Ankara’da mimari bellek buluşması: Kimlik, kent ve gelecek

Mimarlar Odası Ankara Şubesi (TMMOB), yerel mimari kimlik ve kentsel aidiyet kavramlarını ele almak üzere Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde “Yerel Mimarlık: Kent, Kimlik ve Aidiyet” başlıklı bir konferans düzenledi. Etkinliğin moderatörlüğünü TMMOB Ankara Şube Başkan Yardımcısı Oğuzhan Bozdağ üstlendi.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi (TMMOB), yerel mimari kimlik ve kentsel aidiyet kavramlarını ele almak üzere 2 Ağustos Cumartesi günü Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde “Yerel Mimarlık: Kent, Kimlik ve Aidiyet” başlıklı bir konferans düzenledi. Etkinliğin moderatörlüğünü TMMOB Ankara Şube Başkan Yardımcısı Oğuzhan Bozdağ üstlendi.

AÇILIŞ KONUŞMASINDA GEÇMİŞE VE BUGÜNE GÖNDERME

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Derya Başyılmaz, sözlerine dün hayatını kaybeden Prof. Dr. Metin Sözen’i anarak başladı. Konuşmasında, Türkiye’nin içinden geçtiği sıcak günlere ve orman yangınlarının yol açtığı yıkıma dikkat çeken Başyılmaz şunları söyledi:

Yeşil Bursa dediğimiz şehir, yanlış şehircilik kararları ve yangınlar nedeniyle artık gri Bursa oldu. Ormanlar kent kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır tıpkı Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) gibi. Atatürk’ün mirası olan AOÇ için verdiğimiz tüm hukuki mücadeleleri kaybettik. Ancak kaybeden biz değil, kentimiz oldu."

Başyılmaz, Ulus’ta yer alan Otel Gönç Palas binasının yıkımına karşı verilen mücadelenin ise sonuç verdiğini, yapının tescil edilerek Resmî Gazete’de yayımlandığını söyledi. Başyılmaz, ayrıca mimar Ayhan Böke tarafından tasarlanan İş Bankası Genel Müdürlük binasının da kent kimliği açısından korunması gereken yapılar arasında olduğunu vurguladı.

"ULUCANLAR MİMARİSİ GEÇMİŞİN İZLERİNİ TAŞIYOR"

Etkinliğin gerçekleştiği mekan olan Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nin seçilme nedeni hakkında da konuşan Başyılmaz, binanın restorasyonunda doğal malzemelerin kullanılmış olması ve hafızayı koruması nedeniyle program için sembolik bir anlam taşıdığını belirtti. Başyılmaz, "Cezaevinin avlusundan geçerken görmüşsünüzdür" diyerek avluda bulunan Necip Fazıl ve Nazım Hikmet’in şiirlerinden birer kıta okuyarak sözlerini sonlandırdı.

“Zindan iki hece
Baba katiliyle babam bir safta"

“Bugün pazar,
bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar”

PROF.DR.BİLGE IŞIK: "DAYANIKLI YAPI İÇİN GELENEKSEL BİLGİYE DÖNMELİYİZ"

Yüksek Mimar Prof. Dr. Bilge Işık, “Dünya nüfusunun üçte birini yaşatan, sağlıklı, zamana dayanıklı, deprem güvenli yapı” başlıklı sunumunda geleneksel inşa tekniklerinin önemine değindi. Kerpiç, taş ve yığma yapılar üzerine yaptıkları deneysel çalışmalardan örnekler sunan Işık, 2010 yılından bu yana Ankara’da yürüttükleri sarsma tablası deneyleriyle, yatay esnekliğin deprem güvenliği açısından kritik olduğunu belirtti.

SERKAN AKIN: TÜRK EVİ ANADOLU'NUN KURTULUŞ YOLUDUR"

Yüksek Mimar Serkan Akın, “Geleneksel yaşam, Türk evi ve tarihi şehirlerin önemi” başlıklı konuşmasında modern yaşamın bireyi nesneleştirdiğini ve geleneksel yaşamın bunun panzehiri olduğunu savundu. Türkiye’de konut sahipliğinin 2000’li yıllarda yüzde 70’lerden yüzde 56’ya düştüğüne dikkat çeken Akın, kentleşmenin demografik, sosyal ve ekonomik sorunların temelinde yattığını belirtti.

Akın, “Türk halkının yüzde 90’ı müstakil evde yaşamak istiyor. Geleneksel Türk evi sadece bir barınma alanı değil, üretim ve dayanışma mekânıdır. Mahalleye rastgele girilmez herkes birbirini tanır, mahalleye girilecekse o mahalleliden izin alınır” dedi. Akın ayrıca, İstanbul’un nüfus yoğunluğu ve kentsel risklerini azaltmak için ülke fonksiyonlarının Anadolu şehirlerine dağıtılması gerektiğini vurguladı.

CELALEDDİN ÇELİK: "ZAMANSIZ GÜNCELLİK MİMARLIĞIN PUSULASIDIR"

Mimar Celaleddin Çelik ise “Yarını hatırlamak: Zamansız güncellik” başlıklı konuşmasında çağdaş mimarlıkta özgünlük krizine dikkat çekti. Mimari ofislerin cesaretsizleştiğini belirten Çelik, “Bir yapıya çatı çizmenin bile tehlikeli algılandığı bir çağdayız” dedi. Çelik, “zamansız olanla perdesiz ilişki” kurmanın mimarlıkta yeni ufuklar açabileceğini savundu.

FARUK SOYDEMİR: "ÇOCUKLARA MİMARİ MİRASI ANLATMALIYIZ"

Mimar Faruk Soydemir, Ankara Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde yürütülen kültürel miras eğitim projelerinden söz etti. 9-12 yaş grubu 450 çocuğa Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi yapılarının tanıtıldığı geziler düzenlediklerini belirten Soydemir, tasarruf tedbirleri nedeniyle bu projelere ara verildiğini, ancak çalışmaların yeniden başlaması için belediye ile görüştüklerini aktardı. Soydemir, "Ankara’nın kalbi olan Ulus’ta Pirinç Han, Suluhan, Arslanhane Camii, Hacı Bayram Camii gibi yapılar gözbebeğimizdir. Bunların korunması hepimizin görevi.” diyerek sözlerine son verdi.

Panel sonrası panel konuşmacılarına TMMOB tarafından çiçek ve hediye takdimi ve ardından fotoğraf çekimi yapıldı.

YERELİN RUHUNU ÇİZGİLERLE ANLATMAK: ESKİZ ATÖLYESİ

Konferans kapsamında düzenlenen “Eskiz Yapı-Yorum: Yerelin Ruhunu Çizgilerle Anlatmak” başlıklı atölyede katılımcılar, kentin mimari belleğini kendi perspektiflerinden çizimler yaprak yorumladı. Farklı yaş ve meslek gruplarından katılımcılar, yapı eskizleri yaparak mimari gözlemlerini ve yaratıcılıklarını kâğıda döktüler. Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nin atmosferinden ve etkinlikte tartışılan temalardan ilham alan katılımcılar, eskizleriyle öğrendiklerini görsel olarak pekiştirdi.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber