Ankara’da terzi yetişiyor mu? Terzilik bitti mi?

20 yılı aşkın süredir terzilik yapan Asiye Karaca terzilik mesleğinde ve terzi yetiştirmekte yaşadığı zorlukları Yeni Ankara’ya anlattı. Terzi Karaca, terzilik mesleğinin değerinin bilinmediğini vurgulayarak, “Daha fazla değer görmek istiyorum. İnsanlar bana ‘nasıl sabrediyorsun, nasıl ince iş yapıyorsun’ diye soruyorlar. Ben bu işi severek yapıyorum. Emek veriyorum. İşim zor gelmiyor ancak bazı insanların davranışları zor geliyor. Komşuya kahve istemeye gider gibi gelmeleri zoruma gidiyor. Benim de giderlerim var, ben de ev geçindiriyorum. Ücret alırken yüksek bulmalarını anlamlandıramıyorum” dedi.

“BİZDEN SONRA BU İŞİ YAPMAK İSTEYEN OLMAYACAK”

Artık geçmiş yıllardaki gibi çırak yetişmediğini belirten Karaca, “Bizden sonraki nesil, terziliğin maddi getirisi az olduğu için ve terzilik ince iş olduğu için tercih etmiyor. Bu durum insanlara sıkıntı oluşturacak, kimse bunun farkında değil. Bizden sonra bu işi yapmak isteyen olmayacak. Ben çırak yetiştirmek için denemede bulundum ama gençler devamını getirmedi” sözlerini kaydetti.

“EN ÖNEMLİ SORUNUMUZ GÜN PRİM SAYISI”

Terzi Karaca, küçük esnafa esneklik sağlanması talebinde bulunduğunun altını çizerek, "Bağ-Kur primlerimiz çok yüksek. En önemli sorunumuz ise gün- prim sayısı. Biz işveren değiliz, üç kuruş kazancımızla kendi Bağ-Kur’umuzu kendimiz yatırmaya çalışıyoruz. Emekli olmak için bizim 9 bin gün, çalışanın 7 bin gün doldurması lazım. Bu büyük bir fark. Bizimki de 7 bin gün olması lazım. Bunun söylentisi oldu, dört gözle onu bekliyoruz. Esnaf bunu bekliyor. Prim giderimiz çok fazla, prime gelen zam kadar hizmete zam yapamıyorum." ifadesini kullandı.