Tarihçi - yazar Erdal Atıcı: “Cumhuriyet demek Ankara demektir”

Eğitimci yazar ve tarihçi Erdal Atıcı, Yeni Ankara gazetesine yaptığı açıklamada, Ankara’nın başkent olarak seçilmesinin ardındaki tarihsel, stratejik ve ideolojik nedenleri değerlendirdi.

Eğitimci yazar ve tarihçi Erdal Atıcı, Yeni Ankara gazetesine yaptığı açıklamada, Ankara’nın başkent oluşunun temelinde, Milli Mücadele döneminde alınan stratejik kararların yattığını belirtti. Atıcı, "Ankara Başkent olduktan sonra gerçek kimliğini buldu. "dedi.

Amasya Görüşmeleri’nde Mebusan Meclisinin yeniden açılmasına karar verildiğini hatırlatan Atıcı, “Bu karar gereği meclisin Anadolu’da toplanması öngörülmüştü; ancak İstanbul Hükümeti temsilcisi Salih Paşa bu protokole uymadı.” dedi.

Atıcı’ya göre, Mustafa Kemal Paşa İstanbul’da açılacak bir meclisin İngiliz baskısı altında özgürce çalışamayacağını öngörmüş ve bu nedenle Ankara’ya yönelmiştir. “Milletvekili seçildiği halde İstanbul’a gitmeme kararı aldı; ancak meclise katılacak olan milletvekilleriyle tek tek görüşerek durumun önemini anlattı. Bu nedenlerle Ankara’ya doğru hareket etti.” ifadelerini kullandı.

“KÜÇÜK BİR İSTASYON KASABASINDAN DİRENİŞİN Merkezine”

Atıcı, o dönem Ankara’nın küçük bir istasyon kasabası olduğunu belirterek, “Seçilecek olan milletvekillerinin büyük bölümü Ankara’ya gelmek mecburiyetindeydi. Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya karargâhıyla birlikte gelmesinin temelinde yatan neden buydu.” dedi.

Ankara’nın coğrafi konumunun da belirleyici olduğunu ifade eden Atıcı, “Anadolu’nun tam ortasındaydı, Batı Cephesi’ne yakındı ve henüz işgal edilmemişti” sözleriyle Ankara’nın stratejik önemine dikkat çekti.

Mustafa Kemal’in 27 Aralık 1919’da Dikmen sırtlarında büyük bir törenle karşılandığını hatırlatan Atıcı, “Halkın yanında silahlı Seymenler de hazır bulundu. Ankaralıların ilgisi, ordu yokken bile silahlı halkın Paşa’nın kaldığı evi koruması Mustafa Kemal’in hayatında unutulmayacak bir anı oldu” değerlendirmesini yaptı.

“ANKARA, İSYANIN VE MODERNLEŞMENİN SEMBOLÜYDÜ”

Atıcı, İstanbul’un işgal yıllarında yıprandığını, artık “teslimiyetin ve saltanatın simgesi” haline geldiğini belirtti. Bu nedenle Mustafa Kemal Paşa’nın yeni bir merkez arayışında olduğunu vurgulayan Atıcı, “Ankara, isyanın ve direncin sembolü oldu. Kurtuluşun ve kuruluşun merkeziydi” dedi. Atıcı, “Atatürk yaşamı boyunca zorluklarla ve gericilikle mücadele etmişti. O nedenle, Ankara yeniliklerin, modernleşmenin merkezi seçildi” ifadesini kullandı. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki dönüşüme dikkat çekerek, “Bataklık olan, sivrisineklerin yuvalandığı yerde, ağaç yetişmez denilen yere çiftlik kurarak burayı ıslah etti. Yenişehir ve Kızılay’da dönemin koşullarına göre büyük bulvarlar yaptırdı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin temellerini attı. Ankara’da Cumhuriyet modernleşmesinin izlerini her tarafta görebiliriz” dedi. Atıcı, Ankara’nın coğrafi avantajlarına da dikkat çekti. “Ankara Türkiye’nin tam ortasında, savunulması kolay bir şehirdir. Bunu Kurtuluş Savaşı sırasında çok net yaşadık” diyerek, Sakarya Meydan Muharebesi’nin önemine değindi. “Atatürk bu savaşı yönetti ve başarıya ulaştı. Buradan sonra bir kırılma yaşandı; Yunanlılar ilerlemeyi bıraktı, ele geçirdikleri toprakları savunma çabasına girdiler. Cepheye yakın olan Ankara’da TBMM hep açık kaldı” dedi.

“KURTULUŞUN MERKEZİ ANKARA OLDU”

Başkent kararına yönelik muhalefetlere de değinen Atıcı, savaşın başında birçok kişinin İstanbul’un başkent olarak kalması gerektiğini savunduğunu hatırlattı. Atıcı, “Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’da İngiliz baskısından bağımsız karar alınamayacağını söylüyordu. Sonuçta dediği oldu.” dedi.

Atıcı, “Mebusan Meclisi Misak-ı Milli kararlarını alınca İstanbul işgal edildi, milletvekilleri Malta Adası’na sürüldü, kaçabilenler Anadolu’ya geçti. Ankara’da TBMM açıldı. 1923’e gelindiğinde tartışma kalmamıştı; Ankara zaten kurtuluşun merkezi olmuştu.” değerlendirmesini yaptı.

“Cumhuriyetle birlikte sanayi ve kültür yatırımları başladı” diyen Atıcı, başkent kararının ardından Ankara’nın hızla kalkındığını ifade etti.

Atıcı, “Lozan’dan sonra yabancı ülkelerin büyükelçilikleri açılmaya başladı. Yurt içinde ve dışında Ankara, yeni Türkiye’nin başkenti olarak tanındı” dedi. Atıcı, bu dönemde Makine Kimya Enstitüsü ve Hıfzıssıhha Enstitüsü gibi kurumların kurulduğunu, İstanbul’daki pek çok devlet ve finans kurumunun Ankara’ya taşındığını hatırlattı.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber