Ankara'nın ruhunu duvarlara resmeden Mehmet Babat: "Toplum sanatı doğrudan alamıyorsa maruz bırakacaksın!"
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği Ana Bilim Dalı'ndan 2013 yılında mezun olan Mehmet Babat resme olan tutkusunu, başlama hikayesini Yeni Ankara muhabirine anlattı.
Mehmet Babat'ın sanatsal yolculuğunda Yalova'daki ortaokul yılları ve Zonguldak'taki Güzel Sanatlar Lisesi önemli mihenk taşı olarak göze çarpıyor. Liseden mezun olduktan sonra ise yetenek sınavıyla Gazi Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümü'ne girmeye hak kazanan Babat, Yüksek Lisansı da aynı üniversitenin Güzel Sanatlar bölümünde tamamladı.
YETENEK, YETENEK SINAVIYLA GELİŞİYOR
Babat, Ankara'daki atölyesinde sanatsal çalışmalarına devam ediyor ve aynı zamanda Gazi Üniversitesi Vakfı Okulları'nda resim öğretmenliği yapıyor.
Babat'a göre yetenek, doğuştan gelen bir süreç. Babat bunu şu şekilde anlatıyor: "Küçükken bahçemizden bir dere geçerdi. Derenin kenarındaki çamurları biriktirip kiremitler halinde kurutur, sonra da onlarla evler, hatta şehirler yapardım. Sanat serüvenim ise 5. sınıfta katıldığım okullar arası resim yarışmasında ödül almamla resim yeteneğimin öğretmenlerim tarafından fark edilmesiyle başladı ve sanatla olan bağım daha da güçlendi."
Sanatçının eşi Büşra Aktekinoğlu Babat da Gazi Üniversitesi Resim Öğretmenliği mezunu. Birlikte güzel çalışmalara imza atıyorlar.
GÖRDÜĞÜ İNŞAATLARI ÇİZEREK GELİŞEN SANAT
Babat'ın sanatında ele aldığı temel konuların başında inşaatlar ve kentler geliyor. Bu konuya olan ilgisi bir yaz mevsiminde kardeşleriyle inşaatta çalışmasıyla başlıyor.
O günleri şöyle anlatıyor: "Onların yanına gider, vinçlere çıkar, inşaatın tepesinde gezerdim ve sürekli eskiz defterim yanımdaydı. Bulduğum karelerden kesitler alırdım. Bu süreçte edindiğim deneyimler ve yaptığım eskizler üretimlerime destek oldu."
Bu birikimle üniversiteye döndüğümde, karşımdaki devasa inşaat alanını tuvalime yansıttım. 125x175 cm boyutlarındaki bu eserimle 2012 yılında Mustafa Ayaz Resim Yarışması'nda ödül aldım. Resimlerimde inşaat alanlarını, beton blokları ve vinçleri kütleler halinde işliyorum. İnşaatların sürekli yarım kalmışlığını, gerçek hayattaki inşaatların da bitirilememesine bir gönderme olarak kullanıyorum."
"PANDEMİYLE BİRLİKTE İNSANLAR ÇEKİLDİ, HAYVANLAR DIŞARI ÇIKTI"
Toplumun sosyolojik durumu sanatçıyı etkileyen önemli bir faktör. Örneğin, pandemi sürecinde resimlerine hayvan figürleri eklemesini şöyle açıklıyor: "İnşaatlı resimlerimde insan figürü yoktur. Pandemiyle birlikte insanlar içeri çekilince de hayvanlar sokaklara, asli yaşam alanlarına döndüler.
"ANKARA'DAKİ ÇOĞU FİGÜR BİZİM RESİMLERİMİZ"
Babat ayrıca, "Sanatın toplumdan uzak kalmaması gerektiğine inanıyorum. Ankara'daki Taurus AVM'nin köprü ayaklarındaki Atatürk figürleri gibi birçok duvar resmi çalışmasını resmi olarak üstlenmekteyiz. Yıllık 10 bin metrekare duvar resmi yaptıklarını belirten Babat "Belediyelerin hizmet verdiği sosyal yaşam alanları, kreşler ve diğer alanlardaki resimler de bizim çalışmalarımız."
"TOPLUM SANATA DOĞRUDAN ERİŞEMİYORSA, MARUZ BIRAKACAKSIN"
Sanatın topluma daha fazla maruz bırakılması gerektiğini düşünen Babat: "Toplum sanatı doğrudan alamıyorsa maruz bırakacaksın" diyerek sanatın erişilebilirliğinin önemine dikkat çekiyor. Her alanda ne kadar çok resim ne kadar çok grafiti görürsek o kadar gelişiriz. Çankaya Belediyesinin Doğan Taşdelen Kültür Merkezi'nde kaliteli ve ücretsiz olarak kurs verilmekte ve bunlarım çoğalması gerekiyor.
Ankara'daki sanat projelerinden bahseden Babat: "Atatürk Orman Çiftliği'nde 1000 metrekarelik bir alana inşa edilen, Atatürk'ün çiftlikteki yaşamından sahnelerin canlandırıldığı bir eser var. Bu proje, Sayın Mansur Yavaş'ın katıldığı bir açılışla tanıtıldı ve halktan büyük beğeni topladı. Bu başarıyla birlikte belediyenin resmi sanatsal işlerini üstlenmeye başladık. Bu konudaki duyarlılığından ötürü ABB Başkanı'mız Sayın Mansur Yavaş'a teşekkür ederiz.
Eskiden metro olarak kullanılan ve şu an depo halinde olan araçlar, bu özel günlerde yeniden sefere çıkarıldı. Halkın da içinde bulunduğu bu yolculukta ABB Başkanı Sayın Mansur Yavaş da yer aldı. Biz de bu araçların hem iç hem de dış kısımlarını resimlerle donattık.
"KIZILAY METRO'DAKİ SANAT SOKAĞI GRAFİTİSİ"
Halkın yoğun olarak kullandığı mekanlardan biri olan Kızılay Metrosu'nda da "Sanat Sokağı" adını verdiğimiz bir duvar resmi çalışması gerçekleştirdik. Bu projeyi, yeni mezun iki arkadaşım, Erdem Koç ve Mustafa Çetin ile birlikte hayata geçirdik. Türkiye'nin pek çok yerinde ve hatta Özbekistan'da bile projeler yaptım. Özbekistan devlet anıtının ve parasının üzerindeki anıtta katkım var. Mezopotamya, Sümer, Asur ve Mısır medeniyetleri de sanatla yükselmiş medeniyetlerdir. Örneğin, Mısırlılar sanatı öteki dünya için icra ederken, Yunanlılar günümüz insanı için sanat yapmışlardır. Sanat, hem bu dünya hem de öteki dünya için her zaman var olmuştur ve bir medeniyet sanatı yakaladığında gelişir.
Bu anlamda Çankaya Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesini tebrik etmeliyiz. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı da düzenlediği yarışmalarla sanatçıların potansiyelini ortaya çıkarıyor ve ülkenin sanat kültürüne katkı sağlıyor. Son 7-8 yıldır bu alanda bir yükseliş yaşanıyor." ifadelerini kullandı.
MÜZELER VE SERGİLER HERKES İÇİNDİR
Mehmet Babat, günümüzde oldukça meşhur olan bir algının da kırılması gerektiğini belirtti ve şunları söyledi: "Bir müzeyi gezmek veya bir sergiyi ziyaret etmek için zengin olmanıza veya sanat konusunda bilgili olmanıza gerek yok. Hiç kimse 'Ben sanattan anlamam' dememeli, herkes gidip sanatı görmeli ve deneyimlemeli.
Özellikle televizyonda ve radyoda sanat yayınlarının artması çok önemli. Belki de televizyonda sabah programları yerine eğitici sanat programları başlamalı. Radyoda bir ressamın adını duyan birisi, sırf merakından dolayı o sanatçıyı araştırabilir. Mahir Güven gibi kıymetli isimlerin sunduğu, hem sanatsal üretimi hem de sohbeti bir araya getiren programların çoğalması gerekiyor."