Ankara’da KESK nöbeti: “Bu süreç göstermelik”
KESK ve beraberindeki sendikalar, hakem heyeti sürecine tepki için Sayıştay önünde 4 gündür nöbette. KESK Başkanı Ahmet Karagöz, “Emekçilerin tek çıkış yolu birlikte direnmek” derken, Eş Genel Başkan Ayfer Koçak süreci “sefalet politikalarının oyunu” olarak nitelendirdi.
18 Ağustos'ta iş bırakan kamu emekçileri sıcak havalara rağmen dört gündür Ankara'da Sayıştay önünde oturma eylemini sürdürüyor. KESK Başkanı Ahmet Karagöz, Yeni Ankara’ya yaptığı açıklamada, konfederasyonun taleplerinin hem ekonomik hem de demokratik boyutlarıyla masaya sunulduğunu ancak karşılık bulmadığını ifade etti.
"BU SÜREÇ GÖSTERMELİK"
Karagöz, sürecin başından bu yana alanlarda olduklarını hatırlatarak şöyle konuştu:
“Üç aydır hem Ankara’da hem de ülkenin dört bir yanında emekçilerin taleplerini dile getirdik. Ancak bugün görüyoruz ki ne Memur-Sen ne de Türk Kamu-Sen 4 milyon kamu emekçisinin, 2,5 milyon kamu emeklisinin gerçek temsilcisi olabildiler. Onlar içeride klimalı odalarda otururken bizler güneşin altında çadır kurup taleplerimizin arkasında duruyoruz.”
Emekçilerin yoksulluk sınırının altında yaşadığına dikkat çeken Karagöz, “Siyasal iktidar yandaşa, patrona, çok uluslu şirketlere kaynak buluyor ama söz konusu emekçiler olduğunda kaynak yok” dedi. Hakem heyetinin bağımsız karar vermeyeceğini belirten Karagöz, “Orada bulunan üyeler siyasi iktidarın önerilerini olduğu gibi onaylayacak. Bu süreç göstermelik” ifadelerini kullandı.
"ÇIKIŞ YOLU BİRLİKTE DİRENMEK"
Karagöz, emekçileri mücadeleyi büyütmeye çağırarak, “Bugün toplu sözleşme masası satış masası değildir. Emekçilerin tek çıkış yolu birlikte direnmekten geçiyor. İşçi kardeşlerimizle de dayanışmayı sürdüreceğiz.” dedi.
KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak ise “Yetkisiz ve etkisiz konfederasyon gerçeği açığa çıkmıştır” diyerek eleştirilerini dile getirdi. Koçak, Ankara’da Sayıştay önünde devam eden nöbette yaptığı konuşmada toplu sözleşme sürecine ve hakem kuruluna sert eleştiriler yöneltti. Sürecin emekçilerin iradesini yok sayan bir oyuna dönüştürüldüğünü belirtti.
Koçak, yetkili konfederasyonların söylemleriyle pratiklerinin çeliştiğini ifade etti. Koçak, “'Hakem kurulu noter görevi görüyor' diyenler aynı kurula katılarak onu işlevsel hale getirdiler" dedi. Koçak, ayrıca, 170 liralık eş yardımının 500 liraya çıkarılmasını kazanım olarak sunmanın emekçileri kandırmak anlamına geldiğini söyledi.
Hakem kuruluna taşınan 58 maddenin hiçbirinde gerçek bir hak elde edilmediğini vurgulayan Koçak, “Bu maddelerde emeklilik hakkı yok, iş güvencesi yok, yoksulluğu bitirecek bir düzenleme yok, kreş hakkı yok, ikramiye yok. Yani emekçilerin temel talepleri tamamen görmezden gelinmiş durumda” değerlendirmesinde bulundu.
Muhatap olarak yalnızca Maliye Bakanlığının gösterilmesini de eleştiren Koçak, “Madem muhatap Maliye Bakanlığı idi, neden sürecin başında Cumhurbaşkanlığı ziyaret edildi?” sorusunu yöneltti.
Yeni Ankara’ya özel yaptığı açıklamada ise Koçak, emekçilerin sefaletinin ortağı haline gelen yetkisiz ve etkisiz konfederasyonlara karşı kamu emekçilerini uyararak şunları söyledi:
“Gerçek söz ve karar hakkı emekçilerdedir. Emekliler ve çalışanlar vekaletlerini bu konfederasyonlardan çekmeli ve mücadele eden sendikalarla yan yana gelmelidir.”
Koçak, bugüne kadar yürütülen yedi toplu sözleşme sürecinin hiçbirinin gerçek anlamda toplu sözleşme olmadığını da vurguladı. Masanın bir tarafında işveren heyetinin, diğer tarafında ise emekçileri temsil etmesi gereken konfederasyonların bulunduğunu ancak bugüne kadar izlenen pratiklerin sefalet politikalarında ortaklaşma üzerinden geliştiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı tarafından atanan isimlerden oluşan hakem kurulunun da biçimsel anlamda emekçilerin tarafını temsil etmediğini belirtti.
"KÜÇÜK EKLEMELERİ KAZANIM GİBİ SUNUYORLAR"
Hakem kuruluna başvuru yapmama kararı alan konfederasyonların kısa süre içinde kurula girerek bu yapıyı işlevsel hale getirdiklerine dikkat çeken Koçak, “Başvuru yapmamakla kurula girip onu işlevsel hale getirmek arasında emekçiler açısından hiçbir fark yoktur” dedi.
Koçak, konfederasyonların bu tavrıyla yetkisiz ve etkisiz olduklarını açığa çıkardığını belirterek kamu emekçilerine şöyle seslendi:
“Ortağı olduklarının arkasında durarak kendi yoksulluğunuzun ortağı olmayın. Olmanız gereken yer çok açık; Mücadele eden sendikaların, konfederasyonların yanıdır. KESK’in kapıları sonuna kadar tüm kamu emekçilerine açıktır.”
ASİM-SEN GENEL BAŞKANI ÖZGÜR KARACA: “BİRLEŞİK MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ”
Askeri işyerlerinde görevli kamu çalışanlarını temsil eden ASİM-Sen Genel Başkanı Özgür Karaca, toplu sözleşme sürecine ilişkin Yeni Ankara’ya değerlendirmelerde bulundu. Karaca, yalnızca KESK’in değil, farklı sendika ve federasyonların da Sayıştay önünde yürütülen nöbete destek verdiğini belirtti.
"SÜREÇ ŞEFFAFLIKTAN UZAK YÜRÜTÜLÜYOR"
Hakem heyetinin tarafsızlığını yitirdiğini dile getiren Karaca, hem “hakeme başvurmadık” açıklaması yapan hem de kurula üye gönderen konfederasyonların emekçilerin mücadelesini zayıflattığını söyledi. Bu tutumun, memurların ve emeklilerin sefalet koşullarının Meclis gündeminde tartışılma imkânını ortadan kaldırdığını belirterek sürecin şeffaflıktan uzak yürütüldüğünü vurguladı.
Karaca, asıl amacın bu tabloyu kamuoyuna teşhir etmek ve mücadeleyi büyütmek olduğunu dile getirerek, “Karar ne olursa olsun, bizler emekçilerin ve emeklilerin yaşadığı sefalet düzenini teşhir etmeye devam edeceğiz” dedi.
Bütçe sürecine de dikkat çeken Karaca, önümüzdeki dönemde birleşik mücadelenin önemine işaret etti. Sadece memurların değil, emeklilerin, kamu işçilerinin ve özel sektör çalışanlarının da ciddi bir yoksulluk içinde olduğunu belirtti. Sermayeye kaynak aktarılırken emekçilerin sırtına yeni yükler bindirildiğini söyleyen Karaca, buna karşı eylemleri sertleştirerek sürdüreceklerini ifade etti.