İmralı'dan şifreli mesaj! “Geçiş süreci” derken ne kastediliyor?
İmralı’da üç saat süren görüşmenin ardından PKK terör örgütü lideri Öcalan’dan dikkat çeken bir mesaj geldi. Öcalan, “Kürt olgusunun Cumhuriyet’in yasallığına dahil edilmesi gerektiğini” savunarak “güçlü bir geçiş süreci” çağrısı yaptı. İşte detaylar...
DEM Parti İmralı Heyeti, İmralı Adası’nda PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmenin detaylarını kamuoyuyla paylaştı.
Yaklaşık üç saat süren görüşmenin ardından yapılan açıklamada, Öcalan’ın “Kürt olgusunun Cumhuriyet’in yasallığına dahil edilmesi.” yönündeki ifadeleri öne çıktı.
Heyet, görüşmenin “olumlu bir atmosferde geçtiğini”, terör örgütü lideri Öcalan’ın “sağlık ve moral durumunun güçlü olduğunu” belirtti. Öcalan’ın mesajı, Türkiye’nin siyasal gündeminde “demokratik entegrasyon” ve “yeni süreç” tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
“GÜÇLÜ BİR GEÇİŞ SÜRECİ GEREKİYOR”

DEM Parti tarafından aktarılan açıklamada, Öcalan sürece ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“İçinde bulunduğumuz süreci ilerletebilmek, tarihi ve sosyolojiyi daha fazla ciddiye almayı gerektiriyor.
Türk-Kürt ilişkisinin bin yıllık iki sütun olarak bugüne geldiğinin tespiti önemlidir. Kürt olgusunun tüm boyutlarıyla Cumhuriyet’in yasallığına dahil edilmesi ve bunun için güçlü bir geçiş süreci temel alınmalıdır.”
CUMHURBAŞKANLIĞI GÖRÜŞMESİNİN ARDINDAN GELDİ

İmralı ziyareti, DEM Parti heyetinin 30 Ekim’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı bir saatlik görüşmeden hemen sonra gerçekleşti. Buldan ve Sancar, o görüşmenin ardından yaptıkları ortak açıklamada, “Sürecin daha hızlı ve sağlıklı ilerlemesi için karşılıklı anlayış içindeyiz.” ifadelerini kullanmıştı.
İmralı’daki temasın, bu görüşmenin hemen ardından yapılması, “koordineli bir siyasi trafik” yorumlarını da beraberinde getirdi.
YENİ SÜREÇ TARTIŞMASI
Abdullah Öcalan’ın “Cumhuriyet’in yasallığı” vurgusu, siyasi çevrelerde yeni bir dönemin işareti olarak değerlendiriliyor. Öcalan’ın “demokratik entegrasyon” ve “hukuksal temel” ifadeleri, Türkiye’nin yüzüncü yılı sonrası siyasal dengelerde yeni bir çözüm hattı mı kuruluyor? sorularını gündeme getirdi.