün soğuğunda işçi ve aileleri çok büyük zorluklarla karşılaştılar.
“100 bin işçi Ankara'ya sokulmadı ama 1992'den bu yana Ankara'da o işçi, gericiliğe, kötülüğe karşı haklarını savunmak için kazmasını sallıyor.”
TMMOB üyeleri tam da bu noktada, hak arama konusunda sembolik bir nokta olan Madenci Anıtı önünde bu açıklamayı yapma gereği duydular. Böylece hem geçmişte hakları için yürüyenlere saygılarını göstermiş oldular hem de anıtın bugün de aynı şekilde sembol bir nokta olduğuna yönelik hafızaları tazelediler.
METİN YURDANUR KİMDİR?
1950 yılında Sivrihisar’da doğan Metin Yurdanur, çocukluğunu geçirdiği Sivrihisar’daki Frigya kalıntılarının etkisiyle heykel sanatına ilgi duymaya başladı. Sanat eğitimini Gazi Eğitim Enstitüsünde tamamlayan Yurdanur, heykele yöneldi.
1979 yılında Ankara Belediyesinin talebi üzerine kamusal alanlar için heykel çalışmaları yapmaya başladı. Abdi İpekçi Parkı, Gar Meydanı, Batı Kent ve Kavaklıdere gibi birçok mekâna eserler kazandırdı.
1985’te kendi atölyesini kuran sanatçının ilk çalışması, Sivrihisar girişine dikilen Nasreddin Hoca heykeli oldu. Yurdanur’un Türkiye dışında Macaristan’da, Almanya’da, Libya'da, Türkmenistan ve Japonya’da da heykelleri bulunuyor.