Ankara Barosundan protesto hakkına vurgu: "Direniş yalnızca sokakta değil, hukukta da var"

Ankara Barosu Toplumsal Dava ve Hukuk Araştırmaları Merkezi (TODAM) tarafından düzenlenen “Protesto Hakkı Konferansı”, Ankara Barosu Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda başladı. İki gün sürecek olan konferansın açılışını Baro Başkanı Avukat Mustafa Köroğlu gerçekleştirdi.

Ankara Barosundan protesto hakkına vurgu: "Direniş yalnızca sokakta değil, hukukta da var"

Konuşmasına, 19 Mart’tan bu yana protesto hakkını kullanırken ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalan üniversite ve lise öğrencilerine ithafla başlayan Köroğlu, “Bu konferansı, sokakta, adliyede, emniyette sabaha kadar özveriyle görev yapan TODAM başta olmak üzere tüm hak temelli merkezlerimizin dayanışmasına ve bu süreçte onurla direnen gençlere ithaf ediyorum” dedi.

Köroğlu, konuşmasında 1964’te Kaliforniya Üniversitesi Berkeley kampüsünde gerçekleşen ve “Özgür Konuşma Hareketi”nin simge isimlerinden Mario Savio’nun ünlü “Bodies Upon the Gears” (Dişli Sistemlerin Üzerine Bedenlerimizi Koymak) konuşmasına atıf yaptı. Savio’nun sözlerinin, yalnızca dönemin kampüs hareketlerini değil, tüm dünyada baskıya karşı sivil direnişin tarihsel ve evrensel anlamını simgelediğini vurguladı.

"PROTESTO HAKKI, DEMOKRASİNİN SESİDİR"

Baro Başkanı Köroğlu, protesto hakkının yalnızca anayasal bir güvence değil, aynı zamanda örgütlenme özgürlüğünün ve demokratik toplumun temel dayanaklarından biri olduğunu belirtti ancak Türkiye’de son dönemde bu hakkın ciddi biçimde sınırlandırıldığını söyledi.

Köroğlu, özellikle 19 Mart 2025 sonrasında başlayan sürece dikkat çekerek, Saraçhane eylemlerinden itibaren gençlerin, kadınların ve öğrencilerin barışçıl protestolarının bastırıldığını; gözaltılar, tutuklamalar ve disiplin süreçlerinin olağanlaştırıldığını ifade etti. “Bu müdahaleler, kamu düzeni değil, siyasal kaygılarla hayata geçirildi” diyen Köroğlu, halen süren yargılamaların ve okul içi baskıların da bu sürecin devamı niteliğinde olduğunu vurguladı.

“PROTESTO HAKKINI SAVUNMAK, HUKUKUN ONURUDUR”

Konferansın amacının yalnızca protesto hakkını hatırlatmak değil, bu hakkın güvenli, meşru ve etkin bir biçimde kullanılabileceği bir zemini hep birlikte tartışmak olduğunu belirten Köroğlu, “Hukuk sadece yasa metinlerinden ibaret değildir. Hukuk, direnişle anlam kazanır. Savunma da bir direniştir ve bu direniş yalnızca mahkeme salonlarında değil, sokakta, kürsüde, meydanda da vardır” dedi.

2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun günümüz koşullarına göre yeniden değerlendirilmesinin, dijital çağda protestonun biçim değiştiren doğasının ve kamusal alanın tanımının bu konferansın temel tartışma başlıklarından olduğunu aktaran Köroğlu, bu konuların sadece teorik değil, doğrudan pratik ve yaşamsal bir karşılığa sahip olduğunu vurguladı.

“DÜŞÜNEN İNSAN DİRENİR”

Konuşmasını Hannah Arendt’in “İtaatsizlik, düşünmenin ilk adımıdır” sözüyle sürdüren Baro Başkanı, tarih boyunca yaşanan hak mücadelelerinden örnekler vererek protesto hakkının evrenselliğine dikkat çekti. Gandhi, Mandela ve Martin Luther King’in mücadelelerini anımsatan Köroğlu, “Biz bu özgürlük zincirinin bir halkasıyız” diyerek konferansın bu zincire katkı sağlamasını diledi.

Konferans, protesto hakkının anayasal ve uluslararası boyutlarının ele alınacağı oturumlarla iki gün boyunca devam edecek.