Bir Ankara filmi 'Kafes' teması

Ankara'da çekilen yönetmenliğini Mahmut Kaptan’ın üstlendiği “Kafes”, 12 Eylül 1980 darbesi sürecinde cezaevlerine düşen gençlerin acı dolu hikayesini merkeze alıyor.

Ankara’nın tarihi mekanlarında, özellikle Ulucanlar Cezaevi ve Hamamönü’nde çekilen film, dramatik yapısı ve politik arka planıyla dikkat çekiyor.

Filmin başrollerinde, güçlü oyunculuğuyla tanınan İsmail Hacıoğlu yer alırken ona Nilay Duru ve Fırat Şahin gibi isimler eşlik ediyor. Yapım, siyasi görüşü ne olursa olsun, geçmişin acılarını ortaklaştırmaya çalışan bir bakış açısı sunmayı hedefliyor.

BİR TARAFIN DEĞİL, TÜM GENÇLERİN HİKAYESİ

“Kafes”, bugüne dek sinemada genellikle sol görüşlü gençlerin mağduriyetine odaklanan 12 Eylül temalı filmlerden farklı olarak, bu kez ülkücü gençlerin yaşadığı trajedilere odaklanıyor. Ancak film, bu anlatımı yaparken karşıt görüşleri kötülememeye özen gösteriyor. Aynı hücrede yaşamaya zorlanan farklı görüşlerden gençlerin paylaştıkları ekmek, su, acı ve umut, filmin ana temasını oluşturuyor.

“Bu film aslında hepimizi anlatıyor,” diyor filmi birlikte izleyen bir izleyici ve ekliyor:
“Farklı siyasi görüşlerde olsak da aynı gemideyiz. Geçmişte kavgaya sürüklenen gençlerin hikâyesi, bugün ders almamız gereken bir tablo sunuyor.”

ANKARA’NIN KALBİNDE ÇEKİLEN DUYGUSAL BİR YOLCULUK

Filmin tamamı Ankara'da çekildi. Ulucanlar Cezaevi Müzesi başta olmak üzere, Hamamönü gibi tarihi bölgeler, dönemin atmosferini gerçekçi biçimde yansıtıyor. Cezaevi koridorlarında yankılanan haykırışlar, işkence sahnelerinin kasvetli havası, izleyiciyi tarihin içine çekerken; geçmişin karanlık yüzüyle yüzleştiriyor.

OYUNCULUKLAR TARTIŞMA YARATTI

İsmail Hacıoğlu’nun performansı genel olarak olumlu karşılanırken bazı izleyiciler filmdeki oyunculukları, kurguyu ve diyalogları eleştiriyor. Sosyal medyada yer alan yorumlarda, “Yarısı müzikle geçmiş, hikâyeler havada kalmış” eleştirileri dikkat çekerken, bazı sinema severler ise filmin mesajının çok kıymetli olduğunu ve “teknik eksiklerine rağmen izlenmesi gerektiğini” savunuyor.

GERÇEK BİR YÜZLEŞME Mİ, TEK TARAFLI BİR ANLATIM MI?

Eleştirilerin bir diğer odak noktası ise filmin siyasi tarafsızlığı. Kimileri filme “tek taraflı” derken kimileri ise tam tersine, “film, düşmanlığı değil kardeşliği anlatıyor” görüşünde oluyor. Özellikle siyasi arenada kutuplaşmanın arttığı bu dönemde, film “siyaseten taraf olmasa da ideolojik yük taşıyor mu?” sorusunu da beraberinde getiriyor.

Sinema Salonundan Sokaklara Yansıyan Yorumlar

Filmin gösterimi sonrası sosyal medyada dikkat çeken bazı izleyici yorumları şöyle:

“Siyasi bakış açısı bir kenara bırakılırsa, geçmişin acılarını anlamak için kıymetli bir yapım.”
“Bir sinema filmi değil, daha çok siyasi bir bildirge gibi hissettirdi.”
“İzlediğim en duygusal 12 Eylül filmi olabilir. Final sahnesi yüreğimi dağladı.”
“İsmail Hacıoğlu olmasa belki de hiç izlenmezdi.”

SONUÇ: “KAFES” TARTIŞMALI AMA ÖNEMLİ BİR DENEME

Kimi izleyiciye göre taraflı, kimine göre tarihi bir boşluğu dolduran “Kafes”, Türk sinemasında uzun süre görmezden gelinen bir bakış açısını perdeye taşıması açısından önemli bir adım oluyor. Eksiklerine rağmen farklı düşüncelerden gençlerin ortak kaderini konu alması, filmi sadece politik değil, insani bir hikâyeye dönüştürüyor.

Belki sinema dili açısından mükemmel değil ama mesajı, tartışmaları ve yankılarıyla hafızalarda iz bırakmaya aday olarak görülüyor.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber