Ankara zehirleniyor! Çubuk, İncesu, Ova Çayı ve Ankara Çayı’nda korkutan kirlilik!

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Ankara’nın su kaynakları ile ilgili kritik uyarılarda bulundu ve Ova Çayı’ndaki kirliliğin boyutunu açıkladı.

Çevre Mühendisleri Odası, Ankara’nın su kaynakları olan Çubuk, İncesu, Ova ve Ankara Çayı’nda ciddi kirlilik tespit edildiğini duyurdu. Sincan Yenikent’teki cezaevinden kaynaklanan kaçak atıksu deşarjı ile ASKİ’nin altyapı eksikliklerinin Ova Çayı’nda çevre felaketine yol açtığı belirtildi. Oda, tüm sorumluların tespit edilmesini, yasal yaptırımların uygulanmasını ve su kaynaklarının korunmasını istedi.

Ova Çayı’ndaki kritik durum hakkında Çevre Mühendisleri Odasının yaptığı açıklama ve uyarının ardından ÇMO Ankara Şube Başkanı Müge Karamustafa, alarm veren su kaynaklarına dair merak edilenlerle ilgili Yeni Ankara’ya konuştu.

OVA ÇAYINDA SUYUN KALİTESİ “KİRLİ” SINIFINA DÜŞTÜ

Ova Çayı’ndaki kirliliğin boyutu ve bu durumun çevre, halk sağlığı üzerindeki etkileri ile ilgili Karamustafa, yapılan deşarjlardan dolayı ova çayı kalite sınıfının, Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliğine göre üçüncü sınıf (kirli su) halini aldığını belirtti.

“SORUMLULUKLARI YERİNE GETİRMEYEN HERKESİN PAYI VAR”

ÇMO’nun daha önce yaptığı açıklamada cezaevinden kaynaklanan kaçak atıksu deşarjı iddiasına dikkat çekilmişti. “Bu konuda hangi kurumların ihmali ya da sorumluluğu olduğunu düşünüyorsunuz?” sorusuna ise Karamustafa’dan net bir yanıt geldi. Yanıtta, bugüne kadar sorumlulukları yerine getirmeyin herkesin payının olduğu, geçmişten gelen bir sorunun bugün patlak verdiği ifade edildi.

BÖYLE BİR OLAYIN TEKRARLANMAMASI İÇİN NELER YAPILMALI?

ÇMO Ankara Şube Başkanı Müge Karamustafa, böyle bir olayın tekrarlanmaması için hangi adımların atılması gerektiğini de anlattı:

“Cezaevi tarafından atıksu arıtma tesislerinin işlevsel hale getirilip, sınır değerlerin sağlanarak çevre izni alınması akabinde deşarj edilmesi ve ASKİ tarafından keresteciler ve Saray bölgesinde yer alan endüstri tesislerinden yağmur suyu kanallarına kaçak atıksu deşarjlarının kesilmesi gerekmektedir.”

“TARIMSAL SULAMADA OLUMSUZ ETKİ YARATABİLİR”

Karamustafa, bu tür kirliliklerin yeraltı sularına veya tarımsal sulamaya etkilerine ilişkin de konuştu ve yapılan deşarjların metal konsantrasyonlarını artırdığını, bunun da tarımsal sulama ve yeraltı sularında olumsuz etkilere yol açabileceğini dile getirdi. ÇMO Ankara Şube Başkanı ayrıca bu durumun hem ürün kalitesini düşürebileceği hem de uzun vadede toprak yapısını bozabileceğini ifade etti.

“ALTYAPI SİSTEMİ TAMAMEN ELDEN GEÇİRİLMELİ”

Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Müge Karamustafa, Ankara’da benzer çevre felaketlerinin önüne geçmek için altyapı yatırımlarının acilen tamamlanması gerektiğini, özellikle Saray ve Keresteciler bölgesindeki atıksu ve yağmur suyu sistemlerinin yenilenmesinin büyük önem taşıdığını belirtti.

YURTTAŞLAR İÇİN BAŞVURU ADRESLERİ

Bu tür olaylarda vatandaşların hangi mercilere başvurarak haklarını savunabileceğine ilişkin de hatırlatma yapan Karamustafa, Savcılık, Çevre Bakanlığı ve taşra teşkilatı, valilik ile yerel yönetimleri adres gösterdi.

SU KALİTESİNİN SINIFLANDIRILMASI

“Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği”, Türkiye’de akarsuların ve göllerin su kalitesini dört sınıfta tanımlar. Bu sınıflar, suyun ne kadar temiz olduğunu ve hangi amaçlarla kullanılabileceğini gösterir.

Birinci sınıf (Çok iyi kalite): İçme suyu olarak kullanılabilir, arıtma gerektirmeden ekolojik olarak temizdir.

İkinci sınıf (İyi kalite): İçme suyu olarak kullanılmadan önce arıtılması gerekir, tarımda ve balıkçılıkta kullanılabilir.

Üçüncü sınıf (Kirli su): Endüstriyel su temini için ancak ileri arıtma yapılarak kullanılabilir. Ekosistem üzerinde zararlıdır, canlı yaşamı için risklidir.

Dördüncü sınıf (Çok kirli su): Ağır derecede kirlenmiş, hiçbir şekilde doğrudan kullanılmaması gereken su.

Yani Ova Çayı’nın üçüncü sınıf hale gelmesi, suyun artık insan temasına ve ekolojik yaşama uygun olmadığını, içme veya sulama suyu olarak kullanılamayacağını ve ancak ileri arıtma sonrasında bazı sanayi işlemlerinde kullanılabileceğini gösteriyor.

Bu düzeyde kirlilik genellikle atıksu deşarjları, endüstriyel sızıntılar, tarımsal kimyasallar ve yetersiz kanalizasyon altyapısı gibi nedenlerle oluşur. Uzun vadede hem yeraltı sularını kirletir, hem de tarımsal ürünlerde ağır metal birikimi, ekosistemde balık ölümleri, kötü koku ve halk sağlığı sorunları (örneğin deri, solunum, bağırsak hastalıkları) yaratır.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber