Kurtulmuş’un ‘MGK’ açıklamasına DEVA Partisi Ankara Milletvekili Şahin’den Anayasa vurgusu
Numan Kurtulmuş’un, “MGK, PKK’nın silahlı örgüt olmaktan çıktığı yönünde karar alırsa hukuki zemin tahkim edilir.” sözleri tartışma yarattı. Ankara Milletvekili Şahin, Anayasa’nın “hukuk devleti” ilkesini anımsatarak terör örgütü niteliğine yalnızca bağımsız yargının hükmedebileceğini vurguladı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin değerlendirmelerinde, PKK’nın silah bırakma ve tasfiye sürecinin tespiti için MİT ve Milli Savunma Bakanlığının teknik raporlarını işaret ederken, MGK’nın “silahlı örgüt olmaktan çıktı” yönlü bir kararının sürecin “hukuki zeminini tahkim edeceğini” söyledi. Açıklamalar, başkentte “MGK mı, yargı mı?” tartışmasını alevlendirdi.
KURTULMUŞ NE DEDİ?
Kurtulmuş, medya temsilcileriyle buluşmasında, “Örgütün gerçekten silahları bıraktığının ve kendisini tasfiye ettiğinin tespiti güvenlik birimlerince yapılır; MGK böyle bir karar alırsa hukuki zemin güçlenir.” ifadelerini kullandı. Ayrıca sürecin pazarlık değil, parlamentonun izlediği bir süreç olduğunu belirtti.
HÜKÜM YARGININDIR İTİRAZI
DEVA Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin, sosyal medya paylaşımlarında ve açıklamalarında, Anayasa’nın 2. maddesindeki “hukuk devleti” ilkesine atıfla, bir yapının “terör örgütü” sayılıp sayılmayacağına ilişkin belirleyici kararın yargıya ait olduğunu vurguladı. Şahin, yürütme organları ya da danışma nitelikli kurullar üzerinden yapılacak nitelemelerin mahkeme kararı yerine geçemeyeceğini savundu.
MGK KARARI NE İFADE EDER?
Uzmanların sıkça hatırlattığı üzere MGK kararları icrai değil, yürütmeye tavsiye niteliğinde kabul ediliyor; “terör örgütü” niteliği ise yargısal kararlar, soruşturma/kovuşturma dosyaları ve mahkeme ilamları üzerinden tesis ediliyor. Kurtulmuş’un söyledikleri sürecin idari-güvenlik boyutuna işaret ederken; Şahin’in vurgusu yargısal tescil olmadan “hukuki zemin”in kurulamayacağı yönünde.
“SİLAH BIRAKMA”NIN TESPİTİ VE SONRAKİ ADIMLAR
Kurtulmuş, örgütün “silahları bırakıyorum ve kendimi tasfiye ediyorum” ilanının güvenlik birimlerince doğrulanması hâlinde TBMM’nin gereken yasal düzenlemeleri yapabileceğini belirtiyor. Bu çerçevede atılacak her adımın “mevcut hukuk sistemi içinde” yürütüleceğini ifade ediyor. Tartışma, “MGK tespiti yeter mi, yoksa mutlaka yargı kararı mı gerekir?” sorusunda düğümlenmiş durumda.