Hobiyle başladı, hayatını sanata dönüştürdü: Filografi ustası Sevilay Güler'in ilham veren hikâyesi

Yaklaşık 9 yıldır filografi sanatıyla uğraşan Sevilay Güler, sanat yolculuğuna hobi olarak başladığını ancak zamanla bu alana derin bir tutkuyla bağlandığını söyledi. Sanatını daha geniş kitlelere ulaştırma hayali kuran Güler, “En büyük hedefim kendi atölyemi açmak. Atölyemi açtıktan sonra, insanlara sanatımı tanıtmak ve çeşitli workshoplar düzenlemek istiyorum.” dedi.

“HOBİYLE BAŞLADIM, MESLEĞİME TUTKUYLA BAĞLANDIM”

Sanat yolculuğuna ilk zamanlarda hobi olarak başladığını söyleyen Güler, daha sonra mesleğine büyük bir tutkuyla bağlandığını belirterek, “Yaklaşık 9 yıldır bu sanatlarla ilgileniyorum. Sadece tek bir sanat dalıyla ilgilenmiyorum. Ahşap yakma, kağıt rölyef, filografi ve tezhip sanatlarıyla ilgileniyorum. En çok ilgilendiğim bölümler ise ahşap yakma ve filografi var. Bu ilçede olmamızın gerçekten çok fazla avantajı var. Çünkü belediye başkanımız hanımlara çok güzel imkânlar sunuyor. Kadın Eğitim ve Kültür Merkezleri, evde olan ya da meslek edinmek isteyen kadınlar için gerçekten çok faydalı bir hizmet. Ben de işsiz olduğum bir dönemde bu kurslara katıldım. Kendimi de evde geliştirdim. İlk zamanlarda hobi olarak başladım. Sergilere katılmak ya da stant açmak gibi bir düşüncem yoktu. Daha sonra emeğimin sonuçları çok güzel olunca mesleğime daha çok bağlandım.” ifadelerine yer verdi.

AHŞAP YAKMA SANATININ İNCELİKLERİ

Ahşap yakma sanatında malzemenin önemine dikkat çeken Güler, çalıştığı yüzeyin sanatın kalitesini ve zorluklarını etkilediğini şu sözlerle anlattı:

“Ahşap yakma sanatı, kullandığımız malzemeye göre değişkenlik gösterebiliyor. Bazen bir kütük üzerine bazen de normal kavak ağacı üzerinde çalışıyorum. Düz bir zemin olan kavak ağacı üzerine çalışmak gayet hoş oluyor. Tonlamaları ve gölgelendirmeleri çok rahat yapabiliyoruz. Ancak kütük üzerinde çalışmak gerçekten zorlu oluyor. Makineyi çok iyi kullanmanız gerekiyor. Biz tek çeşit makine kullanıyoruz. Makinenin ayarı var ve o ayara göre tonlamasını ve diğer vurgularını yapabiliyorum.”

“FİLOGRAFİ SANATI SABIR İSTER”

Filografi sanatının inceliklerini ve zorluklarını anlatan Güler, bu sanatın sabır ve emek gerektirdiğini vurgulayarak, “Filografi sanatı da çok sabır ve emek isteyen bir iştir. İlk olarak zeminden başlıyorsunuz. Tabii kadın olarak sürekli çivi çakmak zor oluyor. Ardından telleri çok nizami bir şekilde, tekniklerine göre dolamanız gerekiyor. Eğer bir teli kaçırırsanız bütünü bozmuş olursunuz ya da bir çiviyi eğri çaktığınız zaman bütünlük bozulur ve tekrardan baştan başlayabilirsiniz. Elbette çok ince ve detay bir iştir. Sabır bu işin başıdır. Dolayısıyla insanların bu konuya ilgisi de mesleğe olan isteği artırıyor.” şeklinde konuştu.

“BASKILI KAĞITTAN ÜÇ BOYUTLU SANAT ESERİNE”

Baskılı kağıtların aşama aşama çıkarılarak ütüleme işlemiyle şekillendirildiğini ifade eden filografi ustası Güler, “Kağıt rölyef sanatı ise baskılı kağıtların aşama aşama çıkarılmasıdır. Bu rölyefin malzemesi olan ütüleme işlemi uygulanır. Ardından araya silikon ve diğer malzemeler kullanılarak yapıştırılır ve üç boyutlu bir ürün haline gelir. Bu sanat gerçekten detay isteyen bir iştir. Çünkü kesim işlemi makasla ya da maket bıçağıyla kolayca kesilebilecek bir iş değildir. İnce ince, detay detay her aşamasıyla uğraşıyorsunuz. Bu da en çok söylediğim gibi filografi sanatında olduğu gibi gerçekten çok sabır ve emek isteyen bir iştir.” diye aktardı.

“ATÖLYE AÇIP SANATI İNSANLARLA PAYLAŞMAK İSTİYORUM"

Sanatına olan tutkusunu daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefleyen Güler, atölye açma hayali olduğunu söyleyerek, “Atölye açmayı çok istiyorum. Atölyeyi açtıktan sonra insanlara bu işleri tanıtmak ve workshop etkinlikleri düzenlemek projelerim arasında. Evet, şu an e-ticaret ve internet üzerinden, Instagram sayfalarından ve diğer platformlardan ufak tefek siparişler alıyoruz.” dedi.

“HOBİLERİNİZİN PEŞİNDEN GİDİN”

Herkesin hobilerin peşinden gitmesi gerektiğini vurgulayan Güler, şunları söyledi:

“Bence herkes hobilerinin peşinden gitmeli. Ben bu işe evde başladım ve birçok şeyi göze aldım. Kimse boş durmasın, herkes bir şeyler üretsin. Çünkü gerçekten boş durmak bambaşka, üretmek bambaşka bir şey. İnsanın ufku genişliyor. Sanat eserleri ortaya çıktıkça, içinizdeki ruh da ortaya çıkıyor ve ruhunuzu dinlendiriyorsunuz. Bu sebeple sanat çok değerli. Herkese tavsiye ediyorum.”