Hikayesi Ankara'da, çekimleri İstanbul'da: 'Köyden İndim Şehre' filminin Ankara serüveni

Türk sinemasının unutulmaz komedilerinden "Köyden İndim Şehre", Kayseri'den Ankara'ya altın satma hayaliyle gelen dört kardeşin trajikomik öyküsünü anlatır. Peki, 1970'lerin Ankara'sını resmettiği düşünülen bu kült filmin çekimleri gerçekten başkentte mi yapıldı? İşte filmin Ankara eksenli hikayesi.

Ertem Eğilmez'in yönetmen koltuğunda oturduğu ve Arzu Film imzası taşıyan 1974 yapımı "Köyden İndim Şehre", Türk sinemasının en çok sevilen yapımlarından biri olma özelliğini koruyor. Filmin senaryosu, aynı zamanda başrol oyuncularından biri olan Zeki Alasya'ya ait. Yapım, bir önceki film olan "Salak Milyonerler"in devamı niteliğinde olup, bu kez define bulan kardeşlerin macerasını büyük şehre, yani Ankara'ya taşımasıyla öne çıkıyor.

ANKARA HAYALİ, İSTANBUL PLATOSU

Filmin kurgusu tamamen Ankara üzerine kuruludur. Kayseri'de buldukları defineyi bozdurmak ve "hemşehrileri" Ali Rıza Emmi'den (Tekin Akmansoy) yardım alarak şehre yerleşmek isteyen Saffet, Himmet, Hayret ve Gayret kardeşlerin tek hedefi başkente ulaşmaktır. Film, 1970'lerin "taşı toprağı altın" şehir algısına ve köyden kente göç olgusuna dair keskin bir hiciv sunar.

Ancak, filmin kurgusunun aksine, çekim mekanları izleyiciyi şaşırtmaktadır. Her ne kadar hikaye Ankara'da geçse ve karakterler sürekli "Ankara, Ankara" dese de, filmin şehir sahnelerinin tamamı İstanbul'da çekilmiştir.

Dönemin Arzu Film yapımlarının merkezi İstanbul olduğu için, lojistik ve maliyet avantajları nedeniyle çekimler İstanbul'un farklı semtlerinde gerçekleştirilmiştir. Kardeşlerin karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı meşhur kalabalık cadde sahneleri, kuyumcu arayışları ve Ali Rıza Emmi'nin evinin bulunduğu mahalle, aslında İstanbul'un Yeşilköy gibi semtleridir. Filmin Kayseri'de geçtiği düşünülen köy sahneleri ise İstanbul'un Polonezköy bölgesinde kaydedilmiştir.

TÜRK SİNEMASININ EFSANE "ALTIN" KADROSU

"Köyden İndim Şehre", Türk sinemasının belki de bir daha bir araya gelmesi zor olan en güçlü komedi kadrolarından birine sahiptir. Dört kardeşin arasındaki kimya, filmin başarısındaki anahtar rolü oynamıştır:

Kemal Sunal (Saffet): Kardeşlerin en akıllısı ve kurnazı olarak öne çıkar.

Zeki Alasya (Himmet): En büyük kardeş ve grubun lideri konumundadır.

Metin Akpınar (Hayret): Kardeşlerin en safı ve sürekli sorularıyla öne çıkanıdır.

Halit Akçatepe (Gayret): En küçük kardeş ve genellikle grubun pratik işlerini görendir.

Bu dörtlünün yanı sıra, filmin Ankara'daki bağlantı noktası olan "hemşehri" Ali Rıza Emmi rolünde usta oyuncu Tekin Akmansoy yer alır. Onun eşi rolünde Leman Çıdamlı, kızları rolünde ise Mine Mutlu ve Oya Alasya (Zeki Alasya'nın o dönemki eşi) bulunur. Kardeşlerin peşindeki "Ankaralı" kuyumcu rolünde ise Mete İnselel yer almıştır.

BAŞKENTİN EŞİĞİNDEKİ KÖYDEN KENTE GÖÇ SATİRİĞİ

Filmin çekim süreci, Ertem Eğilmez'in titiz mizansen anlayışıyla şekillenmiştir. "Nasıl çekildi?" sorusunun cevabı, filmin sosyal eleştiri yönünde yatmaktadır. Film, 1970'ler Türkiye'sinin en önemli sosyal dinamiklerinden biri olan köyden kente göçü, Ankara'yı bir hedef olarak kullanarak ele alır.

Ankara, Cumhuriyet'in başkenti ve modernleşmenin simgesi olarak, bu dört kardeş için hem bir umut kapısı hem de kayboldukları bir labirenttir. Kardeşlerin şehir hayatına adapte olamaması, trafikle imtihanları, lüks otel ve kuyumculardaki şaşkınlıkları, aslında kırsal ile kentsel yaşam arasındaki derin uçurumu mizahi bir dille gözler önüne serer.

Film, Ankara'da geçiyor olmasına rağmen İstanbul'da çekilmiş olsa da, yarattığı atmosfer ve anlattığı hikaye ile sinema tarihindeki en güçlü "Ankara filmleri"nden biri olarak kabul edilmektedir.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber