Ankara'nın kalbinde saklı Azize Tereza Şapeli'nin sırları
Ankara Ulus'ta, eski bir Fransız Koleji'nin küllerinden doğan tarihi bir binada, sanat eserleriyle dolu bir şapel gizleniyor. Kapadokya'dan ilham alan mozaiklerden Bordeaux yapımı asırlık vitraylara, işte Azize Tereza Kilisesi binasının bilinmeyen mimari ve sanatsal detayları.
Ankara’nın tarihi semtlerinden Ulus’ta, Kardeşler Sokak üzerinde yer alan Azize Tereza Latin Katolik Kilisesi'nin bulunduğu bina, katmanlı tarihi ve sanatsal özellikleriyle dikkat çekiyor. Binanın bulunduğu arsa, 1915 yılında Hristiyan Okulların Kardeşleri yönetimindeki Aziz Klement Fransız Koleji'ne ev sahipliği yapıyordu. 1916'daki büyük yangında kolej ve çevresindeki semt tamamen yandığında, yapıdan geriye sadece bir sur kaldı.
1928'de aynı arsaya, zemin katı Fransa Büyükelçiliği Kançılaryası olarak tasarlanan yeni bir bina inşa edildi. Binanın birinci katına ise büyükelçilik salonunun içine küçük bir şapel yerleştirildi. 2002 yılında tüm parçaları restore edilen bu şapel, içerdiği sanatsal unsurlarla öne çıkıyor.
KAPADOKYA ESİNTİLİ MOZAİKLER
Şapelin en dikkat çekici sanatsal unsurlarının başında, Fransız sanatçı Hervé Vital tarafından yapılan ana mozaik geliyor. Kapadokya kiliselerinden alıntılar taşıyan bu eserde, sağ tarafta Kral Davut ve Kutsal Tapınağı inşa eden Kral Süleyman tasvir ediliyor. Bu iki figür, izleyicinin bakışlarını sol tarafta diriliş ışığına yükselen Adem ve Havva figürlerine yönlendiriyor.
Şapelin yan duvarlarında ise, sol tarafta kollarında Çocuk İsa ile Kutsal Bakire Meryem, sağ tarafta ise bir elinde İncil’i tutan ve diğer eliyle kutsayan bir Mesih mozaiği bulunuyor.
SEMBOLLERLE YÜKLÜ MİMARİ DETAYLAR
Şapelin içindeki sanat eserleri, derin sembolik anlamlar taşıyor. Madeleine Diener tarafından yapılan haçın merkezinde Efkaristiya gizemi anlatılırken, açık iki parmak İsa Mesih'in ilahi ve insani doğasını, diğer üç parmak ise Kutsal Üçlü Birlik'i ifade ediyor.
Mimaride de sembolizm göze çarpıyor. Sütun başlıklarında yer alan dörder adet koç başı, Eski Ahit'teki kurbanlara bir gönderme yaparken; tavan köşelerinde bulunan buğday ve üzüm salkımları, Yeni Ahit'teki ekmek ve şarap ritüellerini temsil ediyor.
BORDEAUX'DAN GELEN ASIRLIK VİTRAYLAR
Şapelin doğal ışığını filtreleyen vitraylar (renkli cam sanatı), mekanın en değerli tarihi parçaları arasında yer alıyor. Sütunların yan tarafında bulunan on adet vitraydan altısı, 1914 yılında D.P. Dagrant tarafından Bordeaux'da (Fransa) yapıldı.
Bu altı vitray, aslen eski İzmit Fransız Koleji'nin şapeli için üretilmişti. Okulun 1920'de kapanmasının ardından sökülerek Kadıköy'de muhafaza edilen eserler, 1952 yılında Ankara'daki mevcut yerlerine monte edildi. Seriyi tamamlamak için gereken diğer dört vitray ise, orijinal stile sadık kalınarak Floransa'da (İtalya) yaptırıldı ve aynı dönemde kiliseye yerleştirildi.