Cumhuriyet’in kalbi Ankara'da 50 yıllık iz: Sevim Koçak’tan kadın emeği ve izcilik vurgusu

Türkiye Kız İzciler Derneği Kurucu Başkanı Sevim Koçak, Ankara’nın başkent oluşunun 102. yılına özel kermeste konuştu: “İzcilik bir yaşam biçimi, kadın toplumun temelidir. Sağlam kadın, güçlü Türkiye demektir.”

Türkiye Kız İzciler Derneği Kurucu Başkanı Sevim Koçak, derneğin 50. yılı ve Ankara’nın başkent oluşunun 102. yıl dönümüne nedeniyle kurulan kermeste Yeni Ankara’ya konuştu. 83 yaşındaki Koçak, yaşamını “disiplin, üretkenlik ve Atatürk’ün izinde ilerleme” ilkeleri üzerine kurduğunu vurguladı.

Sevim Koçak, kendisini “Şehit Tümgeneral Sabri Koçak’ın kızı” olarak tanımladığını ve eğitim hayatına Çanakkale'de başladığını, Kütahya'da devam ettiğini ve babasının mesleği gereği şehir şehir gezdiğini söyledi. Koçak, yaşamı boyunca disiplinli bir anlayış benimsediğini belirterek, “Disiplinden hoşlanırım, programlı yaşamayı severim, sürprizleri pek sevmem. Hayatım hep planlı geçti.” ifadelerini kullandı.

EĞİTİMCİ KİMLİĞİYLE KÖY KALKINMASINA KATKI

Liseden sonra üniversiteye başlayan Koçak, idealist bir yaklaşımla öğretmenliği seçtiğini belirterek, "Masraflarımı kendim karşıladım, gündüzleri öğretmenlik yaptım" dedi.

Öğretmenlik yaptığı zamanlarda köylerde geçirdiği döneme ilişkin konuşan Koçak, "Yol, ağaçlandırma, ve tuvalet yaptırdım. 60’lı yıllarda köylerde tuvalet yoktu, damlar kiremitli değildi. Bunlarla mücadele ettim" dedi.

Bu çalışmalar sonucunda köylerde örnek bir kalkınma süreci yaşandığını ifade eden Koçak, “Çok güzel bir köy kalkınması oldu, çevre köyler gelip örnek aldılar, onlara da liderlik yaptım” diye konuştu.

“KADIN TOPLUMUN TEMELİDİR”

Kadınların toplumdaki yerini vurgulayan Koçak, “Kadın çok önemli, toplumun temeli. Erkek bir kişiyi yetiştirir, kadın bir toplumu.” dedi. Atatürk’ün kadınlara verdiği önemi hatırlatan Koçak, “Atatürk beş kız evlat yetiştirmiştir. Bizim onur üyemiz Sabiha Gökçen’dir, onun adını verdiğimiz bir tesisimiz de var. Hatta Sabiha Gökçen bize demişti ki: ‘Atatürk sizi görseydi, sizinle gurur duyardı.’” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE KIZ İZCİLER DERNEĞİ’NİN KURULUŞU

Koçak, 1975 yılında kurdukları Türkiye Kız İzciler Derneği’nin dünya izcilik camiasıyla aynı hedefleri paylaştığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Dünya Kız İzciler Teşkilatı’na söz vermiştik; Türkiye’de izciliği dernek eliyle sürdüreceğiz diye. 50 yıl önce verdiğimiz bu sözü tuttuk.”

Koçak, derneğin hedefini ise şu sözlerle özetledi:

“Geleceğin annelerini, eşlerini ve iş kadınlarını yetiştirmek istiyoruz. Sağlam kadın, sağlam yuva; sağlam yuva da güçlü bir Türkiye demektir.”

KADIN EMEĞİ VE KERMES GELENEĞİ

Dernek faaliyetlerinin önemli bir bölümünü kadın emeğinin oluşturduğunu belirten Koçak, kermeslerin amacını ise şöyle açıkladı:

“Kermes, kadın emeğinin; resim, müzik ve el sanatlarının sergilenip satılması anlamına gelir.”

Kadınların üretime katılımını teşvik ettiklerini vurgulayan Koçak, “Her şeyi satın almakla baş edilmez. Evinde sen de üretebilirsin. Yeteneklerini geliştir, üretken bir anne ya da iş kadını ol.” dedi.

Bu yılki kermesin Ankara’nın başkent oluşunun 102. yılına özel olarak düzenlendiğini belirten Koçak, şunları söyledi:

“Bizim için 13 Ekim sadece bir tarih değil; Cumhuriyet’in kalbi olan Ankara’ya, Atatürk’e ve kadın emeğine duyduğumuz saygının bir ifadesi. Ankara, Atatürk’ün önderliğinde bir milletin ayağa kalkışını simgeliyor. Biz de izcilik çalışmalarımızı bu anlamla birleştiriyoruz. 13 Ekim bizim için Cumhuriyet’in kalbi, çalışkanlığın, disiplinin ve kadın emeğinin sembolüdür.”

İZCİLİK YASASI VE DEĞERLERİ

Koçak, izciliğin temelini oluşturan ilkeleri şöyle sıraladı:

“Kız izci verdiği sözü tutar, herkesle arkadaş olur, yardımseverdir, doğayı sever ve korur, disiplinlidir, cesur ve neşelidir, tutumludur, fikirlerinde dengelidir. Biz izciler; Tanrı’ya ve vatanımıza karşı görevlerimizi yerine getireceğimize, izci yasasına uyacağımıza, başkalarına her zaman yardım edeceğimize ant içeriz. Bu yemini ömür boyu korumaya çalışırız.”

“İZCİLİĞİ YAŞAYARAK ÖĞRENDİK”

Koçak, öğretmenliğin yanı sıra izciliğe de uzun yıllar emek verdiğini belirterek, “İzciliğim de bir taraftan devam etti.” dedi. 1975 yılında arkadaşlarıyla birlikte iki tesis kurduklarını söyleyen Koçak, “Bu tesisleri tırnaklarımızla yaptık, maaşlarımızla kurduk. Bunlar bizim için çok değerli taşınmaz mallar.” ifadelerini kullandı.

İzciliğin yaşamla iç içe bir eğitim olduğunu dile getiren Koçak, “İzcilik yaşayarak öğrenilen bir şeydir. Küçük yaşta başlayanlar daha başarılı olur. Sonradan izci olmak zordur çünkü alışkanlıklardan vazgeçmek kolay değildir.” dedi.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber