CHP’li Demir: “Başkent kuraklığa teslim”
Ankara, tarihinin en kurak mart ayını yaşarken CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, “Kuraklık siyaset üstü bir sorun. İklim Kanunu, krizin gerçeklerine gözlerini kapatıyor” dedi.
Başkent Ankara, son yılların en kurak mart ayını geride bıraktı. Barajlardaki doluluk oranları kritik seviyelere düşerken, iklim krizinin etkileri Türkiye genelinde daha derinden hissedilmeye başlandı.
Kuraklığın etkileri ve Meclis gündemindeki İklim Kanunu teklifi veren CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir TBMM'deki makamında Yeni Ankara muhabirine şunları söyledi:
“SON YILLARIN EN KURAK MART AYINI GEÇİRDİK”
Bugün geldiğimiz noktada kuraklık; çevre, şehir hayatı, kalkınma, ekonomi, tarım, gıda, temiz su ve sağlık dahil birçok alanı etkiliyor. Ne yazık ki Başkent’imiz son yılların en kurak mart ayını geçirdi. Barajların doluluk oranı azaldı. Türkiye, küresel ısınmanın muhtemel etkileri açısından zaten risk grubunda yer alıyor.
“AMAÇ DIŞI SU TÜKETİMİ ARTTI”
Plansız ve amaç dışı su tüketimi ciddi şekilde arttı. Çiftçilerin ve vatandaşların su kullanımı konusunda bilinçlendirilmesi şart. Bu mesele siyaset üstüdür. Merkezi idare, parti ayrımı yapmaksızın yerel yönetimleri desteklemeli, ortak projeler hayata geçirilmeli.
“MODERN SULAMA ZORUNLU”
Tarım sektöründe modern sulama yöntemleri yaygınlaştırılmalı. Hem üretici hem de tüketici tasarruflu su tüketimine yönlendirilmeli. Su kaynaklarının etkin kullanımı için hızlıca yeni politikalar geliştirilmeli. Kuraklık ve iklim değişikliğine dirençli ürün desenine geçmek artık kaçınılmaz.
“İKLİM KANUNU’NDA CİDDİ EKSİKLER VAR”
“Cumhuriyet Halk Partisi olarak, İklim Kanunu teklifinde en büyük şikayetimiz, iklim değişikliğine bağlı doğal afetlere karşı etkin çözümler sunulmaması. Mevcut haliyle bu teklif bir İklim Kanunu olmaktan çok uzak. Ne kuraklıkla mücadeleye, ne sıfır emisyon hedefine yönelik somut adımlar içeriyor.
KOMİSYON TEKRAR ÇALIŞMALI
Teklif şu anda Genel Kuruldan geri çekildi ama bu tamamen vazgeçildiği anlamına gelmiyor. Bizim önceliğimiz, İklim Kanunu konusunda tekrar bir komisyon süreci başlatılması. Bu kez çevrecilerin, sivil toplum örgütlerinin, akademisyenlerin ve meslek odalarının da yer aldığı, daha kapsayıcı bir süreç talep ediyoruz.