Ankara'nın dereleri nereye gitti? Unutulmuş su yolları ve başkentin doğal mirası

Ankara’nın sokakları ve caddeleri üzerinde yürürken fark etmediğimiz, şehrin tarihini ve doğasını şekillendiren dereler birer birer yer altına hapsedildi. Bugün bu akarsular, yalnızca menfez ve kanallarda sessizce akıyor.

Ankara’nın akarsuları, şehrin tarihini ve doğal dokusunu şekillendiren en önemli unsurlardan biri. Ancak zaman içinde çoğu dere yer altına alınarak görünmez hâle geldi. İşte Ankara’nın derelerinin kayboluş hikayesi...

ANKARA’NIN ANA AKARSULARI VE TARİHÎ İŞLEVLERİ

Ankara il sınırlarının büyük bölümü Sakarya Havzası içinde yer alıyor. Hatip Çayı, Çubuk Çayı ve İncesu, birleşerek Ankara Çayı’nı oluşturuyor ve batıya doğru Sakarya Çayı’na akıyor. Bu dereler, düşük debili ve mevsimsel akışa sahip kuru dereler olarak, özellikle ilkbaharda ekosistemi besleyen hayati bir rol üstleniyordu.

Hatip Çayı, şehrin evsel ve ticari su ihtiyacını uzun yıllar karşılamış, Romalılar döneminde inşa edilen bentlerle suyu cazibe kuvvetiyle şehrin belirli noktalarına taşımıştı. Üzerinde buğday öğütmek için değirmenler, deri yıkamak için tabakhaneler bulunuyordu.

İncesu Deresi ise 1900’lerin başında Ankara Garı önünde taşarak bataklık alanlar oluşturuyor, sıtma gibi sağlık sorunlarına yol açıyordu. Ankara başkent olduktan sonra Jansen Planı kapsamında bu alanlar yeşil koridor ve rekreasyon alanları olarak düzenlendi; Gençlik Parkı, Stadyum ve Hipodrom gibi spor alanları bu planın bir parçasıydı. Ancak zamanla İncesu deresinin yatağı daraltılarak, taşkınları önlemek amacıyla menfezlere alındı.

AYRANCI VE ÇEVRESİNİN KAYBOLAN DERELERİ

Ankara’nın üç ana deresi dışında, şehrin farklı bölgelerinde mevsimsel olarak akan birçok küçük dere bulunuyordu. 1944 Çankaya Haritası’na göre İncesu Deresi’nin batısında Büyükesat, Kavaklıdere, Hoşdere, Dikmen Deresi ve Kirazlıdere yer alıyordu.

Hoşdere, eski Ayrancı vadisinden başlayarak bugünkü Kuzgun Sokak ve Meclis Bahçesi yönünde akıyordu.

Kavaklıdere, Çankaya Köşkü yakınlarından çıkar, Seğmenler Parkı içinden geçer ve Tunus Caddesi boyunca İncesu’ya kavuşurdu. Günümüzde Kavaklıdere Park içinden hâlâ açıkta aksa da, çoğu bölümü menfezlere girerek yer altından ilerliyor.

Dikmen Çayı, Dikmen Köyü Camii civarından başlayıp Kara Harp Okulu ve Saraçoğlu Mahallesi boyunca ilerler, günümüzde vadi içindeki menfezlerde akarken üstünden yapay havuzlar ve yollar geçiyor.

Çetin Emeç Bulvarı altındaki sel kapanına girip Cemal Süreya Parkı’nda Kirazlıdere ile birleşerek Ankara Çayı’na yöneliyor.

TARİHÎ TATLI SU KAYNAKLARI YER ALTINA HAPSEDİLDİ

Yapılan araştırmalar, Ankara Çanağı’nda yüzlerce dere bulunduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’nin başkenti ilan edilmeden önce, bu dereler hem tatlı su temini hem de balıkçılık amacıyla kullanılıyordu. Ancak Cumhuriyet dönemi yapılaşmalarıyla birlikte, kentin içinden geçen birçok dere yer altına alındı; üzerlerine ise yollar, ulaşım hatları ve imar alanları inşa edildi.

KENTİN DOĞAL DOKUSUNUN KAYBI

Ankara’nın derelerinin yer altına alınması, hem doğal akışı hem de şehrin tarihî hafızasını etkiledi. Eskiden kentin yaşam kaynağı olan bu akarsular, artık gözle görünmez, yalnızca menfez ve kanallar aracılığıyla akıyor. Bugün şehir sakinleri çoğu zaman bu suların üstünden geçerken farkında olmadan geçiyor. Parklar, caddeler ve beton yapılar, derelerin eski güzelliklerini gizliyor.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber