MÜSİAD Başkanı Özdemir’den faiz mesajı! Temmuzda çok ciddi düşüş bekliyoruz

MÜSİAD Genel Başkanı Özdemir, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) uyguladığı politika faizine ilişkin, "Özellikle temmuz ayında çok ciddi bir anlam ifade eden bir düşüş bekliyoruz. Belki 350-400 kadar bir düşüş gelmesini bekliyoruz." dedi.

MÜSİAD Başkanı Özdemir’den faiz mesajı! Temmuzda çok ciddi düşüş bekliyoruz

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Burhan Özdemir, ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AA Finans Masası'na konuk olan MÜSİAD Genel Başkanı Özdemir, TCMB’nin faiz kararı ile ilgili beklentilerini açıkladı.

"İKİ SENARYO MASA DA"

Özdemir, Rusya-Ukrayna savaşının ardından geçen haftalarda İsrail-İran arasında yaşanan gerilimin dünya ekonomisinde ve ticaret rotalarında yarattığı belirsizliğin, Türkiye'ye ve Türk ekonomisine etkileri ile ilgili şunları söyledi:

"Geçtiğimiz iki hafta içerisinde İsrail'in İran'a yapmış olduğu saldırı sonrasında ABD'nin direkt olarak askeri destek vermesi sonucuyla bölgemizde oldukça ciddi gerilimler yaşandı. Bunu iki farklı senaryoyla değerlendirmek lazım. Birinci senaryoda ABD'nin saldırı yapmadan öncesinde Tahran yönetimine durum bildirmesi ve nükleer santrallerle ilgili gerekli tedbirlerin alınması yönündeki senaryo. Bu senaryoda ABD, İsrail'in üstün geldiği bir senaryoyu planlayarak hareket etmiş olabilir diye düşünüyoruz. İkinci senaryoda ise gerçekten gerilimin doğal haliyle tırmanması senaryosu."

"GERİLİM DÜŞSE DE ÇELİŞKİLER SÜRÜYOR"

Özdemir, "Geçtiğimiz hafta hatta daha öncesinde de açıklanan ateşkes anlaşması sonrasında gerilim biraz daha düştü. Halen daha çelişkili açıklamalar, çelişkili faaliyetler göze çarpıyor. Ama şu an için herhalde bahsettiğim birinci senaryonun gerçekleştiğini biz düşünüyoruz. Daha çok danışıklı dövüş şeklinde bir durum söz konusu. Çünkü buradan İsrail baktığınızda kendi adına İran'ın nükleer kapasitesini geriletme gibi bir kazanç elde ettiğini söylüyor. İran, İsrail'in Demir Kubbe'sini deldiğini ve Amerika Birleşik Devletleri'nin üstlerini bombaladığını söylüyor. Onlar için kazanç tarafı bu. ABD için de şüphesiz müdahale ettikleri için ateşkesin sağlandığı gibi bir artıdan bahsediyorlar." ifadelerini kullandı.

Olayların ikinci senaryoya doğru yürümemesi temennisinde bulunan Özdemir, Türkiye açısından konuya bakıldığında ilk etapta öne çıkan konunun petrol fiyatları olduğunu dile getirdi.

Özdemir, "Çünkü 93-94 milyar dolara yakın 2023'te bizim enerji ithalatımız var. Bu, doğrudan etkilenebilme ihtimalini gösteriyordu. Eğer birinci senaryodaki gibi olur ve biraz daha tansiyon gitgide azalırsa petrol fiyatlarının 60 dolarlara kadar gerileme ihtimali var." dedi.

"ATEŞKESE RAĞMEN TEHLİKE SÜRÜYOR"

Özdemir, dünyanın oldukça ciddi bir gerilimi üzerinde taşıdığına dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her ne kadar burada bir ateşkes anlaşması olsa da dünyanın genel barış ve refah ortamının sağlanması adına çok ciddi bir yara aldığını da söylemek zorundayız. Dolayısıyla bunun hemen akabinde olmasa bile bölgemizde orta vadede ciddi gerilimler beklemek mümkün. Bu sürpriz olmaz dünya adına da. Ama bu gerilimlerin çok çok tırmanması ülkemizin ötesinde daha küresel bir problem haline gelmesi halinde, dünya ekonomisinin zaten daralan piyasaların daha da daralması ve hatta stagflasyonun tekrardan gündeme gelmesi gibi bir risk taşıdığını söyleyebiliriz. Ekonomimiz özellikle içinden geçtiğimiz dönemde daha da kırılgan. Bizim almamız gereken önlemler, muhtemel birinci senaryonun dışında ikinci türde bir senaryonun gerçekleşmesi ya da daha farklı türevlerinin oluşması adına ekonomimizi daha kısa ve orta vadede alacağımız önlemlerle güçlendirmek durumundayız diye düşünüyorum."

"TL İLE YANİ ENFLASYONLA DÖVİZİN ARASINDAKİ MAKAS ASLINDA BİZİM SANAYİCİMİZİN ÜZERİNE YIKILIYOR"

Dünyada da durumun farklı olmadığını vurgulayan Özdemir, tüm dünyada yaşanan süreç aynı olduğu için büyüme tarafına çok takılmamak gerektiğini, dünyanın küresel problem olarak ele aldığı ve mücadele ettiği bir dönemden geçildiğinden bahsetti.

Özdemir, şunları kaydetti:

"Bizim daha çok enflasyonu düşürmeye ve kredi finansman olanaklarını daha da yaygın hale getirmek ya da daha kolay hale getirmek için uğraşmamız lazım. Sıkı para politikasının yanında dövizle ilgili de baskılama olunca özellikle sanayici üzerinde, çünkü sanayici ihracat yaparken dövizle yapıp ama içeride söz konusu ürünlerin maliyetlerin TL bazında yükleniyor. Dolayısıyla TL ile yani enflasyonla dövizin arasındaki makas aslında bizim sanayicimizin üzerine yıkılıyor. Büyüme rakamlarında da zaten sanayinin eksi geliyor olması birkaç çeyrektir, bunun kanıtı aynı zamanda."