Ankara'nın 'fazla modern' bulduğu cami, Pakistan'ın simgesi oldu

Ankara'da Kocatepe için planlanan ilk proje 'fazla modern' diye reddedildi. Mimar Vedat Dalokay'ın o fütüristik tasarımı, yıllar sonra Pakistan'ın başkenti İslamabad'da, dünyaca ünlü Faysal Camii olarak inşa edildi.

Her şey 1957'de, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara'ya simgesel bir "Merkez Camii" kazandırmak amacıyla açılan proje yarışmasıyla başladı. Yarışmayı, dönemin en yenilikçi mimarlarından biri olan Vedat Dalokay, Nejat Tekelioğlu ile birlikte hazırladığı projeyle kazandı. Dalokay'ın tasarımı, Türkiye'nin o güne kadar gördüğü hiçbir şeye benzemiyordu: Klasik Osmanlı mimarisinin kalıplarını tamamen kıran, devrimci bir estetik sunuyordu.

Proje, yekpare devasa bir betonarme yarım küre kubbe ve onu destekleyen zarif yapılardan oluşuyordu. Bu, genç Cumhuriyet'in modern, dinamik ve geleceğe dönük yüzünü yansıtması hedeflenen cesur bir mimari manifestoydu.

"KUBBEYE BENZEMİYOR": MODERN TASARIMA YÜKSELEN İTİRAZLAR

Dalokay'ın projesi kağıt üzerinde o kadar beğenilmişti ki, Kocatepe'deki arazide inşaat başladı ve projenin temelleri atıldı. Ancak, bu modern ve "fütüristik" tasarım, kısa sürede başkentin en hararetli tartışmasının fitilini ateşledi. Dönemin muhafazakar çevreleri, siyasi figürler ve bazı eleştirmenler, projeyi "camiye benzememekle", "kutsal bir mabed için fazla modern ve soğuk olmakla" suçladı. Geleneksel kubbe ve minare anlayışının çok dışında kalan bu tasarım, "kubbeye benzemediği" yönünde yoğun bir kamuoyu baskısıyla karşılaştı.

GELENEKSEL OLANA GERİ DÖNÜŞ: PROJE İPTALİ VE YENİ TASARIM

Tartışmalar o kadar büyüdü ki, temelleri atılmış olmasına rağmen inşaat durduruldu. 1960'ların ortasında, camiyi yaptırmakla görevli dernek bu baskılara dayanamadı ve Dalokay'ın ödüllü projesi definitiv olarak iptal edildi. Ankara, modern bir simgeye sahip olma şansını "fazla cüretkâr" bularak elinin tersiyle itmişti. Bu tarihi iptalin ardından, yeni bir yarışma açılmaksızın, proje doğrudan Hüsrev Tayla ve Fatin Uluengin'e verildi.

Onların tasarımı, kamuoyunun "geleneksel" beklentilerini karşılayan, İstanbul'daki Selimiye veya Sultanahmet Camii'ni anımsatan neo-klasik bir üsluptaydı. Ankara, yenilikçi bir deneme yerine, "taklit" olarak da eleştirilen ama güvenli bulunan bir yolu seçti ve bugünkü Kocatepe Camii, 1987'de bu tasarımla tamamlandı.

ANKARA'NIN REDDİ, İSLAMABAD'IN GURURU OLDU

Ankara'da projesi iptal edilen Vedat Dalokay, modern cami mimarisi vizyonundan asla vazgeçmedi. Kaderin bir cilvesi olarak, 1969'da Pakistan'ın başkenti İslamabad'da inşa edilecek ulusal cami için uluslararası bir yarışma açıldı. 17 ülkeden onlarca mimarın katıldığı bu prestijli yarışmayı kazanan isim, yine Vedat Dalokay oldu. Ankara'nın "fazla modern" bularak reddettiği mimari felsefe, İslamabad'da bu kez coşkuyla kabul görmüştü.

BİR BEDEVİ ÇADIRINDAN DOĞAN İKONİK YAPI: FAYSAL CAMİİ

Dalokay'ın Faysal Camii için sunduğu tasarım, Kocatepe için düşündüğü yarım küreden farklı, ancak en az onun kadar radikaldi. Geleneksel kubbe yerine, bir Bedevi çadırının geometrisinden ilham alan, sekizgen, eğimli devasa bir beton kabuk tasarladı. Dört adet ince ve roket benzeri Türk tarzı minareyle desteklenen bu yapı, tamamlandığında mimari bir devrim olarak kabul edildi.

Bugün Faysal Camii, sadece Pakistan'ın ulusal simgesi olmakla kalmayıp (paralarının üzerinde bile yer almaktadır), tüm İslam dünyasının en tanınan, en ikonik ve en modern şaheserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu durum, Ankara'nın mimari silüetinin "ne olabileceğine" ve "neleri kaçırdığına" dair en çarpıcı tarihsel notlardan biri olarak hafızalara kazındı.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber