Altındağ'dan 25 Kasım mesajı! Jandarma Astsubay Nacaklı uyardı: "Şiddete karşı sessiz kalmayın, KADES hayat kurtarır!"

Altındağ Belediyesi, aile içi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine dikkat çekmek amacıyla anlamlı bir etkinlik düzenledi. Programda, şiddetle mücadelede alınabilecek önlemler ve KADES uygulamasının hayat kurtaran önemi anlatıldı.

Altındağ Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında farkındalık oluşturmak amacıyla anlamlı bir etkinliğe imza attı. Aile içi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen program, Ulucanlar Yarı Açık Cezaevi’nde gerçekleştirildi.

Etkinliğe konuşmacı olarak katılan Ankara İl Jandarma Astsubay Özlem Nacaklı, 6284 sayılı kanunla ilgili olarak, “Çocuklarınız var, erkek çocuklarımız var; biz kadınlar olarak bu hakların hepsini kullanabiliyoruz ama unutmayın ki aynı hakları erkekler de kullanabilir. İnsanların maddi sıkıntılar, sabırsızlık gibi çeşitli nedenlerle şiddete daha sık başvurduğunu maalesef gözlemlemekteyiz. Şiddetin her türlüsüne karşıyız; kadının kadına da erkeğe de uyguladığı şiddete karşı duruyoruz. 6284 sayılı kanun denilince kadınlar lütfen sosyal medyada sıkça dile getirilen ‘Evet, ben koruma kararı istiyorum; kafamda bir tane konum olsun.’ şeklindeki yanlış anlayışa kapılmasınlar. Eğer şiddet görüyorsanız ki Ankara’da ‘kol kırılır yel içinde kalır’ anlayışının hâlen sürdüğü ilçelerimiz de vardır, lütfen susmayın. Eğer siz veya komşunuz şiddet görüyorsa ve buna sessiz kalıyorsanız, bu durum daha da büyür.” dedi.

“KADES BİR UYGULAMA DEĞİL, HAYAT KURTARAN BİR ALARM BUTONU”

KADES uygulamasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Nacaklı, Eskiden kimliklerde erkeklere mavi, kadınlara pembe renk verilirdi; bu uygulama değişti ancak kısacası pembe kimliği olan herkes KADES’i indirebilir. KADES, kadınların bir şiddet anında veya başka bir kadının şiddete uğradığını gördüğünde hızlıca yardım isteyebilmesi için geliştirilmiş bir uygulamadır. Ancak bir olayla karşılaştığınızda 112’yi aramayı bile heyecandan şaşırabilirsiniz; arkanızdan yetmiş kişi geliyormuş gibi hissedersiniz. Ülkemizde farklı ülkelerden gelen çok sayıda insan yaşıyor. Şimdi yolda yürüyorsunuz, bir adamın canı sıkılıyor ve bir kızımıza zarar veriyor; sonra yine canı sıkılıyor ve başka birine yöneliyor. KADES’i kullanmak için telefonunuzda yalnızca internet olması yeterlidir. ‘Telefonum dolu, yer kaplar’ diye düşünüyorsunuz ama hayır. Sizin güvenliğiniz söz konusuysa bunu yapmalısınız.” şeklinde konuştu.

“HER DELİL, HER İHBAR BİZİM İÇİN DEĞERLİ”

Nacaklı, aile içi şiddetin çoğu zaman görmezden gelindiğini ve bunun çok ağır sonuçlara yol açtığını belirterek şunları söyledi:

“Anne ve babalar olarak okulda öğrendiğimiz birçok şeyi maalesef uygulamıyoruz ve çoğu zaman susuyoruz. Bu suskunluk, Allah korusun, çok üzücü olayların yaşanmasına neden olabiliyor. İnsanların neler yaşadığını dışarıdan görmek kolay değil. Sizler evlerinize huzurla dönseniz de herkesin evinde neler yaşandığını bilemezsiniz. Komşunuz şiddet görüyor olabilir ve korktuğu için şikâyet edemeyebilir. Böyle bir durumu sohbet sırasında fark ederseniz, siz onun adına ihbarda bulunabilirsiniz. Eğer bir kadın hızlı bir şekilde bize ulaştıysa ve ortada cebir ya da darp belirtisi varsa, biz hiçbir şekilde şikâyet aramadan resen işlem başlatıyoruz. ‘Kocanızdan şikâyetçi misiniz?’ diye sormuyoruz; kadını ayrı, şüpheliyi ayrı alarak ifadelerini alıyoruz. Kadının elinde en küçük bir delil bile olsa bu bizim için yeterlidir. Kasten yaralama, şikâyete bağlı bir suç değildir. Aile içindeki şiddet vakalarında da durum aynıdır; kişiye kadın olduğu için uygulanan şiddet de doğrudan işlem gerektirir.”

“SESSİZ KALMAYIN”

Son yıllarda hukuk sistemine giren yeni düzenlemelerin hayati önem taşıdığına işaret eden Nacaklı, “Israrlı takip, daha önce Türk Ceza Kanunu’nda açık bir şekilde yer almıyordu. Artık kızınızın üniversitedeki sevgilisi, eski nişanlınız ya da komşunuz sizi sürekli gözleriyle taciz ediyorsa, bunların tümü ısrarlı takip suçu kapsamına giriyor ve cezai yaptırımı bulunuyor. Fiziksel şiddeti tek şiddet türü olarak görmek yanlış; psikolojik ve ekonomik baskı da şiddettir. Kadının parasını vermemek, perdeleri kapatmak, dışarı çıkmasına izin vermemek, ekmek almaya bile gönderilmemesi gibi davranışların tamamı psikolojik baskı niteliğindedir. Eskiden bu konularda başvurulacak mekanizmalar yok denecek kadar azdı, ancak artık kadınlar için çok daha fazla destek noktası var. Siz geldiğinizde kadın personelin sizinle ilgilenmesini isteyebilirsiniz. Kendinizi hangi koşulda güvende hissediyorsanız biz o doğrultuda hareket ediyoruz. Güvenlik güçleri artık sadece erkek egemen yapılar değil; kadın personelin de aktif görev aldığı kurumlar hâline geldi. Bu nedenle sessiz kalmayın, bize başvurun.” diye aktardı.

“AİLEYİ PARÇALAMAK DEĞİL, KORUMAK İÇİN VARIZ”

Aile içi şiddetle mücadelede uygulanan koruyucu ve önleyici tedbirlerin toplumdaki yanlış algıları gidermek adına büyük önem taşıdığını söyleyen Nacaklı, “Amacımız aileyi parçalamak değil, aksine aileyi korumak ve bütünlüğünü sağlamak. Kötü söz, tehdit, baskı ve fiziksel şiddet durumlarında şiddet uygulayan kişi hakkında koruma tedbiri alıyoruz. Evden uzaklaştırma, müşterek konutun eşe tahsisi ve çocuğun geçici olarak korunması gibi kararlar yasal olarak uygulanabiliyor. Kanun, ilk seferde 6 aya kadar uzaklaştırma yetkisi veriyor; ancak biz durumu değerlendirerek daha kısa süreli tedbirler de alabiliyoruz. Kötü niyetle bu hakkı suiistimal edenler çok azdır; bu nedenle genel olarak başvurular haklı gerekçelere dayanır. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri, evinde kalmak istemeyen kadınlara güvenli barınma imkânı sağlıyor. Bu merkezlerde çeşitli kurallar uygulanıyor ve gerek meslek edindirme gerekse psikolojik destek sunuluyor.” dedi.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber