Başkent susuz, eğitim çaresiz
Günlerdir güzel Ankara’nın bazı ilçelerinde, belirli mahallelerde sular yok. Ne hikmetse, kesintiler hep aynı semtlerde yaşanıyor. Hat, Ankara’nın genel su hattı; ancak kesinti hep aynı bölgelerde gerçekleşiyor. Tabii bu susuzluk, sadece günlük yaşamı değil, eğitimi de doğrudan etkiliyor.
Okulların durumuna gelirsek, binlerce öğretmen ve öğrenci, suları akmayan okullarda ders yapmaya çalışıyor. Oysa eğitim, sadece kitaplarla sınırlı bir alan değil. Hijyen, sağlık, güvenlik de bu sürecin ayrılmaz parçaları. Bu parçaların hiçbiri, eğitim bütününden ayrı düşünülemez. Şartların oluşmadığı bir ortamda, verim de beklenemez. Öğrenciler temel ihtiyaçlarını karşılayamazken, öğretmenler bu durumu idare etmeye çalışıyor. Veliler ise son derece tepkili. Bu sorunun sadece “altyapı çalışması” gibi gerekçelerle açıklanması, kimseye yeterli gelmiyor. Devletin asli görevlerinden biri, vatandaşının refahını sağlamak ve çocuklara sağlıklı bir eğitim ortamı sunmak.
Sürecin yönetilmesi noktasında; devlet okullarına yeterli büyüklükte su depoları konulabilir ve bu depoların bakımları düzenli olarak yapılabilir. Belediyeler tarafından okullara acil su desteği sağlanabilir. Hijyen denetimleri artırılabilir, çünkü kalabalık ortamlarda temizlik çok çok önemli.
Bizler, koronavirüs gibi büyük bir salgını daha yeni atlatmışken; bu tür ortamlar, yeni salgınlara davetiye çıkarıyor. Gerekli önlemleri zamanında almak, yaşanabilecek sorunları önlemenin en etkili yolu.
Bir belediyeye, başkent halkına böylesi bir sıkıntı yaşatmak yakışmaz, kanaatimce. Kalıcı çözümler üretmek, halkın güvenini yeniden tesis eder. Güven, herkes için çok önemli. Hele ki -kaynağı kulaktan kulağa bir haber olmakla birlikte- bazı okulların, öğrencilerden su ve çamaşır suyu getirmeleri istediği konuşuluyor. Eğer bu iddia doğruysa, okul yönetimlerinin çaresizliği ele alınması gereken bir durum.
Susuzluğun devam etmesi halinde; el-ayak hastalığı, bit, mantar gibi salgınları da duymamız an meselesi olabilir. 2025 yılında bunları konuşmak, çok vahim. Bu nedenle, siyaseti bir kenara bırakıp ivedilikle çözüm üretilmesi şart.. Başkent halkı susuz geçen bu günleri unutmaz. Bu yaşananlar, ileride siyasilerin karnesine eksi not olarak yazılır.
Çocuklarımızın okul günlerinde güzel anılar biriktirmesi gerekli. Bu ülkenin çocukları, susuzluk gibi kötü anılarla değil, umutla ve güzelliklerle büyümeyi hak ediyor.