Ankara Güdül'ün binlerce yıllık mirası: Hititlerden Selçuklulara uzanan tarih

Ankara'nın Güdül ilçesi, MÖ 3 bin 500'lere uzanan tarihiyle dikkat çekiyor. Kirmir Çayı vadisindeki Hitit izleri, Bizans kalıntıları ve Selçuklu mirasını barındıran ilçe, doğal güzellikleri ve gelişen tarımıyla öne çıkıyor.

Ankara'nın 89 kilometre kuzeybatısında, Beypazarı ve Ayaş ilçeleriyle komşu olan Güdül, yaklaşık 850 yıllık ilçe tarihinin çok daha derinlerine inen, binlerce yıllık bir yerleşim geçmişine ev sahipliği yapıyor. Kirmir Çayı vadisi boyunca sıralanan tarihi ve doğal güzellikler, bölgenin MÖ 3 binli yıllara dayanan köklü mirasını gözler önüne seriyor.

KİRMİR ÇAYI VADİSİ'NDEKİ İLK İZLER: HİTİTLER VE BİTİNYA

Güdül'ün tarihi, MÖ 3 bin ila 3 bin 500 yıllarına kadar dayanmaktadır. Bölgenin en belirgin coğrafi unsurlarından biri olan Kirmir Çayı vadisindeki mağaralarda yapılan incelemeler, bu topraklarda Hitit uygarlığının var olduğunu net bir şekilde göstermiştir. Hitit devletinin yıkılmasının ardından bölge, tarihi bir geçiş yaşayarak merkezi İzmit olan Bitinya Krallığı'nın topraklarına katılmıştır.

MAĞARALAR VE KALINTILAR BİZANS DÖNEMİNİ ANLATIYOR

Bölgenin tarihi katmanları sadece Hititlerle sınırlı değildir. Kirmir Çayı kenarındaki İnözü mevkiinde yer alan mağaralar incelendiğinde, Hristiyanlık dönemine ait belirgin işaretlere rastlanmaktadır. Ayrıca, Güdül ve çevresindeki köylerde ve bağlarda bulunan tarihi taşlar, çanaklar, çeşitli hayvan figürleri ve toprak küpler, bölgenin Bizans İmparatorluğu döneminde de aktif bir yerleşim alanı olarak kullanıldığını kanıtlamaktadır.

ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ VE İLÇENİN KURULUŞU

Bölgenin Türk idaresine geçişi, 1071 Malazgirt Savaşı'nın ardından Anadolu topraklarının Selçuklu Türklerine açılmasıyla gerçekleşmiştir. Güdül ve çevresi, bu zaferin ardından Anadolu Selçuklu Devleti'nin idaresine girmiştir.

İlçe, ismini Selçuklu hükümdarlarından Mesut'un eniştesi ve dönemin Ankara Emiri (Valisi) olan Şahabüddevlet Güdül Bey'den almıştır. Güdül Bey tarafından kurulan ve yaklaşık 850 yıllık bir geçmişe sahip olan ilçe, Selçuklu mirasını taşımaktadır.

TURİZMDE İNANÇ VE DOĞA UNSURLARI

Güdül, hem tarihi hem de doğal zenginlikleriyle dikkat çeken turistik noktalara sahiptir. Kirmir Çayı vadisindeki İnözü mevkiinde kayalara oyularak yapılmış mağaralar, bölgenin en çok ilgi çeken tarihi yapılarındandır.

İnanç turizmi açısından ise Samutbaba Türbesi ile Tekke mevkiinde bulunan Kasım Baba Türbesi, ilçenin önemli manevi çekim merkezlerini oluşturmaktadır. Bu tarihi yapıların yanı sıra, ilçenin kuzeyinden akan Kirmir Çayı'nın sunduğu yeşil alanlar ve Sorgun köyü civarındaki orman alanı ile bu alan içindeki gölet, ilçenin doğal güzelliklerini tamamlamaktadır.

TOPRAKTAN GELEN ZENGİNLİK: BAĞCILIK VE KİRAZ

Tarihi derinliğinin yanı sıra Güdül, son yıllarda tarımsal üretimde de adından söz ettirmektedir. İlçede özellikle bağcılık faaliyetleri büyük önem kazanmıştır. Karacaören, Yeşilöz ve Adalıkuzu köyleri, yetiştirdikleri kaliteli sofralık üzümlerle bu alanda ön plana çıkmıştır. Bağcılığın yanı sıra kiraz üretimi de ilçe için önemli bir gelir kaynağıdır ve bu ürünü kutlamak amacıyla "Kiraz Festivali" düzenlenmektedir. Bölgede ayrıca domates ve havuç üretimi de yaygın olarak yapılmaktadır.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber